Inception (Başlangıç) filmi, Hz. Peygamberin meşhur bir hadisi ile şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor. “İnsanlar uykudadır, ölünce gözleri açılacak.” Filmdeki uyanma sahnelerini düşününce insan hayret ediyor.
Christopher Nolan’ın iki yıl üzerinde çalıştığı ve senaryosunu bizzat yazmış olduğu bir film Inception. Eminim çoğunuz izlemişsinizdir. İzlemeyenlere de tavsiye ederim. IMDB‘de en çok sevilen filmler arasında 14’üncü sırada.
Rüyaların gerçek hayat ile karıştığı ve aslında hangisinin gerçek olduğunun dahi bilinemediği rüyalar dünyasında bir gezinti sunan, özgün bilim kurgu filmi “Başlangıç/Inception” Türkiye’de 2010 yılının en çok izlenen yabancı filmi oldu.
Başrollerinde Leonardo DiCaprio, Ken Watanabe, Joseph Gordon-Levitt, Marion Cotillard, Ellen Page, Tom Hardy, Cillian Murphy, Tom Berenger, Dileep Rao ve Michael Caine’in yer aldığı filmin senaryosu Sufi görüşlerine oldukça yakın. Hz. Peygamberin meşhur bir hadisi ile şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.
En-nasü niyamün ve iza matû, intebehû
(İnsanlar uykudadır, ölünce gözleri açılacak)
Filmdeki uyanma sahnelerini düşününce insan hayret ediyor.
Hz. Mevlana Rüyadaki suretleri gerçek bil, hayal sanma bedensiz bedene sahipsin, tenden çıkmaktan korkma! der… Aslında Inception filmi zaman zaman gerçek yaşamın da adeta bir rüya olduğu hissini seyirciye veriyor. Bu da çok ilginç.
Bir şekilde insanın zihninde yatan her şeyi öğrenmek istiyorsanız onun beyninin en derin noktasına ulaşmak zorundasınız. Bu yüzden Nolan’a göre rüya içinde rüya, tekrar bir rüya, sonra bir rüya diye dördüncü boyuta geçmeniz gerekiyor.
Belki de ‘Hayat’ denen şey bir nevi ‘Rüya’ veya ‘Simülasyon’ bizim bedenlerimiz ya da asıllarımız dünyada değil. Tıpkı Avatar filminde olduğu gibi…
Tasavvufa göre; ‘Halbuki madde misaldir, misalin misali olmaz, eşya son surettir. Kopyanın kopyası ilim olmaz, onlar Adem’in ruhuna değil, çamuruna; kopyasına bakarlar!’
Hz.Mevlana bakın nasıl açıklıyor:
“Dünya oyundur yani gölge oyunu gönlümüzdeki varlıklar dışımızda bir aynaya yansıyor, biz bunun seyrine dalıyoruz esasında gölgelerdir, nitekim gönlü sıkıntıda iken en güzel gölge bizi avutmuyor, demek işin aslı bizde imiş bizdekinin aslı da erenin gönlünde bu oyun bozulacak’. Hiç kimse hangimizin gölgesi daha güzel diye yarış yapmıyor, bu gölge oyununda kim birinci olur ki? Gölgeleri oynatandan başka.”
İbn Arabî‘ye göre ruh ile beden, akıl ile hisler arasındaki bir berzahta olan nefs, hayal mertebesindedir.
Filmde rüyada zaman anlamsız bir hal almaktadır. Filmde iki saatlik bir uyku süresinde Leonardo Di Caprio ve arkadaşları neredeyse bir ömrü rüyada tamamlamaktadırlar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Dünya için ilgi duymak bana ne gerek. Çünkü ben dünyada bir ağacın gölgesinde biraz oturduktan sonra giden bir yolcu gibiyim.”
Hz. Peygamber (s.a.v.) bir başka hadisinde ise şöyle buyuruyor:
Allah’a yemin ederim ki, dünyanın bakiliği ahirete nazaran, batırdığınız parmağınızı sudan çıkarırken aldığı suyun denize karşı olan azlığı kadardır.
