Hypnobirthing: Bir doğuma hazırlık yöntemi

HypnoBirthing, kelimelerle çalışır bu yüzden kendi doğum dili de pozitiftir. Örneğin sancı yerine kasılma veya dalga, ıkınma yerine bebeğe yol verme gibi terimler kullanılır. Doğumun mekanizmaları anlatılırken aslında her gün yaşanan ve ağrısız olması gereken bir kas eylemi olduğu, doğumda ağrıyı daha çok gerginlik ve korkuların yarattığı mesajı verilir.

HypnoBirthing doğal doğum yöntemi

Ülkemizde son 10 yıldır artan bir oranda doğum bebeklerimize coşkuyla kavuştuğumuz doğal bir olay olmaktan çıkıp, korkular ve gerginliklerle yaşadığımız bir kabus haline dönüşmüştür.

Sezaryen oranlarımızın devlet hastanelerinde % 60, özel hastanelerimizde % 80 gibi rakamlara ulaştığı günümüzde normal ve doğal doğum korkulan bir eylem haline gelmiştir. Doğum yapan kadınlarımıza kahraman gözüyle bakılmaktadır. Oysa doğum kadınlarımızın doğasında ve genlerinde zaten varolan yaşamın bir parçasıdır.


Doğal doğum bebeklerimizin dünyaya geldikleri o kritik anda ihtiyaçlarının karşılanabildiği en sağlıklı doğum yöntemidir. Bebeklerimiz sanıldığının aksine tüm farkındalıkları ile doğarlar.(1)Yani doğum anının her saniyesini bilinçle yaşarlar ve bu anları bilinçaltında kaydedilir. Doğumdan hemen sonra tek bir istekleri vardır-geldikleri bu yabancı dünyada annelerinin güven veren kalp atışını, sevgi dolu sesini, hissedebilecekleri dokunuşlarını ararlar. Bu isteklerinin karşılanması onların gelecekteki sevme kapasitelerini  artırır. Bu gerçeklerden yola çıkarak annelerin bebekleri ile hemen buluşabilecekleri doğal ve sakin bir doğum tüm sağlık çalışanlarının hedefi olmalıdır. Sağlık sistemi annelerimize doğumda sevgi ve güven dolu bir ortam hazırlarken bir yandan da onları böyle bir doğuma hazırlayacak eğitimler düzenlemelidir.

Tüm dünyada doğuma hazırlık amacıyla ailelere yönelik kurumsallaşmış birçok hamile eğitim felsefeleri vardır. HypnoBirthing de bunlardan biridir.

HypnoBirthing daha sakin, korkusuz ve coşkulu bir doğum yapabilmeniz için kullanabileceğiniz doğum yöntemlerinden biridir. Hypnobirthing size ve eşinize derin gevşeme, özel nefes teknikleri, rehberli imgeleme teknikleri ile doğumda  bedeninizi nasıl rahat bırakabileceğinizi öğreterek, daha bilinçli ve farkında bir doğumun kapılarını açar.

HypnoBirthing doğumunun temelleri Dr.Grantly Dick Read’in çalışmalarına dayanır. Dick- Read 1913 yıllarından itibaren doğumlarla ilgilenmeye başlamış ve doğumda kadınların çektiği acılar ve gördükleri muameleden son derece rahatsız olmuştur. O dönemlerde doğumda ağrının kaçınılmaz olduğuna inanılarak tüm doğumlarda gaz anestezi uygulaması yapılıyordu. Ancak yaptığı gözlemlerde özellikle varoşlardaki doğumların bir bölümünde bazı kadınların hiç ağrı hissetmeden ve sadece kendine konsantre olarak rahat doğumlar yapabildiklerini gördü. Bu konuyu uzun süre sorgulayarak bu kadınlarda hangi yöntemin kendiliğinden ağrıyı azalttığını bulmaya çalışırken bir gün doğum tarihinde yeni bir sayfa açacak keşfini yaptı; bu kadınlar doğumdan korkmuyordu.

Daha sonra 1942 yılında ilk baskısını yapan Korkusuz Doğum kitabında bugün hala tüm hamile eğitim felsefelerinin temeli olan Dick-Read metodunu anlattı. (2) Doğumda temel problem kadınlarımızın doğumdan duydukları korkuydu ve bunun yarattığı korku-gerginlik-ağrı sendromu doğumda kadınlarımızı zorlayan ağrının temel sebebiydi.

Dick-Read metodunun temel felsefesi korkunun giderilmesi için bilgilendirme, nefes teknikleri ve özellikle derin gevşemenin kullanılmasıydı. Kitabında da bu konuya özel bir önem vermişti.

