Sokaklarında ölüm ve cenaze büyüten ülke

Silopi’de keskin nişancılar tarafından öldürülen Taybet Anayı da unuttuk. Hani, tam yedi gün boyunca ölü bedeni sokak ortasında kalan Taybet Anayı? Yolun ortasından cenazesini kaldırmak isteyen yakınlarının üzerine yağan kurşunları?

sokağa çıkma yasağı

Ölüm kutsaldı kutsal kitabımızda, örfümüzde ve de geleneğimizde…

Hadisler ne diyordu?


“Kırk Müslüman, bir Müslümanın namazını kılarsa, Allah, ölü için yaptıkları duayı kabul eder (Müslim); Bir Müslüman ölür de, üç saflık Müslüman bir cemaat, namazını kılarsa, o kimse, Cennete girmeye hak kazanır (Tirmiz); Cenaze namazında yüz Müslüman bulunan mevtayı Allah mutlaka affeder (Taberani); Bir Müslümanın iyi olduğuna dört komşusu şahitlik ederse, Allah, “Ben sizin bildiğinizi kabul ettim. Onun bilmediğiniz hususlarını da affettim” buyurur (Ebu Ya’la); Bir Müslümanın iyiliğine dört Müslüman şahitlik ederse, Allah onu Cennete koyar (Buhari); Bir müminin cenazesinde, kırk Müslüman bulunursa, Allah o kırk kişiyi bu Müslümana şefaatçi kılar (Müslim)”

Oysa Taybet Ananın yol ortasındaki ölüsüne, kırk milyon görmeyen göz baktı…

Dualara mermiler saplanıyordu ve katillerin milliyeti fark etmiyordu…

Saflar tutulmamıştı imamların ardında, cennet kötü bir düştü ölümlerin gölgesinde…

Allah, “Ben sizin bildiğinizi kabul ettim. Onun bilmediğiniz hususlarını da affettim” buyuruyordu ve görüyordu kimsenin görmediğini…

Kırk Müslüman kendi inkarlarının utancı ile şahitliği reddetti…

Sokakta yatan, buzdolabında bekletilen, morglarda üst üste yatan cansız insan bedenleri…

Sokağa çıkma yasakları, keskin nişancılar ve iki ateş arasında arafı yaşayan yarınsız insanlar…

Ve alamadıkları ölüleri.

Sen evinden çıkma denilerek bu insanlara, cenazeler akrabalarının katılmadığı törenlerde gömülecek topraklara…

taybet ana cenaze ölüm ekmekBaşbakan Ahmet Davutoğlu, geçen yıl sonunda valilik ve güvenlik güçlerine “Terörle Mücadele ve Vatandaşlarımızın Huzur ve Güvenliği” başlıklı bir genelge gönderdi. 19 maddeden oluşan genelgede, “cenaze törenlerinin, terör örgütleri ve terörle bağlantılı kesimlerce terör propagandası amacıyla kullanılmasının engellenmesi” talimatı verildi. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı, Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde tartışma yaratacak bir değişiklik yaparak, dün yürürlüğe soktu. Morg İhtisas Dairesi’nin yetkilerini düzenleyen 10. maddesi değiştirildi.

10. maddenin (c) fıkrasındaki düzenlemeye göre, otopsi yapılan cenazeler aileye veya yakınlarına, kimsesiz ise 10 gün içinde belediyeye teslim ediliyordu. Ancak bu fıkranın sonu, ‘belediyeye veya mülki idare amirliğine teslim edilir’ şeklinde değiştirildi. Fıkradan sonra da “Kimliği tespit edilmiş olmasına rağmen ailesi veya yakınları tarafından üç gün içinde teslim alınmayan cesetler de belediyeye veya mülki idare amirliğine gömülmek üzere teslim edilir” ibaresi eklendi.

Gusledilmeden, yıkanmadan, temizlenmeden, musalla taşına konulmadan cansız bedenleri ile yollarda yatan kadınlar, çocuklar…

Tabet Ananın oğlu duyurmak için ölü bedenlerin sesini…


Mektuplar yazmaktadır karanlığa:

“…Annem tamı tamına 7 gün sokakta kaldı. Hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye, o orada yattı biz 150 metre ilerisinde öldük. Bir insan bir insana ne kadar acı çektirebilirse devlet de bize 7 günde bunu yaptı. 7 gün tam 7 gün annenizin cenazesi sokak ortasında kalsın. İnsan çok iyi olamıyor, insan kalamıyor…

Annemin elleri kaskatı olmuş ve öyle sıkmış ki eşarbını belli ki canı hayli acımış, öptüm ellerinden helal et hakkını diye ama. Kanı kurumuş annemin, elleri, yüzü ki yüzü düşerken toprak olmuş, elbiseleri kandan ıslanmış sonra kurumuş, sonra taş olmuş annemin. Kokusu gitmiş, toprak ve kan kokuyor annem, saçları sertleşmiş, kirlenmiş, annemin canından can almışlar Allah’a inananlar!

