Teknoloji hızı, sayısı hızla artan bilimsel çalışmalarla çok daha görünür bir çeşitlilik ve ivme kazandı. Önümüzdeki yıllarda isimlerini daha sık duyacağımız, teknoloji devlerinin yoğun şekilde kendilerini adadıkları Nesnelerin interneti (IoT*) ve giyilebilir teknolojilere kendimizi şimdiden hazırlamakta fayda var. Peki nedir bu adını sıkça duyduğumuz giyilebilir teknoloji?
Yakın geleceğin teknolojisi: Nesnelerin interneti (IoT) ve giyilebilir teknoloji
İnternet kullanımı ve bağımlılığı her geçen gün katlanarak artıyor: Atılan e-posta, tweet, Facebook paylaşımları ve beğenilerinin, farklı sosyal medya aktivitelerinin ve ziyaret edilen web sitelerinin sayısı sürekli yükseliş gösteriyor.
Nesnelerin interneti, 2020 yılında internete bağlı cihazların sayısının 13 milyardan, 50 milyara çıkması manasına geliyor. Dolayısıyla sektörde de dev bir büyümeye işaret ediyor. Bilişim teknolojileri araştırma ve danışma şirketi olan Gartner’a göre, 2020 yılında IoT’den elde edilecek kar miktarı 300 milyar doların üzerinde olacak. Bu miktarın sadece buz dağının görünen yüzü olduğu da ifade ediliyor.
Bulaşık makinesinden kahve makinesine her cihaz internete bağlanacak
Akıllı Evlerin, akıllı arabaların, akıllı şehirlerin, akıllı cihazların, hatta giyilebilir teknoloji ile insanların, internete sürekli olarak bağlı olması planlanıyor. Telefondan, çamaşır/bulaşık makinesine, kahve makinesine, aklınıza gelen her türlü cihazın internete bağlandığı bir ortam…
Cihazların birbirleriyle etkileşim halinde ve ölçüm alan sensörlerin akıllı cihazlara bağlı olduğu bir dünya düşünün. Her şeyin kendi kendine çalışıp, diğer cihazlarla irtibatta olduğu, hayatları oldukça değiştirecek bir teknoloji… Alarmınızın çalmasıyla çalışan kahve makinesinden, trafikte az yoğun bölgeye kendiliğinden giden araçlara, gelecek nesilleri jetgiller çizgi filminden öte bir yaşam bekliyor sanki.
Bulut teknolojisi ve Büyük Veri
Bu kadar yoğun etkileşimin ardından çok yüksek oranlarda veri söz konusu olması bir başka kavramla tanıştırıyor bizleri: Büyük Veri. Yüksek oranda verinin korunması, depolanması, paylaşımı, analizi oluşabilecek birçok probleme işaret ediyor. Dolayısıyla bir yandan bu yeni teknolojilere hazırlanılırken, bir yandan da olası problemlere çareler üretiliyor.
Bulut teknolojisi de bu çalışmalara paralel ortaya çıkan bir servis. Bulut hizmeti, kullanıcılara çevirim içi ağ ortamı sağlıyor. Günümüzde Google Drive, Dropbox gibi servisler kullanıcılarına bulut üzerinden depolama imkanı tanıyor. Bu tahminlerin ötesine geçebilecek olan etkileşimli dünyada, sistemin bulut teknolojisi üzerinde çalışması, böylece verilerin işlenmesi, transferi, depolanması gibi işlemlerin yapılmasına imkan veren bir ağ ortamı sağlanması planlanıyor.
Giyilebilir teknoloji raflarda yerini almaya başladı
Öte yandan, çok daha yakın bir zamanda karşımıza çıkacak olan; hatta bugün bile çıkmakta olan; Nesnelerin interneti IoT’in ilk adımları sayılabilecek giyilebilir teknoloji de yavaş yavaş raflarda yerlerini almaya başladı.
Geliştirilen teknolojilerle yakın zamanda yaygınlaşması beklenen bu ürünler sayesinde giydiğimiz giysiler, aksesuarlar üzerlerindeki sensörler ve internet bağlantıları sayesinde sürekli internete bağlı kalmamızı sağlayacak. Bu ürünler geliştirilirken, özellikle cihazlara kolay enerji sağlanması, rahatlıkları ve fazlalık yaratmadan taşınabilmeleri konularına odaklanılıyor.
Halihazırda raflarda yerlerini alan akıllı saatler, akıllı yüzükler, Google gözlüğü, fitness bileklikleri, cihazlarınızı şarj edebilen sırt çantaları, dokusunda elektronik parçalar içeren giysiler bunun ilk örnekleri.
Vücut dilini farklı dillerde konuşmaya çeviren prototipiyle ilgi çeken eldiven; bileğe takılabilen drone (sürücüsüz araç); giyilebilir teknoloji ürünlerinin güneş enerjisiyle şarjı konusunda yapılan çalışmalarsa giyilebilir teknolojinin nereye gittiğini göstermek açısından güzel örnekler.
Bir yandan meraklandıran, bir yandan heyecanlandıran bu çalışmaların ne kadarına şahit olacağız bilinmez, ancak gelecek nesillerin nasıl bir dünyada yaşayacaklarının hayal edilmesine imkan tanıdığı kesin.
Görmezden gelinemeyecek bir diğer gerçek de yakın gelecekte teknolojinin kaçınılmaz bir role sahip olacağı ve uzaklaşmanın tercihe bağlı bir durum olmayacağı realitesidir. Bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla büyük bir hız kazanan bu teknolojiler belki de geri dönüşü olmayan bir çağın işaretçisi…