Ziraat Türkiye Kupası finali 26 Mayıs’ta İstanbul Derbisi ile şahlanıyor… Kupa finalinde beşinci kere eşleşen iki ezeli rakip zafer için kıyasıya çarpışacaklar. Kupa Şampiyonu kim olacak? Aslan mı, Sarı Kanarya mı?
2015 – 16 Ziraat Türkiye Kupası finali 26 Mayıs’ta Fenerbahçe ile Galatasaray arasında, Konya Büyükşehir Torku Arena’da oynanacak. Her yıl merakla beklenen Türkiye Kupası finali bu yıl İstanbul derbisine sahne olacağı için ayrı bir önem taşıyor. Zafer çığlıkları, gol sevinçleri, ıslıklar, alkışlar birbirine kenetlenecek, rengarenk bir maç oynanacak, Türkiye Kupası’nın tarihine unutulmaz bir final daha yazılacak.
Tarihin tozlu sayfalarını karıştırdığımızda iki devin Türkiye Kupası’nda 25 kere karşılaştığını görüyoruz. Fenerbahçe 4 galibiyet alırken Galatasaray 13 galibiyet elde etmiş, 8 maç berabere sonuçlanmış. Galatasaray’ın kaydettiği 41 gole, Fenerbahçe 28 gol ile yanıt vermiş. Finalde dört kere eşleşen iki dev, İstanbul derbisi ve Türkiye Kupası tarihine dört unutulmaz final hediye etmiş.
Türkiye Kupası ilk defa 1962 – 63 sezonunda düzenlendi, futbol tarihimizin ilk kupa finalinde Galatasaray ile Fenerbahçe karşı karşıya geldi. Galatasaray’ın teknik direktörü büyük futbol adamı Gündüz Kılıç, Fenerbahçe’nin teknik direktörü Yugoslav Miroslav Kokotovic idi. Galatasaray’ın kadrosunda Turgay Şeren ve ‘Taçsız Kral’ Metin Oktay gibi iki büyük efsane, Fenerbahçe’nin kadrosunda Türk futbolunun en büyük futbolcusu ‘Ordinaryüs Profesör’ Lefter Küçükandonyadis vardı. Çift maç üzerinden oynanan finalin ilk maçını Galatasaray 2 – 1 kazandı. Galatasaray’ın gollerini Uğur ve Tarık, Fenerbahçe’nin golünü Selim attı. İkinci maçta Lefter’in penaltıdan attığı gole Bahri ve Mustafa’nın golleri yanıt veren Galatasaray ikinci maçı da aynı skor ile kazanarak Türkiye Kupası’nın ilk şampiyonu olma gururunu elde etti.
1964 – 65 sezonunda Türkiye Kupası finali bir kere daha İstanbul derbisi heyecanı ile renklendi. Sarı Lacivertlilerin Birol Pekel, Şenol Birol ve Ziya Şengül gibi yıldızlarına karşılık Galatasaray Metin Oktay ile dikkatleri üzerine topluyordu. 0 – 0 biten ilk maçın ardından Metin Oktay’ın golüyle ikinci maçı 1 – 0 kazanan Galatasaray kupayı müzesine götürmeyi başardı.
1964 – 65 sezonunun ardından Fenerbahçe ile Galatasaray eleme turlarında birçok kere karşılaşsalar da, futbolseverler yeni bir final heyecanı için 30 yıl beklemek zorunda kaldı. 1995 – 96 sezonunda Türkiye Kupası tarihinin en ilginç finali yaşandı. Ali Sami Yen Stadyumu’nda oynanan ilk maçta Galli santrafor Saunders’in attığı gol, Galatasaray’ın ikinci maça 1 – 0 galibiyet avantajıyla gelmesini sağladı. İkinci maçta heyecan doruktaydı. Tıklım tıklım dolan Fenerbahçe Stadyumu Aykut’un 34.dakikada attığı gol ile coştu, Fenerbahçe eşitliği yakaladı. Geride kalan dakikalar başka gol getirmeyince uzatma dakikalarına geçildi. Sonucun penaltı atışları ile belirleneceği düşünülürken, 116.dakikada Saunders’in attığı şut ağlarla buluşunca Galatasaray kupa şampiyonu oldu.
