İletişim çağında siber iletişimsizlik… İnternette sadece sörf yapma, müzik ve film indirme devri bitti. Artık sosyal medya hesaplarından kendini ifade etme devri başladı. Eskiden internette sadece izleme ve okuma modaydı. Şimdi insanlar yazıyor, selfie çekiyor, hayatlarına dair ne varsa görüntülü ya da yazılı şekilde diğerlerine aktarıyorlar.
90’ların sonu 2000’lerin başında interneti yoğun bir şekilde izlemek ve bilgi almak için kullanan kesim, hayatında ilk kez internetle karşılaşan nesildi. Şimdi hepimiz sosyal medyaya alışsak da şüphesiz bizlerden daha aktif bir şekilde interneti kullanan nesil, internetin içinde büyüyen nesil. Çeşitli sosyal medya hesapları ve bloglardan hobilerini ya da eleştirilerini yayınlıyor, bizler herhangi bir gönderiyi sadece okurken onlar yorum yapmayı tercih ediyorlar.
İnternette sörf yapmak demode oldu
Artık mobil cihazlardan sosyal medya uygulamaları indiriliyor. Facebook, Twitter, Instagram, Snapchat, Tumblr… Çoğu genç, bu uygulamaların hepsini aktif olarak kullanıyor. Bazı gençler interneti sadece bu uygulamalardan ibaret sanıyorlar. Arama motorları nasıl kullanılır bilmiyorlar. Böylelikle elde edilen bilgi internetteki arkadaş çevreleri aracılığıyla ediniliyor. Genellikle doğrulukları pek araştırılmıyor. O yüzden çoğunlukla bir eser ya da olay hakkında fikir sahibi olunmadan yorum yapılabiliyor. Fikir sahibi olmak için araştırmak ya da okumak zor geliyor. “Çünkü yorum hakkı verilmiş” deniliyor. Böylelikle internette bilgi kirliliği oluşmaya başlıyor.
İletişim ve internette bilgi kirliliği – Yorum hakkı
Şimdiki internet dünyasında ne olduğun, ne kadar bilgi birikimin olduğu önemli değil. Önemli olan nasıl göründüğün. Kendine bir tarz bulup en kalitelisinden bir fotoğrafını yayınlayıp yarıştırmak, yeni moda. Sırf görüntüyle bir sürü takipçi kazanmak normal karşılanıyor. Bu uğurda takipçi hileleri yapanlar da az değil. Buna takipçi kasma deniliyor. Ne kadar takipçileri varsa o kadar karizma görünüyorlar. Takipçisi az olanlara da ‘ezik muamelesi’ yapmak normal karşılanıyor. Sanat eserlerine kötü yorumlar girmek de karizma görünmenin bir yolu. Sanat eserlerinin öneminin yitirdiği, ucube denilmesinin normalleştiği bir devirde gençler de çok fazla bilgi ve eğitim sahibi olmadan çoğunlukla kötüleyerek üstün görünme çabası içine giriyorlar.
Gündem konusunda fikir sahibi olup pasif kalan neslin ardından, ülkede neler olup bittiği konusunda hiçbir fikri olmayan nesil geldi. Tarafsız haberlerin ya da gündeme eleştirel yaklaşan güldürü programlarının eriyip kaybolduğu günümüzde, gençlerin dikkatini dağıtan başka ürünler var. Açıkçası bu içerik bolluğundan dolayı ülke veya dünya gündemi hakkında merakları bile yok.
En fazla dikkatlerini çeken şey şüphesiz cinsellik!
Çocuklar artık Türk oldukları için gurur duymuyorlar. Sosyal medya ve normal hayatlarında yürütülen algı operasyonları kafa karışıklığına sebep oluyor. Milli duygular aşılanmıyor. Ve böylece yabancı hayranlığı başlıyor. Türklerin kazandıkları başarılarla ilgilenmiyor ve sadece yabancı film, kitap ve dizilerle ilgileniyorlar.