1950 yıllarında Fransız doktor Fernand Lamaze bu felsefenin üzerine Ruslardan öğrendiği psikoprofilkksi diye anılan şartlı refleks, şartlandırılma ve kendi nefes tekniklerini koyarak doğuma hazırlanmada bugün dünyada en çok bilinen Lamaze Felsefesini geliştirdi .(3) (www.lamaze.org)

HypnoBirthing Enstitüsünün kurucusu Marie F. Mongan 1987 yılında hipnoterapi sertifikasını aldıktan sonra bunun doğumda ilk uygulamasını kendi kızıyla yaptı.1990 yılında kızı Maura doğum boyunca sadece kendine ve bebeğine konsante olarak, hiçbir ağrı çekmeden, çalışan sağlık personellerinin şaşkın bakışları altında oğlu Kyle’yi dünyaya getirdi.

Marie Mongan bu konuda çalışmalarına ağırlık vererek şu anda dünyada gittikçe yaygınlaşan, kadınlarımıza daha sakin ve bilinçli bir doğumun kapılarını açan Mongan Metodu’nu geliştirdi.(4)Halen Amerika’da merkezi olan HypnoBirthing Enstitüsü düzenli aralıklarla kurslar organize ederek hamile eğitimi yapmak isteyenleri yetiştirmektedir.(www.hyponbirthing.com)

HypnoBirthing tekniğinde doğuma hazırlanırken korkularımızdan kurtulmak ve içimizdeki zaten varolan doğum yapma güdülerimizi keşfetmek için derin gevşeme, rehberlik eşliğinde imgeleme ve hipnoz kullanılır.

Hipnoz kelimesi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de şüpheyle karşılanır. Buradaki en büyük sebep özellikle filmlerde izlediğimiz hipnoz sahnelerinin özellikle kişilerde yarattığı yönetilme  kaygısıdır. Oysa hipnozda hiç kimseye istemediği bir şey yaptırılamaz. Hipnoz tamamen kişinin kendisinin izin verdiği, bilinçli bir derin gevşeme durumudur. Sanıldığının aksine hipnoz bir uyku durumu değil tersine bilinçaltının aktif olduğu derin bir uyanıklık halidir. Hipnoz bilinçaltınızla bütünleştiğiniz ve iç dünyanızın derinliklerine ulaştığınız bir yolculuktur.

Aslında farkında olmadan birçoğumuz her gün hipnozun etkisi altına giriyoruz. Gündüz düşleri denen durumlarda bir şey düşünürken veya hayallere dalmışken geçtiğimiz yolları hatırlamıyoruz, seslenenleri duymuyoruz.”Dalıp gitmişsin, beni duymadın” dediğimiz her durumda kaşımızdaki kişi hipnoz altında, yani bilinçaltında bir yolculuktadır.

Yine doğuma hazırlık, suda doğumlar, hastanelerde ev tipi odalarla doğum felsefelerinde yeni bir çığır açan doktorlardan biri olan Fransız Dr.Michel Odent doğumun biliçle değil biliçaltıyla yapılması gereken bir eylem olduğunu savunmaktadır. Ona göre doğum bilincin dinlendiği ve tüm kontrolün bilinçaltına bırakıldığı derin bir gevşeme durumu olmalıdır.

Zihnimizin bilinç ve bilinçaltı ismindeki iki bölgesi farklı çalışmaktadır. Bilinçli bölümle günlük yaşantımızı kontrol eder, günlük hayatımızı sürdürür ve tepkiler veririz. Bilinçaltı ise sonsuz bir depo gibidir ve bedenimizde kontrolsüz çalışan sinir sistemimizin yöneticisidir. Ani, istemsiz verdiğimiz tüm tepkiler onun kontrolündedir. Geçmişle ilgili yaşadığımız tüm duygular oradadır ve bilinçli davranışlarımıza etki yapmaktadır. Yani geçmiş ve bugünle ilgili hatırladığımız veya hatırlayamadığımız tüm korkular oradadır. Bilinçaltı buzdağının altı gibidir ve onun en büyük kısmını oluşturur. Herşeyi kontrol ettiğimizi düşündüğümüz bilinç ise üstte kalan küçücük kesimdir.

Doğumumuzu engelleyen, doğumda daha çok ağrı çekmemize neden olan korkularımızda bilinçaltında gizlidir. Doğumumuzla başlayarak bilinçaltımız doğumla ilgili bilgileri depolamaya başlar. Günlük hayattaki konuşmaların hepsi farkında olmadan depolanır. Bir genç kız doğum yapma yaşlarına geldiğinde çoktan toplumun negatif hipnozu altına girmiştir bile. Doğumla ilgili duyduğu her şey negatiftir ve bilinçaltında korkular olarak depolanmıştır. Sakin ve rahat bir doğum için ilk yapılacak şey bu korkuların ve negatif duyguların açığa çıkarılarak temizlenmesidir.


