Şarap sevip de Fransız olmamanın en güzel yanı nedir? Zannedersem şarap konusunda şövanistlik yapmayacak kadar tarafsız bakabilme üstünlüğüdür. Dolayısı ile bahsedeceğim şarap rotası, Fransa’nın şarap üstünlüğü iddiası olmadan deneyimlendi.
Alsas (Alsace) şarap rotası, Strasbourg’un üst bölgesinden başlayıp Mulhouse bölgesinde biten, 16 küçük kasabadan, 50’nin üstünde köyden geçen geçen yaklaşık 170 km.lik bir yol. Fransa’nın bilinen en eski şarap yolu ve Alsas Bölgesinin en güzel kasabalarını içeriyor. Yoldaki en büyük yerleşim birimi Colmar.
Şarap rotasının zevkini almak için planın iskeletini çıkarmakla beraber günü akışına bırakabilmek gerek. Şaraba yakışır şekilde yavaş yavaş, sindire sindire… Her şarap bağına uğrama hedeflenirse ancak kapı kapı dolaşıp yolun yarısında yorgunluktan heyecan kaçar. Bağların akşam 6’ya kadar açık olduğunu unutmayın. Ve elbette en önemlisi önce güvenlik! Şaraptan arınmadan bir sonraki durağa gitmek mi? Zinhar!
En az bir bağda yemek ve şarap eşlemesi gerek elbette. Peynir – şarap en ideal birleşim. Tatlı ve şarap harmanı ise kesinlikle en keşfedilmesi gereken ikili.
Şarap tatmayı sevenlerden ve şarabı yorumlayanlardansınız seçeceğiniz bağları seçmekte zorlanmayabilirsiniz, bu da işinizi kolaylaştıracak. Şaraplar konusunda yorumları okuyarak gidebilirsiniz veya tamamen yönlendirme olmaksızın kendi damağınıza bırakabilirsiniz.
Şarap tatma konusunda fikriniz yoksa ve öğrenmeye merakınız varsa size güzel haberlerim var; Alsas Bölgesi tam size göre. Şarabı, şarap bağlarının arasında öğrenmek çok heyecan verici olabilir. Bağ sahipleri zaten ziyaretçinin bilgi seviyesine göre, dahası, inmek istediği bilgi derinliğine göre bilgi veriyor.
Rota; Strasbourg, Colmar, Mulhouse, Basel gibi turistik başarısı olan ama henüz çok da ruhunu kaybetmemiş yerleşimlere çok yakın. Şarap rotanızı genişletmek isterseniz diğer patikalara kolay ulaşım var ve üstelik seyahatinizi tarihi kültürel içerik ile birleştirebilirsiniz.
Yollarda kaybolduğunuzu zannedebilirsiniz. Evet, o tozlu patikalar tam da olmanız gereken yerler ve evet o bağlar bir sonraki varacağınız köye/kasabaya ait.
Alsas Şarap Rotasını anlatmak bir yazı ile yeterli olmayacağı için, bu yazı ilham vermek amacı ile şekillendirilmiştir.
Strasbourg
Her ne kadar rotanın tam üstünde olmasa da yolun yaklaşık 10 km. dışına çıkmanız kâfi. Bu şehir kesinlikle şarap kokuyor. Alsas Bölgesi’nin en büyük şehri. Denize kenarı yok ama kanallar suyu şehre getirdiği için çok sevimli yapmış. Suyun olduğu hangi şehir kötüdür ki?
Şarap bağlarını kışın keşfetme arzunuz varsa Strasbourg özellike Noel pazarı için görülmeye değer. Dünyada Noel pazarlarının başkenti diye nam salmış bir yerden bahsediyoruz. Üstelik o şöhreti hakkıyla taşıyan bir kent.
Alsas Bölgesi’nin kaz ciğerlerini deneyecekseniz –ki kaz ciğerini et ve sebzelerle harmanlayarak yemek en güzel lokal tat – en doğru yerdesiniz. Ciğerlerini sökmek için eziyet edilen kazlar ve ördekler için bu konuyu es geçiyorum. Ne de olsa konumuz şarap.
