Doğum korkusu, özelleşmiş bir korku çeşididir. Oluşum nedeni, sosyal çevre, medya, reklamlar, filmler, anlatılan doğum hikayeleri vb. Çevreden edinilen her olumsuz bilgi negatif hipnozdur ve bilinçdışına (bilinçaltına) yerleşir. Oysa doğum bilinçaltı eylemidir, düşünmeden duyguyla yapılır.
Doğum anne adayının olduğu kadar baba, diğer aile üyeleri ve hatta bebeği heyecana iter. Bu durum bireylerin duygularını kontrol edip edememesinden farklı olarak yeni bir hayatın nasıl olacağından kaynaklı oluşan belirsizliğin etkisidir.
Doğumda anne yalnız olduğunu hissetse dahi bebek anneyle aynı duyguları plasenta (eş) ve kordon aracılığıyla hisseder. Duygular hormonların etkisi altındadır ve korku en çok adrenalin hormonunu tetikler. Bu durum anneyi olduğu kadar bebeği de etkiler. Çünkü; annenin korkusu adrenalini, adrenalinin varlığı uterusun (rahmin) daha az kanlanması ve plasentanın bu durumdan etkilenerek bebeğe daha az kan ve oksijenin gitmesine neden olur.
Doğumda korkuyu hamilelik öncesi kişilik yapısını da göz önünde bulundurarak olabildiğince en az düzeyde istiyoruz. Korku, vücudun kendini koruma mekanizmasıdır. İnsanın üç temel duygusu vardır: Öfke, sevgi ve korku. Bunlar olağan ve normaldir. Ancak; düzeyleri çevreden, kişilik yapısının kaynağını oluşturan genlerden etkilenir. Doğum korkusu da daha özelleşmiş bir korku çeşididir. Oluşum nedeni, sosyal çevre, medya, reklamlar, filmler, anlatılan doğum hikayeleri vb. Çevreden edinilen her olumsuz bilgi negatif hipnozdur ve bilinçdışına (bilinçaltına) yerleşir. Doğum ise, bilinçaltı eylemidir. Çünkü; düşünmeden ve duyguyla yapılır.
Doğumda bir kadının diğer kadınlardan farkı beyninin farklı işliyor olmasıdır. Doğum yapan kadında beynin limbik sistemi (anılar, duygular) aktifken, diğer kadında beynin korteks (düşünme, plan yapma) kısmı etkilidir. Doğum limbik sistemin işidir. Anne adayının doğumdan önce ya da doğumda korku düzeyinin varlığı, kendisinin teslimiyet ve güven duygusunun oluşmasında engelleyici olan bilinçaltı kayıtlarının varlığının işaretidir.
Doğum korkusu ve hamilelik öncesindeki kişilik yapısı
Doğum korkusunda hamilelik öncesindeki kişilik yapısı da etkilidir. 2001 yılında Scandinavian Journal Of Behaviour Therapy dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre hamilelik öncesinde kadının hayatını ne kadar kaygıyla yaşadığı doğum korkusunun düzeyini de yükseltiyor. Yani; gebelik öncesi kaygı düzeyiyle doğum korkusu arasında bir doğru orantı var. Kaygı gebelikte işe yarardır. Çünkü; gebeyi doğuma hazırlanmak, hamilelik ve doğum için bilgilerini geliştirmek, eğitimlere katılmak için teşvik eder. Ancak; kaygının dozu orta düzeydeyse kabul edilebilirdir. Bu oran günlük hayatı etkileyecek biçimdeyse durumun normalliğinden bahsetmek mümkün değildir.
Doğum korkusu kendine ve çevreye güvenmeyle, teslimiyet duygusunu hissetmeyle azalır. Kontrol etme arzusu arttıkça bu korkunun düzeyi de artar. Önlem almak ve kontrolünde olmasını istemek farklı kavramlardır.
Doğum, bir an kavramıdır. O an içerisinde geçmişi ve geleceği düşündürmez. Doğum korkusu kasların istemsiz kasılmasına, bu kasılma hissedilen doğum dalgasının şiddetinin artmasına neden olur. Duygu ve düşünceler bilinçaltından etkilenirken, nelere sahip olunduğunu doğum öncesinde gözden geçirmek, gerekiyorsa temizlemek gerekir.