Siyaset futbola yine bulaştı

Türk futbolcular da olaylara yabancı futbolcular gibi tepki gösterebilirlerse o zaman Batılı düşünce tarzı ile hareket edip daha sakin ve dengeli insan olma yolunda adım atabiliriz. Türk futbolcuların tepkisi neden durdurulamıyor? Yabancı futbolcular duygularını neden ortaya koymuyorlar? Avrupa Kupası maçlarına siyasi olaylar sıçradı mı? Türkler Avrupa’da istenmiyor mu?

17 Mart 2016 Perşembe akşamı, UEFA Avrupa Ligi son 16 turu rövanş mücadelesinde Portekiz’in Braga takımı temsilcimiz Fenerbahçe’yi ağırladı. İlk maçı 1 – 0 Kazanan Fenerbahçe, Portekiz’de oynanan karşılaşmanın 10. Dakikasında 1 – 0 geriye düşmesine rağmen, ilk yarı bitmeden attığı golle soyunma odasına 1 – 1 eşitlikle girdi. Rakibimiz Braga’nın turu geçmek için yemeden atacağı 2 gole ihtiyacı vardı.

Yardıma Hırvat hakem yetişti

Siyaset futbola yine bulaştıKarşılaşmanın son çeyreğinde verilen penaltı ve penaltının sonucunda ikinci sarı kart ile orta saha oyuncumuz Mehmet Topal oyundan atıldı. Moral motivasyon olarak adeta çöken takımımız, penaltıdan yediği golün 3 dakika sonrasında 3 – 1 geriye düştü. Artık Fenerbahçe gol atmak zorundaydı. Bunu başaramayan temsilcimiz, 4. golü yiyerek karşılaşmayı 4 – 1 kaybedip UEFA Avrupa Ligi’ne son 16 turunda veda etti.


Çılgın Türkler

Karşılaşma 3 – 1’e geldikten sonra Alper Potuk direkt kırmızı kart görerek oyundan atıldı. Skor 4 – 1 olduğunda ise Volkan Şen ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek takımını 8 kişi bıraktı. Karşılaşmayı kaybedeceğimiz anlaşıldığında Alper Potuk ve Volkan Şen hakeme olan tepkilerini meslektaşlarına yaptıkları hareketlerle göstererek Fair Play ruhunu yansıtamadılar.


Braga – Fenerbahçe karşılaşması yönetim açısından son yıllarda seyrettiğim en kötü maçlardan birisiydi. Volkan Şen’in kırmızı kart gördükten sonra hakeme olan tepkisi aslında televizyon başındaki tüm Fenerbahçeliler’in içinden geçenlerdi. Braga taraftarları turu kutlarken, uzatma bölümünde top kendi takımlarında olduğu esnada ‘oley, oley’ şeklinde tezahürat yapıyorlardı. Buna dayanamayan, bu paslaşmayı bozmak isteyen, bunun için pres yapan oyunculara baktığımda hepsi Türk’tü. O an yedek kulübesinde olan Van Persie ve Nani gibi Dünya markalarının yan sıra, oyun alanında olan diğer yabancı oyuncular tepki vermediler.

Türk futbolcuların belki de en büyük eksikliği duyguları ile hareket etmeleridir

Yabancı futbolcular bu olayları çok defa yaşamış olmasına rağmen, eleneceğini anladığı zaman meslektaşlarına sert futbol oynamıyorlar. Fenerbahçe’de yüzlerce maça çıkan eski kaptan Alex de Souza’nın kaybedilen son saniye şampiyonluklarında dahi kendisini çirkinleştirdiğini görmedik. Ne zaman ki Türk futbolcular da olaylara yabancı futbolcular gibi tepki gösterebilirlerse o zaman Batılı düşünce tarzı ile hareket edip daha sakin ve dengeli insan olma yolunda adım atabiliriz. 17 Mart 2016 Perşembe akşamı hakem Ivan Bebek için tek kelime ile rezalet geçerken, o akşamdan çıkarılan dersin aynı olay karşısında Türk futbolcular ile yabancı futbolcuların verdiği tepki arasındaki farkın ne kadar uzak olduğunun görülmesidir.

Terör Avrupa’lı kulüpleri korkuttu mu?


Bu kadar bariz hakem hatalarının arkasında bir şeyler aramak gerektiğini düşünenlerdenim. Avrupa Kupası karşılaşmalarına, ülkemizde yaşanan terör olayları nedeniyle rakip takım oyuncuları gelmek istemiyor olabilirler. Türkiye deplasmanları rakip takımları şu an için korkuttuğu için Fenerbahçe’nin Avrupa’da önü tıkanmış olabilir. Ayrıca son yılarda popülerliği her geçen gün artan bahis oyunları da karşılaşmanın ve hakemin adilliğini rafa kaldırmasının bir nedeni olabilir. UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek finale çıkma mücadelesini yöneten hakemin, tamamıyla turu geçen takım lehine kararlar vermesi beni pek tatmin etmiyor. Bu kararların arkasında hakem hataları değil de, planlı oyunlar arıyorum.