Bal ile ilgili doğru bilinen yanlışlar neler? Balın mucizevi faydaları neler? Balın zararı var mı? Sahte bal nasıl anlaşılır? Nasıl bal alınmamalı? Bal neye iyi gelir?
Sağlığa olan olumlu etkileriyle bildiğimiz ancak sahte ballarla ilgili çıkan haberler nedeniyle satın alırken aklımızda soru işaretleri uyandıran bal hakkında merak edilenleri gıda mühendisi olan Anavarza Bal İşletme Müdürü Burcu Sezen açıkladı. Kamuoyunda balla ilgili büyük bir bilgi kirliliği var. Doğanın bir mucizesi olan balı insanlara doğru şekilde anlatabilmek ve akıllardaki soru işaretlerini kaldırabilmek, bizler için son derece önemli.
1- Açıkta satılan bal, kontrolsüz baldır
Balla ilgili doğru bilinen yanlışların başında açıkta satılan balların daha sağlıklı ve katkısız olduğu inancı geliyor. Açıkta satılan ballar, kontrolü yapılmayan ve içeriği bilinmeyen ballardır. Laboratuvar ortamında test edilmedikleri için açık balların içerisinde ticari glikoz katkısının, antibiyotik gibi kalıntıların olup olmadığını bilemezsiniz. Markalı balların tebliğ ve yönetmelikler gereği tüm kontrolleri yaptırmaları şarttır. Aslında markalı ballar laboratuvardaki kalite ve kontrol analizleri sayesinde doğal balı en doğru şekilde sunarlar. Açık bal olarak tükettiğiniz ve size “doğal” adıyla sunulan balın katkısız doğal bal olup olmadığı bu kalite ve kontrol analizleri yapılmadan anlaşılamaz. Oysa markalı ballar kontrolden geçerek piyasaya sürülür. Açık balın içerisinde antibiyotik, pestisit ilaç ya da naftalin kalıntıları olabilir. Bunların hepsi, tüketildiğinde insan sağlığını olumsuz etkileyecek unsurlardır. Kendiniz ve çocuğunuz için markalı balı tercih etmenizi öneririz.
2- Analizler olmadan balın gerçekliğini tespit etmek imkansız
Balın doğal olup olmadığını tadından, renginden, kokusundan, akışkanlığından anlamak imkansızdır. Yalnızca tüm analizlerin yapılabildiği, teknik donanımı yeterli laboratuvarlarda balın gerçek ya da sahte olduğu anlaşılabilmektedir.
Kaliteli, yenebilir, sağlıklı ve doğal bal sofralara ulaşana kadar 70 ayrı analizden geçiyor. Bunların ilki, her tenekeden tek tek numune alınarak yapılan, balda ticari glikoz olup olmadığının kontrol edildiği ticari glikoz analizidir. Ardından balın cinsinin, balın su içeriğinin belirlendiği analizler yapılmaktadır. Fruktoz, glikoz, sakkaroz gibi analizlerle balda olması gereken doğal şeker miktarları kontrol ediliyor. Bu analizlerle bala dışarıdan müdahale olup olmadığı anlaşılıyor. Bunun yanında, arıya çiçeklenme döneminde şeker yedirilip yedirilmediği de analizler neticesinde ortaya çıkıyor. Polen analizi ile arının hangi çiçekten polen topladığı belirleniyor. Bal ile ilgili analizler bununla da sınırlı değil. Arıyı hastalıklara karşı korumak için antibiyotik verilip verilmediği balda tespit ediliyor. Antibiyotik verilmesi kesinlikle sakıncalı bulunuyor. Bitkilerde kullanılan ilaçların bala geçip geçmediğinin de analizi yapılıyor. Bala yol kenarındaki asfalttan, egzoz gazından ya da tenekeden zararlı metallerin bulaşıp bulaşmadığı kontrol ediliyor. Balda bakır, kurşun, çinko, kadmiyum gibi bu ağır metallerin olup olmadığı da analizlerle tespit ediliyor.
