Havaların bir ısınıp bir soğuması enfeksiyon hastalıklarının artış göstererek hızla yayılmasına neden oluyor. Bu süreçte grip ve soğuk algınlığından korunup sağlıklı kalmanın yolu doğru besinleri uygun miktarda tüketmekten geçiyor.
Memorial Wellness Beslenme Danışmanı Dyt. Işınsu Köksal, hastalıklardan korunmak için sağlıklı beslenme hakkında bilgi verdi.
Boğaz ağrısına karşı mercimek çorbası
Ilık su ve yeşil çay ile sebze ve baklagillerden yapılan çorbaların tüketimi geniz kuruluğuna iyi gelmektedir. Ayrıca bu sıvı gıdalar vücudun su kaybını önlemekte, üst soluk borusunu nemli tutarak, boğaz ağrısı belirtilerini de azaltmaktadır.
Somon, süt ürünleri, yumurta ve balık ile gelen sağlık
D vitamini hastalıklara karşı vücudu korurken, yetersiz D vitamini alımı ise grip, soğuk algınlığı ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini arttırmaktadır. Ayrıca D vitamini kalsiyum emilimi ve kemiklerin güçlenmesini de sağlar. Yağda çözülen D vitamini için en iyi kaynaklar; balık yağı, yumurta, D vitamini ile zenginleştirilmiş süt, yoğurt ve tam tahıllar, peynir, İtalyan loru (ricotta), somon, ton balığı, sardalya, uskumru ve karidestir.
Yarın kivi günlük c vitamini ihtiyacınızı karşılar
Yeterli C vitamini alımı bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak için çok önemlidir. C vitamini kaynaklarını mümkün olduğunca çiğ tüketmek önemlidir. C vitamininden zengin besinler ise koyu yeşil yapraklı sebzeler, kivi, brokoli, çilek, turunçgiller, siyah frenk üzümü, yaban mersini, domates, brüksel lahanası, karnabahardır.
Günlük C vitamini ihtiyacını karşılamak için 1.5 orta boy portakal veya ½ orta boy kivi veya 65 gram brokoli veya 2 adet limon veya 100 gram karalahana tüketmek yeterli gelebilir.
Maya ile gelen sağlık
Probiyotikler, zararlı bakterilerle karşı savaşarak bunların bağışıklık sistemine zarar vermelerini engellemekte ayrıca vücudun savunma sistemi için gerekli olan B vitaminleri ve K vitaminini üretmektedir. Bu nedenlerden dolayı soğuk algınlığı, grip de dahil olmak üzere pek çok hastalığa karşı vücudun savunucu sistemleri arasında yer almaktadır. Probiyotiklerden zengin kaynaklar ise mayalı süt ürünleri; yoğurt, kefir, miso çorbası, sirke kullanılmadan doğal olarak mayalanmış turşu, tempeh adı verilen Endonezya’nın geleneksel soya fasulyesinden yapılmış ürünü olarak sıralanmaktadır.
Sebze ve meyvelerin gücünden faydalanın
Sebze ve meyyelerde bulunan flavanoidler bakteri ve virüs gibi mikropların karşı savaşarak antibiyotik etkisi göstermektedir. Flavanoidlerin çok yüksek düzeylerde alınsa bile vücuda yan etkisi yoktur. Pişirme, saklama, hazırlama, doğrama gibi işlemler besinlerin flavanoid miktarını azaltmaktadır. Örneğin ıspanağın pişirilmesi %50 flavanoid kaybına yol açabilmektedir. Fakat sebzelerin pişirilmesi kişiy mikroplardan korur. Bu nedenle sadece sebzeleri fazla pişirmekten kaçınılmalıdır. Yeşil biber, maydanoz gibi sebzelerile mevsim meyveleri çiğ olarak uygun miktarda tüketilirse oldukça faydalıdır.
Ton balığı, hindi ve tavuk eti tüketebilirsiniz
Selenyum eksikliği gribal hastalıkların oluşma riskini arttırmaktadır. Selenyumdan zengin besinler ise ton balığı, buğday ruşeymi, ay çekirdeği, chia tohumu, yulaf kepeği, susam, mantar olarak sıralanabilir. Günlük minimum selenyum ihtiyacı ise 55 mikrogram’dır. Örneğin 100g süzülmüş ton balığı selenyum ihtiyacının tamamını karşılarken, 100 gr derisiz hindi eti bu ihtiyacın %50’sini, 100g tavukgöğsü ise %40’ını karşılayabilir. Yeterli selenyum alımı için günde 1 avuç ay çekirdeği yenebilir.
Propolis yani arı özütü vücut için koruma kalkanı görevi yapıyor
Son yıllarda popülerlği hızla artan propolis, arıların çeşitli bitki ve ağaç kabuklarını çiğnemesi ve kendi enzimlerini de içine eklemesiyle oluşan koyu renkli yapışkan bir maddedir. Propolisin; bakteriler, mantarlar, virüsler ve iltihap oluşumuna karşı koruyucu ve ateş düşürücü özelliği vardır. Enfeksiyon veya hastalıklı dokunun yok edilmesine yardımcı olur. Ayrıca sindirim sistemi sorunları, deri hastalıkları ve diş problemlerine karşı da koruyucu olduğu belirtilmiştir. Propolis sıvı, tablet ve kapsül şeklinde satılmaktadır. Fakat arı ürünlerine karşı hassasiyet ve alerjisi olanların doktora danışmaları gerekmektedir.
Karnabahar ve brokoliyi sofralarınızdan eksik etmeyin
Bağışıklık sistemini korumak ve sağlıklı yaşlanmak için çok ön olan glutatyonun zengin kaynakları turpgiller yani brokoli, kabak, karnabahar, lahana, karalahana, kırmızı turp, tere, brüksel lahanası, şalgam, alabaş yani yer lahanasıdır. Bu besinlere sık sık tüketmeye özen göstermek kişiyi enfeksiyonlara karşı koruyacaktır.
Düzenli egzersiz ve uyku kalitesi de çok önemli
Düzenli yapılan egzersizlerde bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcıdır. Fakat yüksek yoğunlukta ve uzun süreler boyunca yapılan dayanıklılık egzersizlerinin vücuttaki stres hormonlarını artıracağından vücudun enfeksiyonlara karşı savaşma özelliğini azaltabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bu nedenle orta düzeyde düzenli olarak yapılan aktivite vücudumuzu enfeksiyonlara karşı korumak için yeterlidir. Ayrıca 7-8 saat düzenli uykunun enfeksiyonlara karşı koruyucu olduğu bilinmektedir.
İlgili yazılar
Göz sağlığı için nasıl beslenmelisiniz?
Beslenmede 50 yaş üstü için kurallar