Amasya / Merzifon ve Gümüşhacıköy’e bağlı 15 köy ve bu 15 köye liderlik eden 15 cesur kadın ve bu grubun lideri ve kurucusu olan Bingül Alış. Merzifon’u tanıtmak adına yapılan her projede hemen – hemen ismini duyduğum ve gördüğüm ve sohbetine enerjisine tanıklık ettiğim bir isim.
Uzun bir süredir şehrimin bazı mahalle ve caddelerinde ‘Süt Evi’ yazan minik büfelerde süt tankları ile günlük süt alma imkanı ve bölgenin arazisinden elde edilen ve tamamı doğal ve ev yapımı meyve sebzelerinden oluşan reçel marmelat ve kurular, tarhanalar, maya kokan somunlar, değişik ekmekler, elde kesilen çorbalık makarnalık hamurlar, envai çeşit peynir ve yağ çeşitleri vs. gibi oldukça geniş ürün yelpazesi ile başımı döndürüyor.
Üstelik soğuk kış günlerinde alışverişe gelen müşterilerine sıcak süt ikramları ile de iç ısıtıyorlar.
Bu gün yine oradayım ve sıcak sütümü içiyorum.
İşte bir başarı hikayesi daha başlıyor bugün ki yazımda ama diğerlerinden farklı olarak.
Nedir farklı yapan bu hikayeyi?
Tabi ki ‘Çalışan kadın arılar’.
Amasya / Merzifon ve Gümüşhacıköy’e bağlı 15 köy ve bu 15 köye liderlik eden 15 cesur kadın ve bu grubun lideri ve kurucusu olan Bingül Alış. Merzifon’u tanıtmak adına yapılan her projede hemen – hemen ismini duyduğum ve gördüğüm ve sohbetine enerjisine tanıklık ettiğim bir isim.
Ve bu isimler önderliğinde bir araya gelerek uyumlu ve sistematik bir şekilde ürettikleri doğal köy ürünlerini, kooperatifler aracılığı ile pazarlamak, ev ekonomisine katkıda bulunmak, kendilerini aile içerisinde ifade etmek, bir adım daha ilerleyerek Türkiye pazarında yer bulmak ve köyden kente göçü bir nebze olsun engellemek amaçları ile arı gibi çalışmaya devam ediyorlar.
Ama benim bir çırpıda kurduğum cümleler kadar kolay olmuyor bu aşamalara gelmek.
Eş ve toplum baskısı ile bir müddet mücadele ediyorlar. Müsaade etmeyen eşler, ikna olmayan kaynanalar, tanıdık akraba ve komşulardan sonra ısrarla başarıya ulaşıyorlar ve kendilerini kabul ettiriyorlar.
Ve bu mücadelenin sonrasında ise; aile ekonomisine katkı sağlayan çocuğunun eğitimine destek veren kendi ihtiyaçlarına çare olan, kırsal toprakların rol modeli oluveriyorlar.
Ve uzun süren eğitim dönemi sonrası her bir çalışan Arı kimliğini takınarak kolları sıvamış.
Amesia çalışan kadın arılar
Mesela her işe yetişen Cankurtaran arı olmuş, kendini ifade etme becerisi olan arı Sözcü arı olmuş, endişeli ve esprili, çalışkan diye devam kimlikleri ile canla başla çalışan arıların yüzü gülüyor, elleri ekmek tutuyor ve hayata bakış açıları daha geniş ve daha umutlu.
En büyük hedefleri ise Türkiye’nin dört bir tarafında yapılan fuarlarda şehirlerini ve kendilerini temsil ederek Türkiye ve dünyaya açılmak…
Kooperatifleşmenin en güzel örneklerinden ve sonuçlarından bir tanesidir Anadolu kadının başarısı ve becerisi.
Kadının başarı hikayesinin olduğu her bir girişim ve oluşumu çok önemsiyorum ve hatta ekliyorum; kadın üretkenliğinin kadın gücünün ve kadın bakış açısının eklendiği her bir aile proje her bir şehir her bir ülke estetiğin, medeniyetin ve adaletin tavan yaptığı gerçek ile hayal arası dönüşümün kilit noktasıdır.
Cem Seymen’in de dediği gibi
Bu tür örneklerin artması ve bilinçli üreticinin bilinçli tüketici ile buluşması dileği ile. Ve üretenin belinin bükülmediği ve üretmekten hizmet vermekten her daim keyif alacağı büyük adımlara sıra gelmeli artık tüm Türkiye’de.
Komik ekonomik rakamların, açlık sınırının, sefaletin, kargaşanın, iç savaşın adı olmamalı artık Türkiye…
Bu başarı hikayesini büyük bir heyecanla ve keyifle TV’ye taşıyan sevgili Cem Seymen’in de dediği gibi ‘başarmak hiçte zor değil yeter ki bir yerden başlayın’.
Bir yerden başladığımızda doğrultmaya ülkeyi, diğerlerine de sıra gelecektir ben eminim.
Ya siz?