Sultanahmet’te patlama: Türkiye artık güvenli değil!

Terör eyleminin adresi bu kez İstanbul’un Sultanahmet Meydanıydı. Eylemi gerçekleştiren örgüt olarak IŞİD ve PKK’dan şüpheleniliyor. Bombalı eylem şekli, daha önceki Suruç ve Ankara’daki eylemlerden  daha farklı görünüyor…

sultanahmet'te patlama

Sultanahmet’te patlama: Türkiye artık güvenli değil!

Yahu kardeşim ne hale geldik!

Istanbul, Sultanahmet’te bir bombalı eylem düzenleniyor. Saldırıda ilk açıklamalara göre 10 kişi ölüyor, 15 kişi yaralanıyor…


Bomba nerede patlıyor?

İstanbul’da; İstanbul’un da ortası turistik bir yer olan Sultanahmet’te patlama… Türkiye, sanki bu durumun bir benzerini bundan birkaç ay önce 10 Ekim tarihinde yaşadı.

Ne olmuştu 10 Ekim 2015’te?

Ankara’nın merkezinde, MİT’in birkaç km yakınında bomba patlamış onlarca kişi hayatını kaybetmişti. Bu kez de Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’da aynı olayla karşı karşıyayız…

Son zamanlardaki terör eylemleri dikkate alındığında dünyanın dile getirdiği tek terör örgütü IŞİD karşımıza çıkıyor. İstanbul’daki bu olayda da IŞİD başta olmak üzere PKK’dan şüpheleniliyor…

Türkiye tam anlamıyla yangın yerine dönmüş, alev almış gidiyor!

Seçim sürecinde Diyarbakır, Suruç, Ankara ve son olarak da Sultanahmet…

Bunun ötesinde Doğu bölgemizde PKK terör örgütüyle olan sıcak çatışmalar… Askerimiz şehit oluyor, polisimiz şehit oluyor, sivil halkımız hayatını kaybediyor, anne karnında masum bebekler daha dünyaya “merhaba” demeden hayatını kaybediyor.

PKK, tarihinde hiç olmadığı kadar stratejik bir kararla yönünü değiştiriyor ve çatışmaları dağlarda değil, şehrin içinde sokaklarda yapıyor…

PKK, mühimmatlarını şehir merkezlerine taşımış, devlet ayakta uyumuş yorumları yapılıyor. Ülkede at izi it izine karışmış, yöneticilerin ruhu duymamış!

7 Haziran’dan önce kol kola olan AKP – HDP, 7 Haziran sonrası düşman olmuş, valilere seçimden önce “dokunmayın!” denmiş, sonra PKK şehirde almış başını yürümüş.

Hükümet tarafından, cemaate karşı “kandırıldık!” denmişti; PKK’ya karşı da herhalde artık “uyutulmuşuz!” denir…


Türkiye’nin doğusu darbe günlerinin öncesindeki olayları anlatıyor; kan var, gözyaşı ve ölüm var!

Doğu bölgerimizde OHAL olmasa da fiili bir OHAL’i veya bir sıkıyönetimi aratmayan günler yaşanıyor.

Sultanahmet’teki bu bombalama eylemi kim tarafından yapılırsa yapılsın; ister PKK, ister bağımsız IŞİD veya bir devletin taşeronluğundaki, vekalet savaşlarının örgütü IŞİD…

Türkiye artık güvenilir bir ülke olmaktan çıktı!

PKK geçen günlerde yaptığı açıklamayla, “terörün büyütülmesi, yayılması” politikasını geniş çerçeveden ele alabilir. PKK’nın bundan sonraki süreçte eylemlerine büyük şehirlere yayması muhtemel bir sonuç olarak görülmektedir.

Artık bundan sonraki süreçte gerçekten Türkiye’yi politik ve ülke insanın sosyal yaşamını zorlaştıracak zor günler bekliyor dersek yanlış olmayacaktır…

Sultanahmet’te patlama; Suruç, Ankara patlamalarından şekli olarak daha farklı bir eylem olduğunu ortaya koyuyor. O saldırılar, HDP’nin içinde yer aldığı gruba veya kalabalık bir ortak amaç doğrultusunda toplanmış kitleye karşı yapılmıştı.

Sultanahmet’te patlama bu kez siyasi bir eylem amacı gütmeyen gruba karşı yapılmış görünüyor. O yüzden eylemin amacı yönünden bakıldığında, diğer patlama eylemlerinden ayrı tutulmalıdır…

Bu olayı Rusya ile olan son zamanlardaki siyasi krizimize bağlamak şu an için erken, ancak bir taşeron örgüt veya paravan örgütün devreye sokulmuş olabileceği ihtimal dışı değil.

Son olarak şunu söyleyebilirim ki artık Türkiye güvenli bir ülke değil! İnsanların bundan sonra dışarı çıkma korkusu özellikle metropol şehirlerde büyüyecektir.

Sultanahmet meydanındaki bombalama eyleminin Türkiye’nin turizmine nasıl yansıyacağını da önümüzdeki günlerde otel rezervasyon iptalleri, uçak bileti iptalleri ile daha net bir şekilde göreceğiz!..

İlgili yazılar

Ankara’da kanlı Cumartesi: 10 Ekim 2015


Yılanların öcü: Ankara Kıyımı!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…