İşte bu aşamada HypnoBirthing devreye girer. HypnoBirthing kelimelerle çalışır bu yüzden kendi doğum dili de pozitiftir. Örneğin sancı yerine kasılma veya dalga, ıkınma yerine bebeğe yol verme gibi terimler kullanılır. Doğumun mekanizmaları anlatılırken aslında her gün yaşanan ve ağrısız olması gereken bir kas eylemi olduğu, doğumda ağrıyı daha çok gerginlik ve korkuların yarattığı mesajı verilir.

Daha sonra kişilerde önce derin gevşeme, imgeleme gibi tekniklerle güven ortamı kurulduktan sonra  doğumla ilgili çalışmalar başlar. Bu çalışmalarda bilinçaltında yerleşmiş negatif duygu ve korkular pozitif beklentilerle yer değiştirir. Pozitif beklentiler ve güven duygusu doğumları çok kolaylaştırır. Doğumda kullanabilecekleri nefes teknikleri öğretilir. Bebeklerinin anne karnında ne kadar farkında oldukları anlatılır ve bebekleriyle daha bilinçli bağ kurmaları sağlanır. Doğumda yapılan gereksiz müdahaleler ve bunlardan nasıl kaçınabilecekleri bilgisi verilir. Bu sayede doğum yapacakları hastane ve doktor seçimlerinde daha bilinçli olmaları sağlanır.

HypnoBirthing bir teknikten çok doğumun normal, doğal ve sağlıklı olduğuna inanan bir felsefedir. Doğadaki tüm varlıklar gibi aslında kadın bedeni de nasıl doğum yapacağını içgüdüsel olarak bilir. HypnoBirthing kadınlarımıza daha güçlü, aktif ve coşkulu bir doğum için kendi içlerindeki zaten varolan güçle tanışmalarında yardımcı olur.

Hypnobirthing anneleri bedenlerine saygı duymayı ve onu dinlemeyi öğrenirler. Bedenlerine ve bebeklerine uyum içinde çalışabilmeleri için güvenirler. Binlerce yıldır kadınlarımızın yaptığı gibi doğuma saygı duyarlar. Bu sayede daha rahat, daha kısa sürede ve daha tatmin oldukları bir doğum yaparlar.

Michel Odente’e göre doğumda sağlık çalışanları müdahaleci değil izleyici olmalıdır.(5,6)Bu sayede kadınlarımızın doğum yaparken kendi özlerine, kendi içlerine dönmeleri engellenmemiş olur. Bu sayede kadınlarımız doğumun kendilerini sarıp sarmalayan büyüsü içinde kaybolabilir ve doğumun tüm büyüsünü yaşayabilirler. Bu sayede kadınlarımız doğum yapmanın gücünü ve coşkusunu yaşayarak bunu bebeklerine de aktarabilirler.

Amerika’da doğumlarla ilgili yapılan en kapsamlı çalışma Anneleri Dinliyoruz II raporudur.(7)2005–2006 yıllarında HypnoBirthing yöntemi ile doğum yapan 596 gebenin verileri bu rapor sonuçları ile karşılaştırılmış. Hypnobirthing annelerinde sezaryen ile doğum oranının %17 olduğu tespit edilmiştir. Diğer gruptaki % 32 ile karşılaştırıldığında Hypnobirthing annelerinin doğal bir doğumu yaşama şanslarının daha fazla olduğu görülmektedir. Aynı zamanda bu raporda  doğuma müdahale oranlarının çok daha az olduğu görülmektedir. Doğumda epidural anestezi, indüksiyon, serum takma, doğumun indüksiyonla hızlandırılması gibi müdahalelere çok daha az yer verilmiştir. Ve en önemlisi yöntemi uygulayan tüm anneler bundan memnun olduklarını ifade etmişler, %94 gibi bir oranda doğumdan hemen sonra kendilerini sağlıklı hissettiklerini belirtmişlerdir.

Kısaca HypnoBirthing  kişinin kendi gelişimi ve korkularından özgürleşmesi üzerine odaklı, rahat bir doğum için ön şart olan derin gevşemenin temel alındığı, rahat, sağlıklı, huzurlu ve bilinçli bir doğum yolunda kullanılan uluslar arası bir doğuma hazırlık tekniğidir.

Referanslar:

1- Verny, Thomas R.The Secret Life of the Unborn Child, (with John Kelly). Summit Books, USA and Collins , Canada , 1981.

2- Dick-Read, Grantly, MD, (1955) Childbirth Without Fear, New York Harper&Bros

3- The Official Lamaze Guide-Giving Birth With Confidence

4- Mongan, Marie (1989-1992)HypnoBirthing A Celebration of Life Rivertree Pub. Company

5- Odent, Michel (1994) Birth Reborn(/www.birthworks.org)

6-Odent,Michel Scientification of Love

7- Listening to Mothers II  Survey Report (www.childbirthconnection.org)

Yazan: Op. Dr. Hakan Çoker


Hipnoz Yöntemi ile Doğal Doğum


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.