Maçın bitiş düdüğüyle sevince boğulan Galatasaraylı futbolcular birbirlerine sarılırken, teknik direktör Graeme Souness elindeki Galatasaray bayrağını sahanın orta noktasına dikti. Fenerbahçe tribünlerinde kıyamet koptu. Protestolar dinmedi, kupayı Galatasaray’a vermek üzere sahaya inen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e yabancı maddeler atıldı. O gün deprem etkisi yaratan bayrak dikme olayı, Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki tatlı çekişmenin simgelerinden birisi oldu. İskoç futbol adamı futbolseverler tarafından ‘Ulubatlı Souness’ lakabıyla anılmakta, futbol muhabbetlerinin en renkli simalarından birisi olarak belleklerdeki yerini korumaktadır.
2004 – 05 sezonunda Fenerbahçe ile Galatasaray dördüncü kere eşleşti. Galatasaray’ın teknik direktörü efsane oyuncu Gheorghe Hagi’ydi. Atatürk Olimpiyat Stadyumu’ndaki final maçına hızla başlayan Arslan; Frank Ribery, Necati Ateş ve Hakan Şükür’ün golleriyle ilk 35 dakikada 3 – 0’lık üstünlüğü yakaladı, Sarı Kanarya 40.dakikada Luciano’nun attığı gol ile oyuna geri dönmeye çalışsa da ikinci yarıda Hakan Şükür’ün attığı iki gol sonucu 5 – 1 olarak belirledi. Galatasaray, dördüncü eşleşmeyi de kazandı. Şu anda dünyanın en büyük yıldızlarından birisi olan Frank Ribery’in maç boyunca gösterdiği inanılmaz performans kupa tarihinin en özel gösterilerinden birisi olarak kayıtlara geçti.
Türkiye Kupası finalindeki beşinci randevu her zaman olduğu gibi yine nefesleri kesen, heyecan verici bir maç olarak tarihe geçecek. Süper Lig’de umduğunu bulamayan iki ezeli rakip sezonu kupa şampiyonluğu ile kapatarak taraftarlarının gönlünü almaya çalışacak. Sarı Lacivertliler, kadro kalitesi ve form grafiği açısından rakibine göre daha avantajlı görünse de derbi maçların sürprizlere açık olması nedeniyle sonuçla ilgili tahmin yapılması oldukça güç… Aslan’ın klas oyuncuları Podolski, Selçuk ve Sneijder’e karşılık Sarı Kanaryanın usta ayakları Fernandao, Van Persie ve Nani başlıca gol silahları olarak göze çarparken Volkan Şen, Alper Potuk ve Yasin Öztekin de sonuca etki edecek oyuncular arasında görülüyor.
Seyirci taşkınlıkları, yöneticiler arasındaki söz düelloları ve küfürlü tezahüratlar nedeniyle Fenerbahçe – Galatasaray derbisinden eskisi kadar tat alınamadığı inkar edilemez bir gerçektir. Son yıllarda iki kulüp arasındaki rekabet sert ve sportmenlikten uzak bir görünüm aldıysa da, İstanbul derbisi uzun yıllar boyunca dostluk ve sportmenliğin simgesi olmuştur. 26 Mayıs’ta çok zevkli bir final izleyeceğimiz gibi, unutulmaz bir derbi maçına da tanık olacağız. ‘İyi oynayan kazansın’ diyerek sportmenliği yüceltmek başlıca geleneklerimiz arasında olsa da, futbolun adaleti olmadığını hepimiz biliyoruz; futbolu bu yüzden çok seviyoruz. Harika bir final olacak. Hepinize iyi seyirler…