3- Balın kristalleşmesi sahte olduğunu göstermez
Bal içerisinde doğal olarak bulunan en yaygın şekerler glikoz ve fruktozdur. Eğer bitkinin nektarında glikoz oranı fazla ise bal zamanla kristalize olur. Balda fruktoz miktarı fazla ise bal daha uzun süre kristalize olmadan saklanabilir. Balın kristalize olması balın bileşimine (glikoz ve su), partiküllerin varlığı (polen vb.) ve depolama sıcaklığı ile ilişkilidir. Kristalizasyonun gerçekleşmesi için en uygun sıcaklık 14°C’dir.
4- Petek bal, süzme baldan daha sağlıklı değildir
Süzme bal ile petek bal arasında bileşim olarak fark yoktur. Her ikisinin de besin değerleri aynıdır. Petek bal tüketmenin insan sağlığı açısından süzme bala oranla hiçbir avantajı yoktur. Biz petek bal tüketilmesini sağlıklı bulmuyoruz. Çünkü süzme bal, tüm peteklerden elde edilip homojen bir karışım oluşturulduktan sonra analizleri yapılarak kontrol edilmektedir. Petek balda ise, tek tek her peteğin analizinin yapılması teknik olarak zor ve zahmetlidir, hatta imkansız denilebilir. Bu nedenle, kontrolünün yapıldığından emin olduğunuz balları tüketmenizi tavsiye ediyoruz.
5- Markalı ürünleri tercih etmek gerekiyor
Balın doğal olup olmadığını akıtarak, yakarak, tadarak ya da koklayarak anlamak imkansız olduğundan tüketicilerimize önerimiz markalı, bütün kontrolleri yapılmış olan ürünleri tercih etmeleridir. Kontrolsüz, açıkta satılan, bir sorun ile karşılaşıldığında muhatabı bulunamayan ürünleri tercih etmemeleridir.
Balın faydaları neler?
Doğal Tatlandırıcı: Çayınızı, kahvenizi şekerli içiyorsanız, pastane işi tatlılardan vazgeçemiyorsanız ve bunlara ek olarak kilo şikayetiniz varsa tatlandırıcı olarak doğal balı deneyebilirsiniz.
Doğal bal rafine şekere (beyaz veya esmer şeker) göre daha fazla şeker içermesine rağmen rafine şekere göre çok daha sağlıklı bir şeker kaynağıdır.
Yaralar: Artık deride meydana gelen kesikler, yanıklar için modern antiseptik sular, gazlı bezler ve merhemler var ancak bunlara ulaşabileceğiniz bir yerde değilseniz ve elinizin altında bal varsa yaranın üzerine sürerek mikroplara karşı koruma sağlayabilir ve yaranın daha hızlı iyileşmesine yardımcı olabilirsiniz. Yara iyileşene kadar her 12 saatte bir balı tazelemeyi unutmayın.
Antioksidanlar: Bitki kaynaklı besinlerde bulunan ve en etkili antioksidanlar arasında gösterilen “polifenoller” bakımından zengin olan bal çeşitli hastalıkların önünü açan serbest radikalleri nötralize ederek koruma sağlar.
Diyabet nedeniyle kan şekerini kontrol altında tutmanız gerekmiyorsa rafine şeker yerine bal tüketerek kanser, kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarının görülme riskini azaltabilirsiniz.
Enerji: Efor gerektiren egzersizler sırasında yeterince enerjik olmadığınızı düşünüyorsanız 1 yemek kaşığı bal size istediğiniz enerjiyi sağlayabilir.
Fruktoz ve glikoz içeriğinin yanı sıra antioksidanlar bakımından da zengin olan bal enerji çikolataları, karbonhidrat tozu veya enerji içeceklerinin yerine doğal bir enerji kaynağı olarak tüketilebilir.
