Her yıl yaşanan skandallar ile gündeme gelen Antalya Film Festivali, bu yıl daha başlamadan Ulusal Belgesel Yarışması’nın festival programından çıkarılma kararıyla ortalığı karıştırmayı yine başardı.
Gitgide sansasyonel bir festival haline bürünen Antalya Film Festivali, geçtiğimiz yıllarda skandal sansür uygulamalarıyla sinemacılar ve jüri üyeleri tarafından sık sık boykot edilmişti. Bu yıl Altın Portakal ifadesi festivalin isminden çıkartıldı ve festival ismi Antalya Uluslararası Film Festivali oldu. Değişiklik sadece isimle kalmadı ve Ulusal Belgesel Yarışması’nın festival programından çıkarılmasına karar verildi.
Geçen yılki sansür uygulaması sonrası büyük tepki gören festivalin bu yıl nasıl adımlar atacağı merak ediliyordu. Ancak atılan adımlar, yapılmış hataları düzeltmek yerine belgesellere ambargo uygulamak oldu. Festival, sansürlenen belgeselleri savunmak için tek yürek olup bir duruş sergileyen belgeselcilere ve sinema emekçilerine kapılarını tamamen kapattı.
Skandal ambargo kararı üzerine büyük bir tepkiyle karşılaşan festival çark etti ve belgesellerin ana kategorideki ulusal ve uluslararası yarışmalara katılabileceğini duyurdu. Ancak bu çark ediş sadece bir göz boyamadan ibaretti. Çünkü belgesellerin yarışmaya seçilebilmesi ve kendilerinden katbekat büyük bütçelerle çekilmiş filmler ile mücadele edebilmesi pek olası değil.
Zor şartlarda ve imkansızlıklar içinde çekilen onlarca belgeselin tek gösterim yeri olan ve kitlelere ulaşmasını sağlayan festivaller, belgeseller için hayati önem arz etmektedir. Hele ki ülkenin en büyük ve prestijli festivali olarak kabul edilen Antalya Altın Portakal Film Festivali ya da yeni adıyla Uluslararası Antalya Film Festivali.
52. Uluslararası Antalya Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Altın Portakal için yarışacak 12 aday film belirlendi. Bu filmlerin arasında bir de belgesel yer aldı. Sinema yapma sevdalısı öğrencilerin hikayesini anlatan Nefin Dinç imzalı belgesel “Artık Hayallerim Var”, elbette ki güçlü adaylardan biri değil. Belgeselin tepkilere cevaben göstermelik olarak aday gösterildiğini düşünenler de mevcut.
Belgesellerin seyirci ile buluşmasının engellenemeyeceğini savunan ve ambargoya karşı çıkan bir grup belgeselci ve sinema emekçisi ise festivalim sansürcü yaklaşımı değişmediği müddetçe Uluslararası Antalya Film Festivali’nin hiçbir etkinliğine katılmayacaklarını açıkladılar.