İletişim – İnternetin eğitime etkisi
Matematiksel işlemler, formüller, ezberlediğimiz onca şey… Bir süre sonra insan kullanmadığı bilgileri hafızasından silip atıyor. Sadece mesleki eğitimin verildiği üniversite eğitimi şüphesiz en önemlisi. Bugün kaybolan ahlaki değerler, unutturulan tarih ve kimliğin bir sorumlusu da ezbere dayanan eğitim sistemi.
Eğitim hayatımız boyunca yapmamız gereken en önemli şey, diğerlerini sınavda geçmek. Eğitim sistemi tarafından kazandırılan bu davranış şekli çoğunlukla kalıcı oluyor ve eğitim hayatı bittikten sonra malını, mülkünü, kıyafetini, çocuğunu karşılaştırmak rutin hale geliyor. Bu etkiyi de en fazla sosyal medya hesaplarında görebiliyoruz. Çoğu insan sosyal medya hesaplarını nasıl göründüğünü diğerlerine göstermek için kullanıyor. Bu durumda gençlerin sosyal medya hesaplarından birbirlerini yarıştırmasını çok görmemek lazım. İçlerinde bulundukları dönemi bile hakaret olarak kullanıyorlar. Kendileri ergen olmalarına karşı ergen kelimesini hakaret olarak kullanan ve gerçek anlamını bilmeyen gençlerin sayısı az değil.
İletişim ve televizyonun yaşama etkisi
Gençlerin birbirine hakaret ederek üstün görünme çabaları ve sürekli kendilerini karşılaştırma isteğinin bir sorumlusu da televizyon programları. Televizyondaki yarışmalarda yapılan bir işin eleştirisinin konunun uzmanlarından önce rakiplere yaptırılması ve bunu reytingleri arttırmak için hakaretler ve kavgalarla yansıtılması, kazanılan bu davranışların bir başka sebebi.
Bu davranışlar gençlerin zihnine işlenirken önemli değerlerden biri olan emek kavramı hiçe sayılıyor. Gündeme ilgisiz kalınırken cinselliğe duyulan aşırı ilginin sebeplerinden biri de televizyon dizileri. Aşk ve cinsellikten başka dişe dokunur bir şey işlemeyen, herhangi bir mesaj vermeyen diziler artık o kadar kabul görüyor ki tersi piyasaya sürülse çok ilgi toplamıyor. Cinselliği ön plana çıkarmak, önemli bir seyirci toplama yöntemi. Piyasaya çıkan kitap ve filmler bile artık bu yönde. Dikkati gerçeklerden uzağa çevirmenin en iyi yöntemi olan bu popüler kültür ürünleri, en çok gençlerin ilgisini çekiyor. Daha da kötüsü, artık ilginin normal cinsellikten tecavüze ve enseste kaymaya başlaması.
İletişim ve ailenin yaşama etkisi
Şüphesiz çocukların davranışlarına yön veren en önemli etken ailenin etkisidir. Gençlerin karşısındakini ezerek üstün görünmeye çalışması ve yetişkinlikte bu davranışı sürdürmesi aslında özgüven eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bunun sebebi aileden yeterli ilgiyi görememeleri olabilir. Özellikle internet ve televizyon başında çok fazla vakit geçirilmesi aile içi iletişimsizliğe sebep oluyor. “Sağlıklı İletişim” kuramayan çocukların hem özgüveni hem de “İletişim becerileri” gelişmiyor. Bu yüzden aileler tarafından internet ve televizyon kullanımına bir sınır koyulması gereklidir. Ayrıca gencin ileride sağlıklı ve faydalı bir birey olması için internetin zararlı etkilerinden korunmalıdır. İnternetten doğru bilgiye ulaşma, araştırma yapma ve okuma gibi yararlı alışkanlıklar kazandırılmalı ve internetin doğru bir şekilde kullanılması desteklenmelidir. En az on sekiz yaşına kadar gençlerin internette neler yaptığı aileler tarafından kontrol edilmelidir.