Gözleri açık kalmış annemin, yüzü eve dönük, ayakları toplanmış bir takat gelsin diye belli ki çabalamış. Benim annem, siz benim annemi öldürdünüz, çocuklarınız var mı bilmiyorum sizin yoksa bile sahiplerinizin var, nasıl bir acı demeyeceğim zira ağır. 7 gün benim annem 7 gün kara kış soğuğunda kaldı, en acısı kaç saat yaralı kaldı bilememek, keşke diyorum hemen ölmüş olsa. Siz benim annemi öldürdünüz.”

Cenaze namazı

Cenaze namazı, Müslüman bir ölü için Müslümanların, abdestli ve Kıble tarafına yönelerek kıldıkları bir namaz ve ölü için yapılan bir duadır. Cenaze namazı hiç kılınmazsa, o beldedeki bütün Müslümanlar sorumlu ve günahkar olur.

Günahkardık kutsal ritüelleri yerine getiremediğimizden…

Ulema fetvalar veriyordu karanlık arzular üzerine, karanlık adamların nefsinin köreltilmesi üzerine…

Cenaze namazının şartı niyetti; kötü niyetimizin ardına saklanamıyoruz artık. Bu niyette, ölünün erkek veya kadın, küçük erkek veya kız çocuğu olduğu belirtilir. İmam olan kimse; Allah’ın rızası için hazır olan cenaze namazını kılmaya ve o cenaze için dua etmeye niyet ederek, namaza başlar. Ayrıca imamlığa niyet etmesi gerekmez. Cemaatten her biri de Allah rızası için o cenaze namazını kılmaya ve onun için duaya ve imama uymaya niyet eder. Ölü, erkek ise: “şu hazır erkek için”, kadın ise; “şu hazır kadın için” diye niyet edilir. Çocuklar için de bu şekilde niyet edilir. Cemaatten biri, cenazenin erkek mi, kadın mı olduğunu bilmezse, “üzerine imamın namaz kılacağı ölüye, imam ile beraber namaz kılmaya ve dua etmeye” niyet eder.

Niyet eder de, cemaat çıkamaz evinden, tutsaktır…

“Allah’ım, dirimizi, ölümüzü, burada olanımızı, olmayanımızı, erkeğimizi, kadınımızı, küçüğümüzü, büyüğümüzü bağışla. Allah’ım, bizden yaşattığını İslam üzerine yaşat; öldürdüğünü iman üzerine öldür. Bu ölüye de sevinç, rahat, mağfiret ve rıza ihsan eyle. Allah’ım, eğer (bu kimse) iyi idiyse iyiliğini artır, eğer kötü idiyse kötülüklerinden geç. Onu güven, müjde, ikram ve rahmetine yaklaştır. Ey merhametlilerin en merhametlisi.”

ölüm ve canaze
Ve Allahım asla bir ölüyü yol ortasında çaresizliğe terk etme…

“Bismillahirrahmanirrahim;

Yargılayan ve bağışlayan yüce Allah’ın ismi ile başlıyoruz. Ey cemaat Allah için ibadete meyit için duaya durun. Üç saf olun, dört tekbir ile imama uyun, bileniniz duasını okuyun, bilmeyenler Hz. Muhammed’e salavat deyin. Verelim Muhammed’e candan salavat mahşer günü bize de şefaat. Darı dünyadan darı hakka eren er kişi ve hatun kişiyi nasıl bilirsiniz? Bu mevtadan incinmiş, hakkı olan, hakkınızı helal edin ey cemaat. Dünya fanidir, hepimiz bu yolun yolcusuyuz. Bir içim suyun hakkı haktır. Hakkınızı helal edin, hakkınızı helal edin, hakkınızı helal edin. Hakka eren mevtadan vekaleten onun da hakkı size helal olsun…”

Kayıp olan vicdanımız için el-Fatiha…


 

İlgili yazılar


Oğulların anneleri öldürdükleri ülke: Anadolu