Katarakt, sıklıkla yaşlılarda rastlansa da daha erken yaşlarda hatta bebeklerde bile görülebiliyor. Katarakt, gözün renkli kısmı irisin hemen arkasında yer alan göz merceğinin opaklaşması olarak tanımlanıyor. Bu opaklaşma zamanla bireyin görüş kabiliyetini azaltıyor ve görmeyi engelleyen bir hal alıyor.
Ankara Özel Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Oftalmoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yonca Akova katarakt hastalığı hakkında bilinmesi gerekenleri ve erken teşhisin önemini paylaştı.
Katarakt hastalığı belirtileri nelerdir?
Katarakt yavaş yavaş ilerler; kişi görmesinin zamanla azaldığını hisseder ve bir süre sonra göz bebeğinde grilik veya beyazlık fark eder. O güne kadar var olan görme alışkanlıklarının değişmesi kataraktı olan kişilerin en büyük şikâyeti. Televizyon izleme, okuma mesafelerinin değişmesi sonucunda hastalar hekime başvuruyorlar. Hastaların bir bölümü baktıkları yerlerin bir kısmında gölgeli görme ya da karanlık görme gibi şikâyetler yaşıyor. Ayrıca netlikte bozulma oluyor. Bakılan nesneler ve örneğin bu nesnelerin renkleri net görülemiyor. Çift görme, görmede yavaş yavaş azalma, gece görüşünde bozulma, renklerde soluklaşma veya sararma, gözlük numaralarının sık değişmesi ise diğer belirtiler.
Zannedilenin aksine hastalık sadece yaşlılarda görülmüyor daha erken yaşlarda katarakta rastlanıyor, bu sebeple belirtilerin göz ardı edilmemesi ve hemen bir uzmana danışılması gerekiyor.
Hangi durumlar katarakta neden olabilir?
Diyabet, delici veya delici olmayan göz yaralanmaları, üveit (göz içi iltihabı) steroidli ilaçların uzun süre kullanımı ve ultraviyole ışınlara, radyasyona maruz kalma katarakta neden olabilen durumlardır.
Kataraktın tedavisinde erken teşhisin önemi nedir?
Tanısı gecikmiş, dolayısıyla ilerlemiş bir kataraktta bazı önemli tetkikler gerektiği gibi yapılamıyor. Bunlardan biri glokoma yani göz tansiyonu yüksekliğine bağlı göz dibindeki optik sinir hasarının, diğeri göz dibinde yaşlılığa bağlı sarı leke hastalığı olup olmadığının belirlenmesi. Diyabeti olan hastalarda da göz dibinde kanama ve ödem görülemeyebiliyor. İleri kataraktı olan bir kişinin aynı zamanda diyabeti, glokomu ya da sarı leke hastalığı varsa görmesindeki azalmanın nedeni aslında bu hastalıkların tümü olabiliyor.
Tedavi edilir ancak arkasında yatan ve ileri katarakttan dolayı tanısı konamayan bu ikincil nedenlerden biri görmenin katarakt ameliyatı sonrasında beklenen ölçüde olmamasına neden oluyor.
Katarakt tedavisinin etkili olması ve görme kalitesinin istenilen düzeyde sağlanması için erken teşhis büyük önem taşıyor. Ayrıca cerrahi sırasında özellikli merceklerin (uzak/yakın veya uzak/yakın ve astigmatın birlikte olduğu mercekler) gecikmiş kataraktlarda takılması ameliyat öncesi ölçümlerin çok sağlıklı yapılamaması nedeniyle her zaman mümkün olamayabilir.
Kataraktın tam tedavisi mümkün müdür? Hastalar görme kabiliyetlerine yeniden kavuşabilir mi?
İlaçla veya gözlükle tedavi edilebilen bir rahatsızlık değil. Kataraktın ilerlemesini durdurabilecek etkili bir yöntem yok ve oluşmuş bir kataraktın tek tedavisi ameliyat. Katarakt ameliyatı göz numarasının düzeltilmesi ve hatta yakın görmenin kazandırılması fırsatını da içerdiğinden, göz numarasını düzeltici ameliyat (refraktif cerrahi) kategorisinde kabul ediliyor. Ameliyatın başarısı çok yüksek. Hastalarımızın büyük çoğunluğu, yenilikçi ameliyatların hemen ertesinde görmelerinde belirgin artış fark ediyor ve en iyi görmelerine eski yöntemlere göre çok daha kısa sürede ulaşıyor. Ameliyatın başarısında ileri teknoloji bir FAKO cihazının ve femtosaniye teknolojisinin kullanılması kadar doktorun cerrahi deneyimi de önemli. Özellikli bir göz içi lensi kullanıldığı zaman kişinin gençliğinde kullandığı gözlüğü bile kullanmasına gerek kalmayabiliyor.