Bu durumu yine bir Hadis ile açıklamaya çalışalım: ‘Bir insan bin sene yaşasa bile, gene boşunadır. Çünkü yaşadığı dakika, saat, günler, aylar ve yılları unutur. Zaman ona sanki yeni doğmuş gibi gelir. 950 sene yaşayan Nuh Peygambere: “Neler hatırlıyorsun diye soruldu. Bu soruya hiç bir cevap bulamayan Nuh peygamber ancak şöyle diyebildi: “Ben, sanki dünyaya yeni gelmiş gibiyim.”
Film başkalarının rüyalarına girip fikir hırsızlığı yapan Cobb (Leonardo Dicaprio) ve arkadaşlarının çalışmaları üzerine kurulu. Mesela kimin rüyasına giriliyorsa, rüya, kişinin kalıbını alıyor. Cobb, ünlü bir iş adamının rüyasına giriyor. Rüyası da hemen bu duruma göre şekil alıyor. Günümüzde şüphesiz Gizli servisler vs insan beynini bir şekilde kontrol altında tutma gayretindedirler. Filmin senaristi aslında entelektüel bir zihin çalışması yapmış. Çok güçlü argümanları olan ve rüya kavramını tartışmaya açan Nolan rüya içinde rüya kavramının ne olduğunu da kendince izah etmiş.
İbn Arabi, marifetin ifadesi açısından rüyanın (hayalin) önemine dikkat çekerken, Ona göre hayal, düşüncenin kurucu öğesi değil, aynı zamanda alemin de bir öğesidir. Ulvî ve suflî alem arasında olan insan hayal mertebesindedir. Yani O, hayali sadece zihne ait bir kurgu olarak ele almaz, Aynada ayan olan, kendini görür!
“Alemi de böyle bil, HAKK alemde ayan oldu! Yani kendini gördü. Madde bizden habersiz, HAKK’tan haberdardır! ; biz ise aksine maddeden haberli, HAKK’tan (öz) habersiz!”
“Uykudasınız; ölünce uyanacaksınız” hadis-i şerifi filmin içinde yer aldığı düzlemi tanımlayabilir. Filmin içinde birkaç defa değişik biçim ve bağlamlarda tekrarlanıyor bu cümle. Rüya ile bir üst var oluş basamağının ilişkisi benzer bir uyanış\ölüş üzerine kuruluyor. Bir alt basamakta ölmek, bir üst gerçeklik basamağında uyanmak anlamına geliyor.
Inception filminde Araf’ta kalma konusu mu işleniyor?
Filmde bir dikkat çekici anlatım ise, Araf ile ilgili rüya içinde rüya kademeleri ilerledikçe geri dönememe tehlikesi ‘Araf’ta kalmak!‘ olarak tanımlanıyor.
Araf”da kalanlar bir Kur!an tabiri olup A’raf, arfın çoğulu ve yüksek bir yer demektir A’raf, tefsirlerde Cennet ile Cehennem arasında kurulu olan sur olarak zikredilmektedir Zaten bu kelime bir sureye de ad olmuştur Bu surenin ilgili ayetlerine bir bakalım:
A’raf / 46Ayet: “İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur A’raf üzerinde de bir takım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selam olsun size!” diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar”
A’raf / 47. Ayet: “Gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiği zaman, “Ey Rabbimiz! Bizi zalim toplumla beraber kılma” derler.‘
A’raf / 48. Ayet: “A’raftakiler simalarından tanıdıkları bir takım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!”
A’raf / 49. Ayet: “Sizin, Allah bunları rahmete erdirmez’ diye yemin ettikleriniz şunlar mı?” (Sonra cennetliklere dönerek) “Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz” derler.
Ayetler ile film arasında şaşırtıcı bir benzerlik var. İnsanda, senaryoyu yazan Nolan veya yardımcıları bu benzetmeleri tesadüfen mi yapmışlar sorusu uyanıyor.
Bunun cevabını bilmek şimdilik zor görünüyor. Fakat farklı bir bakış açısı ile bakmak tıkanmış olan Hollywood senaristleri için başarıyı getirmektedir. Tıpkı bu yazıda olduğu gibi farklı bakış açıları insanın ufkunu açabilir. Günümüzde Kuantum fiziği, eskiden uçuk tabir edilen fikirlerin gerçekleşebileceğini bize gösterdiği gibi, belki de bu film de bir gün gerçek olacak.