Erdoğan: Yahu şu 3 milyar Euro’yu verecekseniz verin artık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’yle varılan mülteci anlaşması kapsamında verileceği açıklanan ödenekle ilgili, “Yahu şu 3 milyar Euro’yu verecekseniz verin artık” dedi.

Erdoğan: Yahu şu 3 milyar Euro'yu verecekseniz verin artık

“Haziran ayına çekmek için 72 madde öne sürdüler. Bunlar yeni çıktı” diyen Erdoğan, “5 madde var ki, bu felaket. Terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz dediler. Bizden proje istiyorlar; dalga mı geçiyorsunuz, biz işi çoktan bitirdik. Bize bu aklı verenler önce Avrupa’nın göbeğinde teröristlerin kurduğu çadıra niye müsaade ediyorlar buna cevap versinler” ifadesini kullandı. “Bize verilen söz Ekim ayıdır” diyen Erdoğan, “Bu hazirana çekme işi, süreci tıkama projesidir. Bunlar oldu oldu, olmadı biz yolumuza aynı şekilde devam ederiz. Bunların hepsinin çıkış yolları var.  Dik duracağız dik, eğilmeyeceğiz” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 8 Mart’taki Brüksel zirvesinin ardından vize serbestisinin ekim ayından hazirana çekilmesi için anlaşmaya vardıklarını belirterek, “Gereken adımları ve yasaları çıkaracağız. Önümüzdeki iki ay içerisinde ilgili 9 kanunu çıkarmamız lazım. Buradan muhalefet partilerine de sesleniyorum. Bu kanunların acil çıkması lazım” açıklaması yapmıştı.


Erdoğan, TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen “TOBB 72. Genel Kurul Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni“nde konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği delegesi olarak 10, 20, 33 yılını tamamlayarak hizmet şeref belgelerini alacak üyeleri tebrik ediyorum.

Artık sadece ülkemizin meselelerini değil, küresel meselelerin çözümü için de sizlerle birlikte çalışıyoruz. G20’den İslam İşbirliği’ne kadar verimli bir işbirliği halindeyiz. Her işimizde olduğu gibi iş dünyamızın meselelerini de karşılıklı görüş alışverişleriyle yürütmek temel dileğimizdir. Diğer kurumlarımızın toplantılarına katılmaya özel önem veriyorum. Ekonomi ile ilgili görüşeceğimiz ehiller işte burada. Ekonomi bürokrasisinin verdiği bilgileri alıyorum. Esnafın, üreticinin durumunu görüyorum. Ekonominin ritmini düşürecek tutum içine giren kimseye karşı en küçük bir musamamız olamaz. Önüne çıkan engelleri kabuğuna çekilerek değil öne atılarak aşmıştır. Ekonomide hamdolsun bir krizle karşı karşıya değiliz. Cari durumu kar saymak, mevcutla yetinmek gibi bir durumda olamayız. Yeni ve çok daha büyük hedefler için çalışma zamanıdır. Kamu kuruluşları yatırımlarını durdurmayacak. Özel sektörümüz ara vermeyecek. Esnafın girişimcinin halini gayet iyi biliyorum. Piyasanın işleyişine engel olacak, ekonominin ritmini düşerecek, üretim ve ticaret peşinde koşanların önünde engel olacaklara karşı ne küçük bir müsamahamız olamaz.

“Her üye 1 işsize iş verecek”

Yılda 1 milyon 400 bin işsizi iş sahibi yapmak için gerekli çalışmayı yapacağımız müjdesini, ülkem için yeni bir sıçrama noktası olarak görüyorum. Her üye 1 işsizi alacak. Hesap bu kadar basit. Bunu başarırsınız. Bu gücün sizde olduğuna inanıyorum. Bugün de başkandan sinyali aldık. Evelallah bu işi başaracağız demektir. Bunun için ekonomi bürokrasisinin iş dünyasına daha fazla destek olması gerekiyor. Özellikle finansman konusunda yaşanan sıkıntıların çözümü için faizlerin düşürülmesi başta olmak üzere her fırsatta dile getirdiğim hususların daha fazla dikkate alınmasını istiyorum. Bankacılık sektörünün reel kesime karşı tavrı, zaman zaman altın yumurtlayan tavuğu kesme  durumuna dönüşüyor. Böyle bir şey olamaz. Bankacılık sektörünün girişimcilerimizin önünü açması lazım. Bu nasıl olacak, faizi düşürerek olacak. Sürümden kazan.


