İstanbul Boğazı’nın Avrupa kıyısında coşku ve sevinç çığlıkları yeri göğü inletti. Beşiktaş şampiyon oldu. Türkiye, siyah beyaz renklere büründü.
İstanbul Boğazı’nın güzide kulübü Beşiktaş 14. lig şampiyonluğunu kazandı, altı sezondur hasretini çektiği kupayı Vodafone Arena’daki yepyeni müzesine götürdü. Türkiye şampiyonluğu gibi büyük başarıların birden fazla mimarının olduğu reddedilemez bir gerçektir. Şampiyonluklar; yönetim kurulu, teknik kadro, futbolcular ve taraftarların hep birlikte kazandığı eşsiz başarılardır. Bu sezon Beşiktaş’ın dinamikleri rakiplerininkine göre çok daha uyum ve dayanışma içerisinde işledi.
Siyah Beyazlılar sezona başlarken yedi yıldır yaşadıkları düş kırıklığı nedeniyle bir hayli çekingen (Kafalarında soru işareti vardı) ama bir o kadar da hırslıydı. 2012 – 13 sezonunun sonunda İnönü Stadyumu’nun yıkılmasıyla yuvasız kalan Kara Kartal her maçını deplasmanda oynamaktan bezmiş, eski zafer dolu yıllarını mum ile arar olmuştu. 2015 – 16 sezonunun hazırlıkları başladığında BJK Yönetim Kurulu, Şenol Güneş’i teknik direktörlüğe getirerek siyah beyazlıların tarihinde beyaz bir sayfa açtı. Türkiye’nin en deneyimli ve en başarılı teknik direktörlerinden biri olan Şenol Güneş, saha içine ve saha dışına yönelik yumuşak dokunuşları sayesinde kazanan bir takım yarattı. Şenol Güneş’in takım üzerinde hakim kıldığı olumlu havaya uyan Quaresma, Gomez, Gökhan, Sosa, Oğuzhan gibi klas futbolcular formlarının zirvesine ulaşarak futbolseverlere bol gollü galibiyetler sundular. Beşiktaşlı taraftarlar sürekli deplasmanda oynayan takımlarını bir tek maçta bile yalnız bırakmadan vefakarca destek verdiler, inançla beklediler. Ve sonunda mutlu sona ulaşıldı, şampiyonluk geldi…
Beşiktaş semalarını siyah beyaz ışıklarıyla aydınlatan, alçakgönüllü bir güneş…
Şenol Güneş; 1969 yılından 1987 yılına kadar süren profesyonel futbolculuk yaşamı boyunca çok az futbolcunun kazandığı başarılara ulaştı, 31 kere A milli formayı giydi. 1988 yılında başladığı teknik direktörlük kariyerini kulüpler ve ulusal takım seviyelerinde çok özel başarılarla süsledi. Bu sezon kazandığı şampiyonluk ise kazandığı en özel başarılardan birisi olsa gerek.
Deneyimli Hoca, öncelikle ev sahibi olduğu maçları İstanbul içerisinde oynanması konusunda yönetim kurulunu ikna ederek takımın konsantrasyon ve fiziksel direnç kaybına uğramasına engel oldu. 2014 – 15 sezonundaki kadroyu nokta atışları yaparak güçlendirdiği gibi, gole dönük bir oyun anlayışı yerleştirerek savunma hattının zayıflığını ‘yediği golden daha fazlasını atarak’ kapattı. Takımın formdan düştüğü, taraftarların umutsuzluğa kapıldığı dönemlerde soğukkanlılığını koruyarak camiaya güven aşıladı.
Şenol Güneş, çalıştırdığı tüm takımlarda oyuncularının performansını zirveye çıkarmakla, yeteneklerinden yüksek derecede verimlilik almasıyla tanınır. Beşiktaş’ta göreve başladıktan sonra kaybedilmek üzere olan Oğuzhan’ın adını Avrupa’nın gündemine taşımayı başardı, Ricardo Quaresma’ya takım oyununu öğretti, Alman Ulusal Takımı kadrosundaki yerini iki yıl önce kaybeden Mario Gomez’in yeniden ilk onbire girmesini sağladı, Gökhan Töre’yi disiplin altına soktu, Jose Sosa’nın tango becerisini zirveye çıkardı, Atiba Hutchinson’un nefesine futbol zekası ekledi.
Başkan Fikret Orman ve Yönetim Kurulu hiçbir fedakarlıktan kaçmadı.
‘Bu bir aşk hikayesi, siyah beyaz film gibi…’
Beşiktaş Yönetim Kurulu’nun duruşu ve kişiliği itibarıyla Beşiktaş camiasına bu derece yakışan bir hocaya görev vermesi gerçek bir yöneticilik başarısıdır. Şenol Güneş’in saha içi ve saha dışına ilişkin kararlarına hiçbir müdahalede bulunmadan rahat çalışma olanağı verilmesi de ayrıca altı çizilmesi gereken bir ayrıntı olarak göze çarpıyor. Fikret Orman’ın başkanlığında sezon başından itibaren fedakarca çalışan yönetim kurulu sezon sonuna doğru Vodafone Arena’yı hizmete açarak en zor zamanında futbol takımına inanılmaz bir güç ve moral yüklemesi yaptı. Bu ustaca hamle siyah beyazlıların şampiyonluğu kazanmasını sağlayan en önemli noktalardan birisi olduğuna inanıyorum.
Beşiktaş taraftarları bu şampiyonluğu çok istedi
Süleyman Seba döneminde sürekli şampiyon olmaya alışmış olan Beşiktaşlılar son yirmi yılda ezeli rakipleri kadar şampiyonluk kazanamadıkları için üzgün ve kırgındılar. Vodafone Arena’nın açılışıyla canlanan siyah beyazlılar şampiyonluğun ilanıyla sevince boğuldular, coştular, eğlendiler. Tüm Beşiktaşlılar’a şampiyonluklarını doyasıya kutlamalarını dilerim. Türkiye daha büyük sevinçlere boğulsun, sevinç gözyaşlarıyla gülsün…