Ozan Ünal yeni sergisinde “aşk bir tahterevalli ise…” ile başlayan cümleler kuruyor. Bir üçgen, bir çubuk yardımıyla insana, aşka, ilişkilere ait kısa hikayeler anlattığı heykellerinde Ünal; bu kez demir yerine bronz kullanmayı tercih etmiş.
İçeriğin yer yer biçimin önüne geçtiği, hikayenin formun içine dekonstrüktif (1) bir kaygıyla girdiği heykeller; disiplinlerin iç içe geçtiği yeni sanatta, plastik ve dramatik aforizmalarıyla; sizi görsel ve düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. Ozan Ünal’ın “Tahterevalli” sergisi 7 Nisan’da Galeri Selvin’de görülebilir.
Biyografi: Ozan Ünal
1974 yılında İzmir’de doğdu. İlk orta ve lise eğitimini İzmir’de aldıktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Grafik Bölümüne girdi. Bu bölümü yarıda bırakarak aynı fakültenin Moda ve Aksesuar bölümüne geçti. Eğitimi sırasında Beymen Academia Tasarım Yarışması, Deri Günleri Tasarım Yarışması gibi tasarım yarışmalarında ödüller aldı. Merkezi Danimarka’daki SAGA International Design Center Young Designer Seminar’da Türkiye’yi temsil etti. 2000 yılında “Sınırlandırılmış Hayalgücü – Tasarımcı Bakış Açısı” teziyle mezun oldu. 2001 yılında İzmir Karşıyaka’da Atölye Pi Tasarım ve Sanat Atölyesi’ni kurdu. Çeşitli karma sergilerde bulundu ve kişisel sergiler açtı. Halen atölyesinde ağırlıklı olarak heykel olmak üzere çeşitli disiplinlerde sanatsal çalışmalarına devam etmektedir.
Sergi 7 – 24 Nisan tarihleri arasında Galeri Selvin 1’de ziyaret edilebilir. Galeri Pazar günleri hariç 11:00 – 19:00 saatleri arasında açıktır.
***
dekonstrüktif: dekonstrüksiyon / yapıbozum olarak Türkçeleştirilmiş olan deconstruction görüşünden izler taşıyan herhangi bir şey.
Dekonstrüksiyon nedir?
Yapısöküm veya Dekonstrüksiyon ilk kez post – yapısalcı düşünür Jacques Derrida tarafından burada belirtilen içerikte kullanılan bir terim. Post – modernizmin ve eleştirel kuramın bazı dallarına göre dekonstrüksiyon, bir metnin, bir veya daha fazla “ses” ile seslendirilmesi için, batılı kulağa göre, metnin göründüğü sınırsız bir niteliktir. Dilin geleneksel Avrupa merkezli dünya görüşü tarafından yönlendirilen, kesin hatları olmayan bir araç olduğu kabulüne dayanarak eski metinlerin yeni anlamlarını onları yeniden yapılandırarak inşa eden post – modern eleştirel yaklaşım.
Dekonstrüksiyon, felsefe, iletişim sosyolojisi, eleştirel düşünce, sosyoloji, mimarlık, estetik, edebiyat teorisi ve benzeri bütün alanlarda yaygınlaşmış ve genel bir etki kazanmıştır.