Bu şehirde yapılması gerekenler için arama motorları çok ipucu verecektir ama yapılmaması gerekeni ben yazayım: rezervasyonsuz yemek yemeye çalışmak.La Corde a Ligne, Strasbourglu tarafında önerilmiş bir mekân. Gastro menüsü ve Alsas tabakları ile yerel, leziz ve şık bir brasserie/restaurant.
Yemek sonrası kanala bakarak bölge birası Fischer ile kapanışı yapabilirsiniz.
Bergheim
Alsas şarap rotasının Orta Çağ kalıntılarını en iyi koruyabilmiş köyde şarap tatmadan önce tur atmak güzel bir giriş olur. Orta çağ kasabasında, fotoğraf makinası için güzel fonlar oluşturacaktır. Binalar, kilise, sinagog ve çiçekli köy çeşmesinden geçip köy kahvesinde öncelikle bir şarap yudumlayın.
Gelirken kaybolduğunuzu zannettiğiniz, medeniyete ait tek izin şarap bağları olduğu yollar var ya, esasen yolcuyu bir sonraki köye hazırlar. Yanından geçilen bağların sahipleri bu köyde bekler. Marcel Deiss şarapları mesela; 1744’den beri aile işletmesi olan mekân kükürtsüz şaraptan bahsediyor. Zahmetli ve riskli bir üretim ve kolay bir içim. Bu özel şaraplar, üretim kalitesi yüksek bir bağdan alınmalı, aksi takdirde kükürtsüz ve bakterili sirke içme ihtimali çok yüksek.
Colmar
Öyle bir kasaba ki bir yarısı kanal diğer yarısı daracık sokaklar. Hak ettiği olan popülerliği kazanamamış, öyle de kalsın çünkü böylelikle hakkı olan lokal havayı koruyabilmiş.
Münster peyniri ve Pinot Noir en sevilen ikili. Münster peyniri pastörize olmayan sütten yapılmış mayalanması çok uzun süren keskin kokulu yumuşak bir peynir.
Yanına Pinot noir şarabı, elbette Alsas Bölgesi’nin lokomotif şarabı. Her restaurantta ilk sırada ya Pinot Noir ya da Riesling bulunuyor.
Pinot Noir hava şartlarına karşı nazlı bir üzüm çeşidi. Kabuğu incecik çünkü. Hal böye olunca da açık renkli, asidi düşük orta gövdeli içimi zevkli bir şarap çıkmış ve elbette bu nazlı şaraplar pek değerli.
Colmar’da Frederic Auguste Bartholdi müzesi tam da en turistik yerde. Bartholdi? Hani Amerika’daki meşhur Özgürlük Anıtı’nın mimarı. Aileden gelen entelektüel birikim, disiplin ve çevre bu mimarı Fransa’nın kasabasından çıkmış ve yeni dünyaya kocaman anıt bırakmış. Güzel hikâye.
Şaraptan arındık mı? Hadi başka rotaya…
Husseren – les – Châteaux
Grand Cru bölgelerinden biri. Grand Cru zor iş. AOC, Fransız şarap kalitelerini denetleyen standartlar. AOC, Fransız menşeili standartlar olsa da dünyada ki birçok ülkeye ilham vermiş.
Avrupa Birliği’nde bile tanımı olan standartlar. İşte bu standartların en zor sertifikası Grand Cru. Üzümler, üretim, saklanması, mantarı yüksek kalite gerektiriyor ve elbette Alsas Bölgesi’ne ait bağlara veriliyor. Yolun bir kenarında Grand Cru bağları varken diğer tarafında Grand Cru sertifikası alamamış olabilir. Niye? Yolun diğer tarafı çok rüzgâr aldığı için üzüm hasatlarını etkileyebilir mesela. İşe bu kadar ince hesaplardan bahsediyoruz.
Andre Schere bağı bize uzun uzun şaraplarını övüyor. Grand Cru ya, yan bağa göre daha havalı kendine göre. Bu yerel şarap yarışlarını hissetmek de ayrı güzel.
Rotadan örneklemeler bu kadar olsa da görmeye bırakılan aslında çok büyük bir alan…
Sonraki yazımda sizi bambaşka bir rotaya sokuyorum. Şaraplarından bahsedilmesine hiç de alışık olmadığımız bir ülkede sürpriz şarap yolundan bahsedeceğim.
Sanat Kenti Paris