Yoğun bakım sürecinde bu uygulamalar bebeğinizi hayata bağlıyor

Yoğun bakım ihtiyacı olan bebeklere gerekli tüm desteğin sağlandığı bu ünitelerin tedavi başarısında bebek, aile ve doktor ilişkisinin sağlıklı kurulması büyük önem taşıyor. Erken doğum, çoğul gebelik, annenin diyabetli olması, zor doğum sonucu oluşan beyin ve diğer organ hasarları gibi yüksek risk faktörlerini taşıyan bebekler, hayata sağlıklı bir başlangıç yapmak için yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde gelişmiş düzeyde bakıma alınıyor.

Yoğun bakım sürecinde bu uygulamalar bebeğinizi hayata bağlıyor

Yoğun bakım sürecinde bebek ve anne ve doktor ilişkisinin önemi

Memorial Antalya Hastanesi Çocuk, Yenidoğan Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, yenidoğan yoğun bakımın önemi hakkında bilgi verdi.

Bu zorlu süreci sağlıkla atlatabilirsiniz


Birtakım risk faktörlerinin ortaya çıkması nedeniyle erken doğan bebeklerin tedavisi, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yapılmaktadır. Henüz dünyaya gelmek için hazır değilken, anne karnındaki hayatını erken sonlandırıp yoğun bakıma alınan, anne baba şefkatinden ve bakımından bir süreliğine mahrum kalan bebeklerin ileriki yaşamında ailesiyle güvenli ve sağlıklı bir bağ kurmasının sağlanması gerekmektedir. Bu dönemde sadece bebek değil, aile de onunla birlikte aynı süreci, en az onun kadar yoğun yaşamaktadır. Aileler, yenidoğan yoğun bakım sürecinde öncelikle bebeklerini kaybetme korkusu, hasta bebeği kabullenme zorluğu, bebeklerinin yaşaması ve bakımı için tanımadıkları kişilere güvenme zorunluluğuyla karşı karşıya kalmaktadır.

Ekip desteği çok önemli!

Aileler, bu dönemde diğer çocukların bakımı, erken lohusalık problemleri, kendini yetersiz hissetme, aile içi destek sorunları gibi birçok farklı problemle mücadele etmek durumunda kalmaktadır. Aileler, doktor ve hemşireler tüm gerekli bakımları yapsa da bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören annelerinin 3’te birinde akut stres bozukluğu görülmektedir. Hem hastasına hem de tedavi edilmesi gereken hastalığa odaklanmış olan yoğun bakım ekibinin tüm iş yüküne karşın ailelerin gereksinimlerini bilmesi ve bunları karşılamak için yardımcı olması çok önemlidir.

Bu süreçte aile;

– Doğru bilgilendirilmeli,

– Bebeğin bakımı ve tedavi kararlarına dahil edilmeli,


– Bebeğe yakın olma, ona dokunma ihtiyacı karşılanmalı,

– Bulunduğu ortamını izleme, denetleme ve bebeği koruma isteği göz önünde bulundurulmalı,

– Çocuğuyla ilişkisini sürdürmek isteyen annenin sütünü verilmesi sağlanmalı,

– Yenidoğan ekibi tarafından olumlu algılanma ve motive edilmedir.

Yoğun bakım sürecinde bu uygulamalar bebeğinizi hayata bağlıyor

Kanguru bakımı nedir? Hem anne hem de bebek için kanguru bakımı önem taşıyor

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören bebekler, akranlarının aksine anne kokusunu doyasıya içlerine çekememektedirler. Ancak bu bebeklerin gelecekte ruh sağlığının olumsuz etkilenmemesi için “kanguru bakımı” adı verilen yöntem çok önemlidir. Bu şekilde hem anne bebeğine hem de bebek annesine kavuşmuş olur. Bu bakımın annenin sütünün gelmesi, mental motor ve organ gelişiminin hızlanması gibi birçok katkısı vardır. Ayrıca anneyi bebeğin bakımına dahil etmek, onun çocuğuna bakabildiğini hissedip, kendisini yeterli görmesine de yardımcı olmaktadır. Bu düşünceden hareketle bez değiştirme, bebeği temizleme, beslenmenin sağlanması gibi birçok göreve hem anne hem de baba dahil edilmelidir.

Bebekler 7/ 24 güvenli ve şefkatli ellerde


Bebeğinin bir an önce sağlığına kavuşup, taburcu olacağı anı bekleyen anneler, günler boyu yoğun bakım ünitesinin kapısında alacağı güzel bir haber için beklemektedir. Bu noktada aileye gerçek bilgilerin iletilmesi ve bebeğin durumuyla ilgili hiçbir şeyin saklanmaması gerekmektedir. Sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için ailelerin de sabırlı ve anlayışlı olmaları gerekmektedir. Bunun yanı sıra aile günün belirli saatlerinde rahatça bebeğini görebilmekte, ihtiyaçlarını giderebilmektedir. Onun şefkatli bir ortamda 7/ 24 gözlem altında olduğu bilinmelidir.


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.