Her gün özellikle kahvaltıda sıklıkla tüketilen salam, sosis, sucuk, pastırma gibi gıdalar ne kadar sağlıklı? Dünya Sağlık Örgütü, bu çeşit gıdaların kanserojen maddeler içerdiğini açıkladı, Sağlık Bakanlığı harekete geçti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün salam, sucuk, sosis, pastırma türündeki gıdaların kanserojen madde içerdiğini açıklaması üzerine Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili araştırma başlatma kararı aldı. Buna göre Sağlık Bakanlığı bu gıdalardaki katkı maddelerini araştıracak ve eğer herhangi bir fazlalık varsa bunun oranını azaltacak.
Özellikle kahvaltılarda ve fast food alışkanlığıyla son yıllarda daha çok tüketmeye başladığımız sucuk, salam, sosis ve pastırma gibi ürünler Dünya Sağlık Örgütü’nün kara listesine girmiş durumda. Salam, sosis ve sucuktaki tehlikeyi anlayabilmek için bu gıdaların nasıl yapıldığı son derece önemli. Bu ürünler iç yağı, sinirler ve sinirlerin etrafından tam olarak sıyrılamayan çürüksü et parçacıkları, kuyruk yağı, akciğerler, deriler, kıkırdaklar, eklem yerleri, iblikler, gagalar, paçalar ve hatta kıllar ve tüyler bu ürünlerin içine karıştırılabiliyor. Bunlar çeşitli fabrikasyon işlemleri sonucunda homojen olarak paketleniyor ve maalesef raflarda karşımıza çıkıyor.
Yeme içme!
Aslına bakılırsa insanlar bu ürünleri tüketirken zaten içleri pek de rahat olmuyor. Özellikle dışarıda, güvenilmeyen restoranlarda bu gıdaları tüketmek sağlam bir bünye ve kocaman bir yürek istiyor. Belirli markaların ürünlerini evde yiyor olmak insanın gönlünü bir nebze olsun ferahlatıyor. Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili başlatacağı araştırmada dileğimiz, piyasadaki zararlı ürünleri tespit edip bunları kaldırması şeklindedir.
Türkiye’de 70-80 tane sucuk fabrikası olduğu zaman üretimin % 100’ü karşılanıyorken, zamanla küçük fabrikaların kapatılması ile geriye kalan ortalama 20’lik oran, fabrikada üretimin % 80’i karşılanıyor. Nielsen’in yaptığı araştırmaya göre; sucuğun pazardan aldığı toplam pay % 54, salam % 21, sosis % 13 iken, pastırma % 5’lik oranıyla ilk 4 sırada yer alıyor.
İşlenmiş et ürünleri son dönemde yapılan araştırmalarda dünyadaki her 30 ölümü birinden sorumlu tutuluyor. Günlük tüketimin ancak 20 grama düşürülmesi durumunda kanser riskinin büyük ölçüde ortadan kalkacağı belirtiliyor. Uzmanların kırmızı et için günlük önerdiği limit tüketim miktarı ise 70 gram. WHO’nun kararının hem bilim dünyasında, hem kırmızı et savunucuları arasında hem de et endüstrisinde deprem etkisi yaratacağı belirtiliyor.
Prof. Dr. Erkan Topuz bu yiyeceklerin yaygınlaşma hızı bu seviyede devam ederse 5 yıl içinde ülkemizdeki kanser oranlarının iki katına çıkacağını belirtiyor ve önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
Peki ya içecekler?
Geçmişte çok kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuş sahte içkiler yine gündeme geldi. Piyasada lider tekel üreticilerinin sahteciliği önlemek için kapaklarında yapmış olduğu yepyeni tasarımlar bile kaçak içkinin önüne bazen geçmiyor. Bunları içen insanlar belki de bu konuyu çok fazla dikkate almayarak hayatından olabiliyor. Bu içkiler hangi ortamda nasıl tüketiliyor, bunları satıcılara kim veriyor, satanların bundan haberi var mı bilmiyoruz, ancak özellikle de satan kişiler durumdan haberdarlarsa en büyük cezayı alması gereken insanlar olmalılar. Bu içkileri birkaç TL daha fazla kazanmak için yapan bir insan, sahte içki üretimi yapan insanlardan daha fazla suçludur.
Kaynak: bilgiustam.com