Öksürük: Öksürüğü geçirmek için etkili bir çözüm sunan balı sıcak suya 2-3 çay kaşığı ekleyerek tüketebilirsiniz. Ancak uzmanlar balı 1 yaşından küçük bebekler için kesinlikle önermiyor. Bunun nedeni balın nadirde olsa bebeklerde görülen ve ciddi bir gıda zehirlenmesi olan botulizme yol açması.
Kolesterol: Bal “kötü kolesterol” olarak bilinen LDL kolesterolü düşürmek için doğal bir alternatif olarak tüketilebilir. Bu konuda yapılan çalışmalarda düzenli olarak bal yemenin toplam kolesterolü ortalama %5 oranında düşürdüğü belirtiliyor.
Reflü: Reflüsü olanların hem mide asidini dengelemek hem de ağrıları hafifletmek için sık sık kullandığı yöntemlerden biri de bal ve sirke karışımıdır.
Ancak balın reflüye iyi geldiği konusunda yapılmış bir bilimsel araştırma bulunmuyor. Reflünüz varsa bal yiyerek ağrıları önlemeyi denemek size kalmış.
Cilde Faydaları: İltihabı önleyen ve bakterileri temizleyen yapısı nedeniyle bal yüzde meydana gelen sivilce tedavisi için önerilen doğal ürünler arasında ilk sırada gelmektedir. Ballı yüz maskeleri sivilce, akne oluşumunu tetikleyen bakteri birikimini engellerken mevcut sivilcelerin daha kısa sürede iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca nemi hapsederek cildin daha yumuşak olmasını sağlar.
Balın zararları
- 1 yemek kaşığı bal 64 kalori içerir, bu miktar 1 kaşığı 15 kalori içeren beyaz toz şekerden daha fazladır. Yani kilonuzu korumak istiyorsanız veya kilo vermeye çalışıyorsanız düzenli olarak bal yemek iyi bir fikir değil.
- Bal kan şekerini beyaz şeker gibi çok hızlı bir şekilde yükseltmemesine karşın yine de yükselttiği için şeker hastalarına önerilen gıdalar arasında yer almıyor. Uzmanlar şeker hastalarının ara sıra bal yemesinin herhangi bir sakıncası olmadığını ancak bunun alışkanlık haline dönüşmemesi gerektiğini belirtiyorlar.
- Eğer kan şekerini kontrol altında tutmaya çalışıyorsanız beyaz rafine şekeri balla değiştirmenin bir faydası olmayacaktır.
- Balda bulunan “Clostridium” adlı bakteri 2 yaş altı bebeklerde oldukça ciddi bir gıda zehirlenmesi olan “botulizm”e yol açabileceği için bebeklere bal verilmemelidir. Kaslarda güçsüzlük, süt emerken zorlanma, kabızlık gibi belirtiler botulizme işaret ediyor olabilir.
- Sadece balın kendisi değil bal içeren bebek gıdaları, mısır şurubu ve benzeri gıdalarda 2 yaş altı bebeklere verilmemelidir.
- Bal polenden yapıldığı için özellikle polen alerjisi olanlar bal tüketmemeli.
- Günde 6-7 yemek kaşığından fazla bal yemek mide krampı, şişlik ve ishale yol açabilir. Ayrıca balda bol miktarda bulunan fruktoz gıdaların ince bağırsakta işlenmesine engel olarak besinlerden aldığınız vitamin ve mineral miktarlarının azalmasına yol açabilir.
- Eğer uzun süre günde 6-7 yemek kaşığından fazla bal yerseniz bu durum sisteminizde bal olmasa bile devam edebilir ve vitamin, mineral eksiklikleri yaşayabilirsiniz.
- Fazla bal yemeyi alışkanlık haline getirirseniz şeker içeriği nedeniyle insülin direnci sorunu yaşayabilirsiniz. (iyigelenyiyecekler.com)