Teknoloji bağımlılığının 8 belirtisi

Hayatımızı kolaylaştıran teknoloji, denetimsiz kullanılması halinde çocuklar ve gençler için bağımlılık riski oluşturuyor. En büyük risk grubunun 12-18 yaş arasındaki ergenler olduğunu belirten uzmanlar, “Her iki cinsiyette de görülebilmesine rağmen erkeklerde kızlardan 2 veya 3 kat daha fazla görülmektedir” dedi. Teknoloji bağımlılığının 8 belirtisi bulunuyor.

Teknoloji bağımlılığının 8 belirtisi

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden uzman psikolog Gürler Güz, teknoloji bağımlılığının çocuklar ve gençler için tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek özellikle sınırsız ve denetimsiz kullanımın önüne geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Teknoloji bağımlılığının 8 belirtisi!

Gürler Güz, 1990’lı yıllarda ortaya çıkan teknoloji bağımlılığını “çoğu kez zaman kavramını yitirecek ya da temel görevlerini ihmal edecek şekilde aşırı internet kullanımı, kullanımın kesilmesiyle kızgınlık, gerginliği de içeren yoksunluk belirtileri, tolerans gelişimi ve yalan söyleme, sosyal geri çekilme gibi durumları içeren birçok olumsuz durumun bir arada olması” şeklinde tanımladı. Güz, teknoloji bağımlılığı belirtilerini ise şöyle sıraladı:


1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş

2. İnternete bağlı kalma süresinde artışa ihtiyaç duyma

3. İnternet kullanımını azaltmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunma

4. İnternet kullanımının azaltılması durumunda yoksunluk belirtileri

5. Başlangıçta olduğundan daha uzun süre internete bağlı kalma

6. İnternetin aşırı kullanılması yüzünden ilişkiler, okul ya da işle ilgili sorunlar yaşama

7. İnternete bağlı kalabilmek için aile üyelerine, terapiste ya da başkalarına yalan söyleme


8. İnternete bağlı kalındığı süre içerisinde umutsuzluk, suçluluk, anksiyete, depresyon gibi duygulanım değişikliğinin olması

Erkek çocuklarda daha fazla görülüyor

İnternet bağımlılığının her yaşta ve cinsiyette görülen bir rahatsızlık olduğunu belirten Güz, “Yapılan bazı çalışmalarda internet bağımlısı olarak nitelendirilebilecek hastaların oranı toplam kullanıcıların yüzde 1.98’i ile yüzde 3.5’u arasında değişmiştir. Ayrıca internet bağımlılığı açısından risk altında olabileceği düşünülen kullanıcıların oranı ise yüzde 8.68 ile yüzde 18.4 arasında bulunmuştur.

İnternet bağımlılığı görece daha geç yaşlarda başlayan psikoaktif madde ve alkol ve kumar bağımlılığın aksine daha erken yaşlarda başladığı gözlenmektedir. En büyük risk grubu 12-18 yaş arasındaki ergenlerdir. Her iki cinsiyette de görülebilmesine rağmen erkeklerde kızlardan 2 veya 3 kat daha fazla görülmektedir. Ülkemizde de 12 yaşında bir olguda bildirilmiştir.

Tedavi edilebilen bir hastalık

Teknoloji bağımlılığının tedavi edilebilen bir hastalık olarak tanımlayan Gürler Güz, halen başka yerde sınıflandırılmamış Dürtü Kontrolü Bozuklukları arasında değerlendirildiğini söyledi.

Bu grupta kumar, seks, alışveriş yapma, egzersiz yapma gibi pek çok davranışın bağımlılık yaratabileceğinin bilindiğini belirten Güz, teknoloji bağımlılığının alınacak bazı önlemlerle önlenebileceğini söyledi. Güz, şu tavsiyelerde bulundu:

“İnternet bağımlılarının önemli bir kısmında başka bir psikiyatrik hastalıklar bulunabileceği göz önüne alınmalıdır. Bu nedenle altta yatan böyle bir psikiyatrik rahatsızlık varsa öncelikle bunun tedavisinin yapılması gerekmektedir. Temel prensipler genel bağımlılık tedavisinden çok farklı değildir.

Görülme yaşının kısmen daha düşük olması ve çocuk ve ergenleri özellikle akademik dönemlerinde etkilemesi açısından tedavinin hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi ve bu konuda aile ile sıkı işbirliğinin yapılması şarttır. İnternet bağımlığı konusunda gerekli bilgilendirmelerin ve uyarıların hem aile hem çocuklara verilmesi bağımlılığın önlenmesi açısından önemlidir. Birçok hastada antidepresan kullanımı var olan depresyon ve anksiyete semptomlarını azaltmakla birlikte tek başına yeterli değildir.

Etkilenmiş kişinin hayatını organize etmek ve internette geçirdiği vakti azaltacak sınırlar koymak gerekir.


Örneğin akşam eve gelir gelmez internet başına geçen bir kişinin eve daha geç gelmesini sağlamak için bir kursa başlatmak, sabah saatlerinde spor yapıyorsa bunu akşama kaydırmak gibi müdahaleler etkili olabilir. Bilgisayarın belirli bir süre sonra kendi kendini kapadığı ve hasta tarafından bilinmeyen bir şifre girilmeden tekrar açılmadığı bir program bilgisayara yüklenebilir. Amaç kişiyi tamamen internetten uzaklaştırmak değil, kontrollü olmasını sağlamaktır.”


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.