Cem ile ruhani olarak Allah’a ulaşmak, Allah’ın emirlerini cehenneme gitme korkusundan arındırmış şekilde yerine getirmek Alevi toplumunun arzusudur. Aleviler için, Allah’a ulaşmak, O’ndan korkarak değil; O’na gönül ilişkisi ile bağlı kalmayla gerçekleştirilebilir…
Alevilikte Allah’a huşu olmak: Cem ibadeti
Cem deyince akla Alevi toplumu gelmektedir. Alevilerin bir araya gelip yaptığı ibadete cem denir. Cem kelime anlamı olarak da ‘bir araya gelme’, ‘toplanma’ anlamlarına gelmektedir…
Cem, Alevi toplumunda cemal cemal gelinen bir ibadet şeklidir. Bir anlamda cemde, insanlar halka oluşturup birbirlerine yüzlerini dönerek ibadetlerini gerçekleştirirler. Bu ibadet şekline başka bir açıdan halka namazı da denmektedir…
Cemin temel amacı; insanların olgunlaşması, insanların insan – ı kamil olmasına vesile olmaktır.
Cem ile ruhani olarak Allah’a ulaşmak, Allah’ın emirlerini cehenneme gitme korkusundan arındırmış şekilde yerine getirmek Alevi toplumunun arzusudur. Aleviler için, Allah’a ulaşmak, O’ndan korkarak değil; O’na gönül ilişkisi ile bağlı kalmayla gerçekleştirilebilir…
Bu yüzden O’nun yasakları korkudan ya da cennete gitme düşüncesinden uzak; “insan olma”nın temel koşuludur.
Cenneti kazanmak, “insan olma” ile birlikte zaten gelecektir. Temel husus, kendinde O’nu aramaktır. Çünkü Allah, insanı kendi suretinde yaratmıştır ve insan, Allah’tan bir parçadır. Hatırlanacağı üzere Hallac – ı Mansur “En – el Hak” (ben Hakk’ım) dediği için idama uğramıştır. Yani Mansur, burada En – el Hak diyerek Allah’ın varlığının insanda vücut bulduğunu söylemiştir…
Aleviler, o yüzden cenneti Allah’tan korkmak yerine, O’na ulaşmanın yolu olarak görmüşlerdir. Hatta Allah aşkı ile yanan Yunus’ta bir ilahisinde bunu şöyle ifade etmektedir:
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver anları
Bana seni gerek seni
İşte mesele de budur. Yunus da bunu farklı bir şekilde dile getirmiştir. O yüzden Alevilikte Allah’a ulaşmanın yolunun korkmaktan ziyade insan – ı kamil olmaktan geçtiği belirtilmektedir.
Alevilerin cem ibadetinde yaptıkları diğer bir şey ise “semah”tır. Semah Allah’a yaklaşmanın diğer bir önemli adımıdır… Dede’nin karşısında dönerek yaptıkları inanç ritüelidir diyebiliriz. Dedenin önünde 3 mum yer alır ve yer alan bu 3 mum da Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’yi sembolize etmektedir. Cemde “Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali” üçlemesi yer almaktadır…
Cem ibadetinde: “ben”, “sen” yoktur; “biz” var!
Cem ibadetinin özünde asla “ben”, “sen” yoktur; “biz” vardır. Alevilik felsefesi de bunun üzerine inşa edilmiştir ve o yüzden Aleviler, “Gelin can bir olalım!” düşüncesindedirler.
Alevilikte her şey “eşitlik” üzerine kurulduğu için cem ibadetinde de bunun vurgusu yapılır. O yüzden “Bizim kırkımız bir, birimiz kırktır; ulumuz ulu, küçüğümüz de uludur.” derler. Hatta “Yetmiş iki millete bir nazarda bakarız” düşüncesiyle yoğrulup yetişirler.
O yüzden eşitlik kavramı üzerinde önemle durulur ve sosyal yaşamlarında olduğu gibi cem ibadetinde de kadın – erkek eşittir. Kadınlarda cem ibadetinde erkeğin yanındadır. Çünkü cem ile birlikte kadın – erkek durumu ortadan kalkar ve bacı – kardeş kavramları ortaya çıkar. Allah aşkı ile bütünleştikleri bu ortamda da “bir olma”, “can olma” yolundadırlar. Bunun yanında her türlü sosyal statü kapı dışında kalmıştır…
Cem ibadetinin olmazsa olmazlarından biri de “rızalık”tır. Yani Kuran’da Allah’ın tebliğ ettiği “Bana kul hakkı ile gelmeyin” emri cem ibadetinde çözüme kavuşturulmaya çalışılır. Camide ibadetin öncüsü nasıl imam ise; cemde de “dede”dir ve dede, ceme başlamadan önce hem cemi yerine getirmesi için toplumdan izin ister, razı olup olmadıklarını sorar hem de toplumdaki her kişinin birbirinden razılığını sorup karşılıklı olarak kul hakkının çözülmesini ister. Bu tür durumu olanların ceme katılmaması gerektiği ifade edilir. Burada amaç ayrıştırmak, onları bölmek değil; aksine onları sulha yöneltmektir…
Cem törenin olmazsa olmazlarından biri de “lokma”dır. Lokma, cem evine gelen “can”ların evlerinden getirdikleri yiyecek, içecekleri kendi aralarında paylaşmalarını ifade eder ve her canın bu yiyecek içecekten alınmasını içerir. Bu lokmalar daha önceden dualanmıştır. Bu yiyecek içeceklerin paylaşımı yapıldıktan sonra dede “Herkes lokma aldı mı, herkes hakkına razı mı?” diye yine bütün canlara sorusunu sorar… Bu lokma toplumun birliğine, eşitlikçi oluşuna birer örnek teşkil eder.
Namaz, kimi zaman yanlış anlaşılmaktadır. Zihinlerde sanki camide, 5 vakit yapılan şekilsel bütünsellik olarak algılanıyor. Halbuki namaz, Kuran’da “salat” olarak geçer ve kelime anlamı olarak “Allah’a dua etmek, boyun eğmek” anlamındadır. O yüzden cem ne demekse, namaz da aynı anlamdadır. Tıpkı cami ve cem evlerinin aynı anlama geldiği gibi…
Camide ve cem evinde yapılan ibadetlerde sadece küçük şekilsel farklılıklar vardır. Bunun yanında cem evinde sureler Türkçe okunup halkın anlaması sağlanmaya çalışılır…
Cem, özü itibari ile tüm bunların ışığında Alevi toplumunda felsefesi açısından çok derin anlamlar içeren bir ibadet ritüelidir…