Homeopati ilaçlarının kullanımının öneminin farkında mıyız?

Homeopati ilaçları kişilerin kendi başına, herhangi bir yerde okuması ile, başkasına iyi geldiği için kendisine de iyi geleceği düşüncesi ile ve doğru düzgün eğitim almadan bu mesleğin başına geçen kişilerin tavsiyesi ile kullanması doğru değildir, “yan etkisi yok” anlamı, kimyasal ilaçlarda olduğu gibi insan vücuduna zarar verecek madde olmamasına dayanıyor.

Homeopati nedir?

Homos = benzer, Pathos = Acı, çekilen acı, azap kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Her ne kadar 1800’lü yıllarda Hahnemann tarafından geliştirilmiş olsa da, felsefesi açısından Hipokrat kadar eski olduğunu bilmekteyiz.

Tıp bilimi üzerine temalara bakarsak; Hipokrat’tan beri üç ana tema işlenmektedir.


Bunlar; Natura Medicatrix: Otonom – kendi başına biyolojik sistemler kanunu.

Allopathie: Zıtlıklar kanunu; bilinen tıp (klasik tıp, ortodoks tıbbı), sıklıkla hastalığın zıttı olan maddeyi bünyeye vererek yapılan tedavi yöntemi.

Homeopathie: Benzerlikler kanunu.

Kısaca bu bilgileri verdikten sonra Homeopat Ayşegül Zorlu’nun röportajına ek olarak verdiği yaşanmış deneyimlerden bir örnek…

 

Homeopat ilaç aldığında aşağıda sıralayacağım, rahatsız edici durumları yaşayıp sağlık durumunu – cevapsız ve yardımsız kalacağından- tehlikeye atma riski oldukça büyük:

  • Kişinin önceden var olupta tedavi edilmeden üstü kapatilmis hastaliklarin semtomlarinin tekrar kendisini göstermesi, burada anlatmak istediğim konunun  açikliğa kavuşmasi için bir hastamdan örnek vermek istiyorum;

41 yaşındaki bir kadın hastam, Gastrit Semptomu ile bana geldi, 2-3 saatlik bir görüşmeden sonra X-ilaç almasını uygun buldum, hastamın gastritinin sinirsel bir birikimden ibaret olduğunu tespit etmiştim, kişisel olarak da ilaç karakterine uygundu. Bu kadın hastam yatarken ilacını alır, iki saat kadar sonra uykusundan bunalım ile uyanır. Hayatı boyunca ne kadar kötü olaylar yaşamışsa hepsini bir bir hatırlar depresyon davranışları sergileyerek; eşine 5 yıl öncesi yaptığı yanlışın hesabını sorar, çocuklarını hırpalamak ister, ağlar, bağırır, ilköğretim çağında arkadaşlarının ona yaptıkları haksızlıkları anımsar vs…


Ailesini daha önce olabileceklerden dolayı bilgilendirdiğimden, kadının ani tepkisi tehlike ve facia olarak sonuçlanmadı, bilakis zor anları, ailesinin güzel yaklaşımı, desteği ile atlatıldı, tedavimizin sağlık açısından sonucu da çok başarılıydı, artık Gastrit semptomları olmuyor.

Hastamın yaşadıkları tedavisi açısından tamamen beklediğimiz pozitif olan şeylerdi, ve karşısında durumuna bir açıklama yapacak, onunla ilgilenen birisi vardı. Peki, kadın bu ilacı kendi başına alsaydı sonuç ne olurdu?

İlaca ait semptomları yaşaması:

  • Varsayalım ki hastaya kronik baş ağrısı için ilaç verdik, ilaç aynı zamanda kaşıntılara iyi geliyor, tedavimizin bekleme süresinde hastamızın başının ağrısı geçmiyor, hiç değişmeden devam ediyor ve aynı zamanda da müthiş, hiç o ana kadar olmayan, tanımadığı bir kaşıntı başlıyor. Bu bana aldığı ilacın onun için yanlış seçim olduğunu gösterir. Hemen Antidot yapan ilaç veririm. Böyle bir durumda da kişinin yardımsız, cevapsız kalmasını hayal bile etmek istemiyorum.
  • Ya da hiçbir şekilde randıman alamaması, işte asil bu homeopatik tedavi eden kişinin karşılaşmak istemediği en zor bir durumdur…

Homeopati gibi değerli bir bilim dalının Türkiye’mizde de tanınması beni çok sevindiriyor ve gurur veriyor, umarım doğru kişiler tarafından, düzgün eğitimler verilir; doğru, olması gerektiği gibi uygulanır ve başarılı bir biçimde artar.

Sağlıklı yaşam dileği ile…

Otobiyografi: Ayşegül Zorlu (Alternatif Tıp Hekimi) 

1968 Çorum doğumlu. Kızım, oğlum ve eşim ile Almanya Wolfenbüttel’de yaşamımıza devam ediyoruz. 2004 yılında Almanca – Türkçe tercümanlık eğitimimi tamamladım ve Hannover Üniversitesinden mezun oldum. Tercümanlık eğitimin ardından, 2004 yılında esas hedefim olan “Heilpraktiker” yani “Alternatif Tıp Hekimliği” – Braunschweig Paracelsus – okuluna başladım. Mezuniyetim sonrası, Eylül 2006’da kendime ait muayenehanemde hastalarımı tedavi etmeye başladım.  Mayıs 2007’de Wolfenbüttel’de Amara Homeopati okuluna başladım, 3 yıl, 505 ders saati süren Homeopati eğitimini Mayis 2010’da bitirdim. Homeopati ile paralel, Ocak 2007’den itibaren, Bayan Wilma Castrian’nin özel okulunda – Patho Psycho Physiognomik – eğitimi alıyorum. Buradaki eğitimim Aralık 2010’a kadar sürecek. Mesleğimi çok seviyorum, hastalarımı tedavi etmekle birlikte, onlara daha fazla faydalı olabilmek için çeşitli eğitimler almaya ve kendime ait seminer kürsümde çeşitli kurslar, seminerler veriyorum.

İlgili yazılar

Homeopati: Benzeri Benzer ile Tedavi Etmeli


Homeopati tedavisi nasıl yapılır?