Keşke her Müslüman komünist olsa!

İnancınızı nasıl yaşarsanız yaşayın, bana ne ya da başkasının inancı size ne! Adam gider, Yahudi olur, Müslüman olur ya da Ateist, Deist, Paganist, Lenist… İsterse puta tapar “put”çu olur; ancak bir de O’nun gibi olmak vardır!..

Keşke her Müslüman komünist olsa!

Keşke her Müslüman komünist olsa!

Bu başlığı okuyan muhalif biri çıkar ve “Sen ne demek istiyorsun, Müslüman ülkesinde salyangoz mu satıyorsun?” der!

Yok be kardeşim, ne salyangoz satıyorum ne de inancınızı sorguluyorum!.. Şu bizim Müslümanların ne yaptığını biraz sorgulayalım diyorum sadece…


İnancınızı nasıl yaşarsanız yaşayın, bana ne ya da başkasının inancı size ne! Adam gider, Yahudi olur, Müslüman olur ya da Ateist, Deist, Paganist, Leninst… İsterse puta tapar “put”çu olur…

Sana ne; evet, sana ne be kardeşim!

Ne demek istedim şimdi?!

Müslümanlığın piri, mimarı, kalesi, göz nuru… Kimden mi bahsediyorum? Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi Hz. Muhammed (S.A.V.)’den…

Hz. Muhammed, israfın hoş olmadığını hem sözlerinde hem de yaşamında göstermiştir…

Araf (31) Suresi der ki: Ey Ademoğulları! Allah’a kulluk olsun diye, yapıp ettiğiniz her işte, kendinize çeki düzen verin, yiyip için, fakat saçıp savurmayın; çünkü Allah savurganları sevmez.

Devam edelim…

O bir Müslüman…

Keşke her Müslüman komünist olsa!

En azından kendisini öyle nitelendiren biri… Kimdir bu adam? Bu adam Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz…

Selman Bin Abdülaziz’in ağabeyi Kral Abdullah 2015 yılında ölmüştü. Kral Abdullah altın sarayda yaşamıştı ve gittiği bir yere 48 uçakla seyahat ederdi…

20 yıl ülkesini fiilen yönetmişti…

Kısaca, Kral Abdullah ülkesinde ağalar, paşalar gibi yaşamıştı. Yediği önünde yemediği arkasındaydı… Diyardan başka bir diyara lüks içinde seyahat edip zengin bir yaşam sürdü. En sonunda bu kez başka bir diyar olan ahirete göç etti. Cenazesi Riyad’ta sade, gösterişsiz bir mezara defnedildi…

 

Keşke her Müslüman komünist olsa!

Demem o ki zengindi, israf saraylarda zengin yaşadı, ama zengin gibi ölmedi…

Yani, yaşamında zenginliğin dibine vurmuştu, israfı iliklerine kadar yaşamıştı. En sonunda Vahabi geleneklerine göre isimsiz bir mezara defnedildi…


Şimdi de israf sırası Kral Abdullah’ın kardeşi Selman bin Abdülaziz’de…

Adam ülkesinden Türkiye’ye geliyor, oteli kapatıyor, 500 araç kiralıyor ve kralın kalacağı otelde 10 milyon dolarlık masraf yapılıyor.

Bunun yanında Ankara’da yeteri kadar lüks (!) araç bulunamadığı için İstanbul ve Antalya’dan araç için destek isteniyor!

İşte, nerede o Hz. Muhammed’in Müslümanlığı, nerede bugünkü Müslümanlık…

Bir de Komünist partili lider size!

Fatih Mehmet Maçoğlu: Yaşa Başkan!

Keşke her Müslüman komünist olsa!

Onun adı Mehmet Fatih Maçoğlu…

O ne yapmadı ki?..

O, hiç işi yok gibi, gitti belediye araçlarını halkına, ücretsiz ulaşıma açtı…

O, sanki herkes yapıyormuş gibi, gitti vatandaşa en ucuz suyu verdi…

O, gitti Ovacık’ta hazine arazisine nohut, fasulye ekti buradan gelen gelirle 78 öğrenciye burs verdi…

O, 2015 yılında sel felaketine uğrayan Hopa’ya gitti ve 500 kilo nohut yolladı…

O, komünist partinin lideri 34 kişinin katledildiği Uludere ilçesinin Gülyazı köyündeki caminin onarımını üstlendi…

O, şimdi de Eskişehir’de yaşayan Hasan Özcan’a örnek oldu ve Özcan, Maçoğlu’nun  kendisine gönderdiği 300 kiloluk nohutu Eskişehir’deki Sarıkavak Köyü’nde kendi arazisine dikti…

İşte size O…


Bu olanları görünce insan, her Müslüman keşke komünist olsa demekten kendini alamıyor!..


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…