Kol ve bacaklarda tümör oluşumları ile kendini gösteren yumuşak doku kanserleri, çocukluk ve gençlik çağındaki tüm kanser hastalıklarının yaklaşık %6,6’sını oluşturuyor. Hastalık ilk evrelerinde genellikle hiçbir belirti göstermiyor ancak tedavide geç kalındığı takdirde, vücutta hızla yayılabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, “yumuşak doku kanseri ve tedavisi” hakkında bilgi verdi.
Ağrılı şişlikler ortaya çıkabilir
Yumuşak doku kanseri; kas, yağ dokusu, bağ dokusu, damarlar ve sinirlerde görülür. Vücudun tamamında yumuşak doku bulunduğundan, tümörler vücudun her yerinde oluşabilmektedir. Tümörlerin % 60’ı kollar, bacaklar ve kalçada, % 20’si göğüs ve batında, yaklaşık % 10’u da baş ve boyunda görülmektedir. Tümör yumuşak dokuda büyüdükçe, şişme ya da yumrulara sebep olabilir. Daha sonra, sinirler ve adaleler üzerine baskı uygularsa ağrı yaratabilir. Genetik geçiş, lenf sisteminin uzun süren yetmezliği, vinil klorit ve arsenik gibi kimyasallarla karşılaşma ve travmalar, hastalığa sebep olan faktörler arasında sayılabilir.
5 cm’den büyük kitlelere dikkat!
Yumuşak doku kanserlerinin yarısı çocukluk yaşında görülen atipik çizgili kas hücrelerinden kaynaklanan ve ender rastlanan kötü huylu tümörlerdir. Farklı dokulardan kaynaklanmalarına rağmen genellikle yumuşak doku kanserlerinin belirtileri benzerdir. Nadir görülen ve sıklıkla geç evrede tanınan tümörler olduğu için tarama programları faydalı olmaktadır. Özellikle yüksek risk taşıyan genetik sendromları olan veya radyasyona maruz kalan kişiler yakından takip edilmelidir. Hastalarda derin yerleşen, ağrılı, az hareket eden ve 5 cm den büyük bir kitle ile karşılaşıldığında yumuşak doku sarkomundan kuşkulanılmalıdır. Tanı için ortopedik onkoloğun yapacağı dikkatli bir muayene ve görüntüleme yöntemleri yeterlidir.
Yumuşak doku kanserinin belirtileri,
• Kemikler zayıflar ve kırılmalar görülebilir
• Eklem şişmeleri ve hassaslığı (yakınında veya içindeki tümörler için)
• Yorgunluk
• Ateş
• Kilo kaybı
• Anemi
Tümörün evrelendirilmesinde PET-CT çok önemli
Kesin tanı, tümörün evrelendirilmesi ve tedavisinin planlanması açısından biyopsi büyük bir önem taşımaktadır. Biyopsi, doğrudan veya ultrason ile yapılabildiği gibi bazı zor alanlarda CT eşliğinde özel biyopsi iğnesi ile örnek alınarak gerçekleştirilmektedir. Yumuşak doku sarkomları görünüm ve vücutta yayılma şekillerine göre dört evrede incelenirler. Evre 1 ve 2 lokaldir. Evre 3’te tümör yakın lenf bezlerine, evre 4’de ise vücuda yayılmış demektir. Evrelendirmede Pet-CT çok değerli bir incelemedir.
Kesin çözüm olarak cerrahi yönteme başvurulur
Tümör sıklıkla kollar ve bacaklara yerleştiği için ortopedik onkoloji uzmanının müdahale etmesi beklenmelidir. Ancak baş-boyun, göğüs ve karın-pelvis içindeki ve komşuluğundaki tümörlerde; genel cerrahi, göğüs cerrahisi, plastik cerrahi ve damar cerrahisi uzmanlarının ekip çalışmasında önemli katkıları olmaktadır. Tümörün büyümesinin durdurulmasında radyoterapinin yararı önemlidir. Yumuşak doku tümörlerinin tedavisinde erken tanı, ekip çalışması ve ortopedik onkolojide deneyimli hekimlerle tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır.
İlgili yazılar
Kanser teşhisinde önemli adım: Gözyaşı testi