Çocuklarda işitme kaybı akademik başarıyı düşürüyor

Dünyayı anlamamızda ve çevremizle iletişim kurmamızda önemli bir yeri olan işitmede yaşanan sorunlar yaşam kalitesini düşürüyor. Dil ve konuşma gelişimini olumsuz etkileyen işitme kaybı, çocuklarda öğrenme problemlerine neden oluyor ve akademik başarının düşmesine yol açıyor.

işitme kaybı

Telefonun icadı ile tanıdığımız Alexander Graham Bell, aslında işitme engellilerin sessizliğini ortadan kaldırmak için çalıştı. İşitme engelli annesinin ve eşinin duyamadığı sesleri kaydetmeyi başaran Bell’in işitme kayıpları üzerine sayısız çalışmaya imza attı. İskoçyalı bilim adamı Alexander Graham Bell’in işitme engelliler için yaptığı çalışmalardan dolayı doğum günü olan 3 Mart tarihi her yıl Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak kutlanıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPAltunizade Polikliniği’nden Yrd. Doç. Dr. Burak Öztürk, beş duyumuzdan biri olan işitmenin önemine değinerek işitme kaybının yaşam kalitesini düşürdüğüne dikkat çekti. Öztürk, şunları söyledi:


“İşitme kaybı, işitme hassasiyetindeki azalma olarak tarif edilebilir. İşitme hassasiyetinde azalma demek illa işitme eşiklerinin kötüleşmesi demek değildir. İşitme eşikleri normal olsa bile anlama, anlamlandırma sorunlarının olması işitme hassasiyetinde azalma olduğu anlamına gelebilir. İşitme kaybı varsa genellikle bahsedilen üç konu olacaktır. Bunlar işitme kaybının tipi, işitme kaybının derecesi ve işitme kaybının konfigürasyonudur (yani hangi frekansları etkilediği).

İşitme kaybının nedenleri nelerdir?

İşitme kayıplarını, doğumda var olan ve sonradan kazanılan olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Doğumsal işitme kayıpları da kendi içerisinde genetik olmayan ve genetik kökenli olmak üzere ikiye ayrılabilir. Genetik olmayan işitme kayıpları kapsamında prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, anne karnında geçirilen enfeksiyonlar vb. sayılabilirken genetik kökenli işitme kayıplarına down sendromu, usher sendromu gibi genetik hastalıklar örnek verilebilir.

Sonradan kazanılan işitme kayıplarına ise kulak enfeksiyonları, gürültü maruziyetine bağlı işitme kayıpları, yaşlanmaya bağlı işitme kayıpları örnek olarak verilebilir. İşitme kaybına neden olan pek çok hastalığın bulunduğu unutulmamalıdır.”


65 yaş üzerinde görülme sıklığı artıyor

İleri/çok ileri derecede işitme kayıplarının görülme sıklığının 1-2/1000 olduğunu, daha düşük dereceli işitme kayıpları da eklenirse oranın 6/1000’e çıktığını belirten Öztürk, “65 yaş üzerindeki her iki bireyden birisinde işitme kaybı görülmektedir. Oranlar dikkate alındığında işitme kaybı hem bebek ve çocuk hem de yetişkin popülasyonda sık karşılaşılan bir durumdur.

Öğrenme problemlerine yol açıyor

İşitme kaybı eğer doğumda mevcut ve müdahale edilmemiş ise dil ve konuşma gelişimini olumsuz etkilemekte ve hatta işitme kaybı derecesine bağlı olarak dil ve konuşma gelişimi hiç olmayabilmektedir. Dil ve konuşma problemlerine ilave olarak öğrenme problemleri ortaya çıkmakta ve akademik başarı düşmektedir.

İletişim problemleri sosyal izolasyona ve zayıf kişilik gelişimine neden olabilmektedir. Yetişkinlerde ise işitme azlığı ve anlama güçlüklerine bağlı olarak sinirlilik, sosyal izolasyon, iletişim ve ifade problemleri ve kendi kabuğuna çekilme gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir.”

İşitme kaybı olduğunda kime başvurulmalı?

İşitme kaybı olduğunda öncelikle kulak burun boğaz uzmanına başvurulması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Burak Öztürk, “Sonrasında işitme değerlendirmesinin yapılması için bir odyologa başvurmalısınız. Bazı bireyler için uygun yöntem, ilaç tedavisi ve/veya cerrahi işlem olabilirken bazıları için rehabilitatif uygulamaların yapılması gerekmektedir. Sizin için hangi yaklaşımın uygun olduğuna değerlendirmeler sonrasında karar verilecektir. İşitme kaybına neden olan faktör belirlendikten sonra ilaç kullanımı ve/veya cerrahi işlem uygulaması gerekebilir” diye konuştu.


Öztürk, işitme kaybı için kişilerin özel durumlarına göre işitme cihazı, koklear implant (biyonik kulak), kemik yolu ve orta kulak implantları ve işitsel rehabilitasyon uygulamalarının da kullanıldığını sözlerine ekledi.


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.