Türk yargı sisteminde önemli bir değişiklik sessiz sedasız hayatımıza giriyor. 20 Temmuz 2016 de faaliyete geçeceği açıklanan İstinaf Mahkemeleri’nin geçtiğimiz günlerde hakim – savcı atamaları gerçekleştirildi. Peki istinaf mahkemesi nedir, işlevi ne olacaktır ve yargı sistemimize etkisi nasıl olur?
Hukuki kavram olarak “kararı kabul etmeyip bir üst merciye taşıma” anlamına gelen istinaf aşaması, yargıdaki iş yoğunluğunu azaltmak amacıyla aslında 5235 sayılı kanun ile hayatımıza girmişti, ancak mahkemelerin fizibilite koşulları ve hakim – savcı yetersizliğinden dolayı faaliyete geçişi bugünlere kadar sarktı. İstinaf (Bölge Adliye) mahkemeleri, ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında bir köprü mahiyeti görecek. Bugüne kadar yapılan yargılamalarda “istisnai hükümler dışında” doğrudan Yargıtay’a temyiz edilen dosyalar bundan böyle Bölge Adliye Mahkemeleri’ne gidecek, ancak bu mahkemece yapılan yargılamadan sonra temyiz yolu açıksa dosya Yargıtay’a başvurulabilecek.
İstinaf nedir?
İstinaf kanun yolu, ilk derece mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur. İstinaf kanun yolunun uygulanması durumunda, ilk derece mahkemesi kararından sonra, karar önce istinaf denetimine tâbi tutulacak, istinaf denetiminden sonra eğer temyiz yolu açıksa temyiz yoluna başvurulabilecektir. İlk etapta Ankara, Antalya, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Samsun illerinde faaliyete geçecek olan Bölge Adliye Mahkemeleri’nin sayısının ilerde artması bekleniyor. Hangi ilin hangi Bölge Adliye Mahkemesi’ne bağlı olduğuna bu link üzerinden bakabilirsiniz.
Peki İstinaf Mahkemeleri’nin Yargıtay’dan farkı ne?
Temyiz incelemesinde Yargıtay, kural olarak sadece kararın hukuka uygun verilip verilmediğini denetler, yani bir davada mahkemenin davaya uygulanacak kanun maddesini doğru belirleyip belirleyemediğini yahut doğru belirlediği maddeyi uygulamadaki ölçüsünün hukuki açıdan uygunluğunu denetler. Buna hukuki denetim denir. Yargıtay kendisi inceleme yaparak yeni bir karar vermez. Buna karşın Bölge Adliye Mahkemeleri istinaf aşamasında, incelemesini hem hukukî yönden hem de olay yönünden gerçekleştirir. Yani Bölge Adliye Mahkemesi yargılamaya sıfırdan başlamasa bile yargılama yaparken tanık dinleyebilir, delil toplanmasını isteyebilir.
Yargı Sistemine etkisi nasıl olur?
Bölge Adliye Mahkemeleri’nin göreve başlamasıyla beraber Yargıtay’ın daha önce bazı hukuki gerekçeler, ancak daha çok “mecburen” zaman zaman yaptığı maddi denetim bu çerçevede delil değerlendirmesi vs. hususlara artık girmeyeceği, daha çok hukuki çelişkilerin değerlendirileceği, bunun sonucu olarak da gerçek anlamda bir “içtihat mahkemesi” olması hedeflenirken, bunun içtihat birliğini bozacağını ve yargı sisteminin daha da karmaşıklaşacağını düşünenler de yok değil.
Birçok gelişmiş ülkede bulunan istinaf sistemi, tekrar gözden geçirerek bir yargılama yaptığı için “kural olarak” daha adil kararların oluşumunu sağlayabilir ancak bunun karşısında yargılamaların daha uzun ve külfetli hale geleceği de göz ardı edilmemelidir. Sistemin ülkemizde hedefine ulaşacağı kanaatinde değilim bunun sebebi sistemin kötülüğünden ziyade ülkemiz insanlarının kanunun etrafından dolanmayı sevmesinden kaynaklı.
Dilerim istinaf aşaması yargımızda daha adil ve hızlı kararlara yol açar.