“Bu hazirana çekme işi, süreci tıkama projesidir”

Avrupa Birliği vize serbestisini getirir. Başbakanken bana söz verdiler. Ekim ayı için söz verdiler. Haziran ayına çekmek için 72 madde öne sürdüler. Bunlar yeni çıktı. 5 madde varki, bu felaket. Terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz dediler. Bize bu aklı verenler önce Avrupa’nın göbeğinde teröristlerin kurduğu çadıra niye müsaade ediyorlar buna cevap versinler. Biz terörle, teröristle mücadele edeeceğiz, onlar parlamentonun önüne çadır kurduracak. Ondan sonra sen bana terörle mücadele yasasını değiştir diyeceksin. Sen ne zamandan beri Türkiye’nin böyle talimatlar aldığını öğrendin.

Türikye artık bir sömürü ülkesi değildir. Adil davranmaları gerekiyor. 3 milyon mülteciye bu millet bakıyor. Biz size yılda 3 milyar avro vereceğiz dediler. Bu parayı vermediler. Hala orta sahada top çeviriyorlar. Bu para filanca yerden dolaşacak diye bize adres vermeyin. Avrupalı yöneticileri gelip kampları geziyor, sonra bize proje gönderin diyorlar. Ne projesi, biz bitirdik, uyguladık. Konteynır kentleri, çadır kentleri kurmuşuz. Hala bize proje gönderin diyorlar. Bu bir milletin asaletiyle adeta dalga geçmektir. Biz bu asaletimizle size dalga geçirtmeyeceğiz. G20’de bunu konuştum. Sizden lütuf da beklemiyoruz dedim. İnsani ve vicdani bir görevdi bu. 6 yıldırda bunu sürdürüyoruz. 20 milyar dolarlık harcama var. Dünyadan bize gelen ne 450 milyon dolar. Bu parayı sen benim bütçeme vermeyeceksin. Oradaki mazlumlara, sığınmacılara gidecek. Vereceksen ver.  Bize verilen söz Ekim ayıdır. Bu hazirana çekme işi, süreci tıkama projesidir. Bunlar oldu oldu, olmadı biz yolumuza aynı şekilde devam ederiz. Bunların hepsinin çıkış yolları var.  Dik duracağız dik, eğilmeyeceğiz. Bunları da duygusal konuşmuyorum. Bu milletin tarihi böyle yazıldı da onun için söylüyorum.

Geçtiğimiz aylarda 18 Mart Çanakkale Zaferi, 23 Nisan TBMM açılışı, 29 Nisan Küt-ül Amare Zaferi bunları unutmamalıyız. 29 Mayıs İstanbul’un Fethi, inşallah muhteşem bir kutlamayla Yenikapı’da biraraya geleceğiz. Tarihimizin tüm önemli dönüm noktalarını çok iyi kavramalıyız. Suriye’deki olaylar sadece23 milyon kardeşimizin meselesi değildir. Bunların 12 milyonu evinden oldu. 5 milyonu yurtdışına sığındı. Kilis’e düşen roketler oradaki 3-5 teröristin şımarması değil. Kilisli kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntıyı iyi biliyorum. Tüm operasyonlar acımasız bir şekilde sürmektedirB Kilis’teki kardeşlerimiz ‘Eyvah eyvah Sakaryam sana mı kaldı’ Necip Fazıl’ın dediği gibi omuzlamışlardır.

Ülkemiz Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının adeta kalbi olan bir bölgenin tam merkezinde yer alıyor. Stratejik önemi sebebiyle coğrafyamız her döneminde planların hedefinde olan bir bölge olmuştur. Uzun zamandır böl-parçala-yönet taktiğiyle olan bölgemiz terör örgütleri üzerinden kontrol edilmeye çalışılıyor. Bizim uluslararası ilişkilerde içimizdeki bazı kesimlerdeki söz ile uygulamayı ayrı gözettikleri konuların başında terör geliyor. Bize demokrasi dersi verenler terör konusunda bize gereken desteği vermediler tam aksine onlara yardım ve yataklık ettiler. Yanı başımızda bir Avrupa ülkemizde terör örgütleri militanlarına eğitim verdikleri kamplar var. Türkiye’de suç işlemiş kişiler Avrupa ülkelerinde rahatça gezebiliyor. Avrupa’dan ülkemize iade elinlerin oranı sadece yüzde 3.

AB’nin terör kavramı üzerinde ülkemizi hedef alması tam bir kara mizahtır. Brüksel’deki saldırıdan önce Dışişlerimiz gereken geri bildirimi yaptı. Onlar önemsemedi ve teröristler bombayı patlattı. Bunlardan bize böyle bir destek var mı? Neredeyse hiç yok. AB’nin öncelikle kendi üye ülkeleri arasında ortak bir terör tanımı üzerinde anlaşmaları gerekir. Türkiye, teröre ve teröriste kucak açmaz.

Ahmet Davutoğlu kardeşime teşekkür ediyorum”


Ahmet Davutoğlu kardeşime hizmetleri için teşekkür ediyorum. Yeni genel başkan ve başbakanın milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Muhalefet hala farklı yorumlar yapıyor. İşinize bakın işinize. Siz hiçbir zaman güçlü bir muhalefet olamadınız.


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.