Öncesindeki ve sonrasındaki jenerasyonların arasındaki büyük uçurumlar nedeniyle iki dünya arasında sıkışmış hisseden ve hiçbir yere ait olmayan 80’lerin çocukları, hayatta ne umdular, ne buldular? Neler gördüler, nerelere geldiler?
8o’lerin çocukları sıkışmışlık hissi ile büyüdüler
Hiçbir yere ait olmayan 80’lerin çocukları Y kuşağı içerisinde yer alan 80’lerin çocukları, kendilerinden önceki ve sonraki jenerasyonların arasında bir sıkışmışlık hissi ile büyüdüler. Ne 70’lerin çocukları ve öncesi gibi işlerini ağırlıklı olarak fiziksel şekilde, ne de 90’ların çocukları ve sonrası gibi işlerin ağırlıklı olarak elektronik ortamda halleden bireyler oldular. Ne teknoloji cahili olarak kaldılar, ne de teknoloji bağımlısı oldular.
80’lerin çocukları otomatikleşmeye ve sanallaşmaya başlayan bir dünyada büyüdüler
Alf’ten Voltran’a, Kara Şimşek’ten MacGyver’a televizyon yapımları, Diego Armando Maradona’dan Michael Jordan’a spor, Micahel Jackson’dan Madonna’ya müzik alanında efsaneleşmiş isimler ile büyüyen 80’lerin çocukları, salaş giyimin, pop ve Rock kültürünün öne çıktığı, otomatikleşmeye ve sanallaşmaya başlayan bir dünyada büyüdüler. Tüketim toplumunun bir parçası oldular.
Bülent Ecevit’ten Turgut Özal’a, Süleyman Demirel’den Necmettin Erbakan’a, Alparslan Türkeş’ten Tansu Çiller’e, Ahmet Necdet Sezer’den Recep Tayip Erdoğan’a kadar Türk siyasetinin güçlü ve farklı karakterlerinin etkin olduğu belirli süreçlere şahitlik eden 80’lerin çocukları, meydanlarda ve sosyal medyada ekonomik ve siyasal gelişmelere verilen olumlu ve olumsuz tepkilerde yoğun şekilde ve aktif olarak yer aldılar.
Sokakta oynayan, Susam Sokağı ile okuma yazmayı öğrenen, soğuk savaşın sonlanıp Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından insan ufkunu ileri taşıyan Pathfinder’ın Mars’a inişine, uzayda birçok bilinmezin keşfedilmesini sağlayan Hubble Teleskobu’nun kullanılmaya başlamasından büyük ses getiren ve gündemi uzun süre meşgul eden O.J. Simpson davasına kadar birçok önemli olaya yakından şahitlik eden 80’lerin çocukları, ağırlıklı olarak sorgulayan, isyan eden, değişim yanlısı olan ve kısa vadeli yaşayan bireylere dönüştüler.
Örgütlenebilme ve tepki verme özellikleri öne çıktı. Eğitim ve iş hayatında en çok uyumsuzluk yaşayan jenerasyon oldular. Uyumsuzluk sorunu yaşamayanlar ya da bu sorunu aşabilenler ise günümüzün Türkiye’sinde orta seviye ve üst seviye yönetici konumundalar. Spor dünyasında bulunanlar, olgunluk dönemlerinde ya da emekli olmuş durumdalar. Sanat dünyasında bulunanlar, günümüzün aktif ve en çok kazanan sanatçıları arasındalar.
