Brexit etkisi ne kadar kuvvetli?

İngiltere Brexit için kararını verdi: 23 Haziranda gerçekleşen referandumda oy verenlerin yüzde 51,9’u AB’den ayrılma yönünde oy kullandı. Bunun kısa ve uzun vadede sonuçları nasıl olacak?

brexit

Brexit dünya piyasalarına nasıl etki edecek?

Yatırımcılar, hızla fiyat belirsizliğine doğru ilerleyecek. Öz kaynak ve para birimi piyasalarındaki şok (GBP’nin bu yıl en az yüzde 10 değer kaybetmesi bekleniyor), üçüncü ve dördüncü çeyrekte özel tüketim ve yatırımı etkileyecek. 2016’nın ikinci çeyreğinde ekonominin durgunlaşması riski yüksek. 2015’te yüzde 2,3 artış kaydeden GSYH büyümesinin 2016’da hızlı bir düşüşle yüzde 1 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Uzun vadede ise ekonomi referandum sonuçlarından daha şiddetli bir şekilde etkilenecek. AB ile yapılacak müzakerelerin sonuçlarıyla ilgili belirsizlikler nedeniyle GSYH büyümesi, ihracat ve yabancı yatırım gibi göstergelerde daralma kaydedilebilir.

İflas rakamlarında artış (2017 ve 2019 yılları arasında 1.500 – 1.700 arası iflas vakası) ile şirket ciroları ve marjları da yeni gerçekliği yansıtacak. Resmi çıkış, 2019 yılının başlarında gerçekleşebilir ama iki yıllık Avrupa prosedürü bunun dışında tutulmuyor. “Yumuşak çıkış” senaryosu kapsamında, yani Birleşik Krallık’ın AB ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalaması durumunda reel GSYH büyümesi 2017 ve 2019 yılları arasında -2,8 puan azalabilir. “Sert çıkış” senaryosu kapsamında, yani Birleşik Krallık’ın AB ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamaması durumunda -4,3 puanlık kümülatif şok gerçekleşebilir.


Global Ekonomi: Piyasalar şaşkın; Merkez Bankası’ndan destek

Brexit, finansal piyasaları şaşırttı ve ilk etkileri oldukça güçlü oldu. GBP’deki değer kaybının doruk noktası yüzde -10’du (şu anda yüzde -6,5) ve pek çok finansal stokta yüzde -20 seviyesinde azalma kaydedildi. Ancak Merkez Bankası’nın desteği bir nevi moral vericiydi. İngiltere Merkez Bankası, finansal sektör için gerekli olması durumunda “kendi normal kredilerini kullanarak 250 milyar GBP’ni üzerinde ek fon sağlayacağına” söz verdi. Bunlara ek olarak, Merkez Bankaları (Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası da dahil) da gerektiği durumda para birimi swap hatlarını aktifleştirmek ve likiditeyi desteklemek için hazırda bekliyor.

Şokun ve politika desteğinin toplu etkileri arasında yer alanlar ise şöyle: (i) güvenli belgeler oldukça avantajlı konumda. USD, yüzde 2 değer kazanırken, JPY yüzde 3 değer kazandı ve 10 yıllık faiz getirileri ABD (yüzde 1,5), Almanya (yüzde 0,05) ve Birleşik Krallık’ta (yüzde 1,1; -30 baz puan) yeni düşük seviyelere ulaştı (ii) 10 yıllık faiz getirileri Euro Bölgesi’ndeki “daha riskli” ekonomilerde yükseldi: Portekiz’deki artış +30 baz puan, İspanya’da +12 baz puan ve İtalya’da +10 baz puan oldu ancak bu faiz getirileri halen 2015 yıl sonundaki seviyelerin altında.

ABD: Fed beklemede; üretim zayıf

ABD Merkez Bankası, Haziran ayındaki toplantısında federal fon hedef oranını değiştirmeyerek yüzde 0,25 ve yüzde 0,5 arasında bıraktı. Toplantıda verilen diğer bilgilerin çoğunluğu güvencin tonlamaya sahipti. Nisan ayında yalnızca bir Fed üyesi 2016’da faiz artışı olduğunu öngörürken, şu anda bunu öngörenlerin sayısı altıya ulaşmış durumda. Mart ve Nisan ayında faiz oranını artırmak isteyen tek üye şu anda koşulların bunu yapmak için çok yumuşak olduğunu kabul etmiş durumda. 2016’ya yönelik resmi GSYH öngörüsü yüzde 2,2’den yüzde 2’ye aşağı yönlü revize edildi ve bu da nispeten istihdam piyasalarındaki yavaşlamayı ve yatırımlardaki yumuşaklığı yansıtıyor.

Euler Hermes, 2016’da en fazla bir kere faiz artışı olmasını bekliyor. 20 sektörden 12’sinin durgun seyretmesi nedeniyle sanayi üretimi Mayıs ayında aylık yüzde -0,4’lük (yıllık yüzde -0,1) düşüş kaydetti. Kapasite kullanımı, -0,4 puan düşüş ile yüzde 74,8 seviyesine gelerek Şubat 2014’ten bu yana kaydedilen en düşük seviyeye ulaştı. Diğer yandan, TÜFE’nin yıllık yüzde 1,1 seviyesinde olması ve çekirdek TÜFE’nin ise yüzde 2,2’de seyretmesi ve altı aydır yüzde 2,1 ve yüzde 2,3 arasında gidip gelmesi ile enflasyon sessiz kalmaya devam ediyor. ÜFE yüzde 0,0 ve çekirdek ÜFE de yüzde 1,2’de seyrediyor. Konut başlangıçları Mayıs ayında aylık yüzde 0,3 düşüş kaydederken (yıllık yüzde 9,5), ruhsatlarda aylık yüzde 0,7’lik (yıllık yüzde -10,1) artış kaydedildi.

Brezilya: Olimpik utanç?

Olimpiyatlara 50 günden az bir süre kalmışken ev sahibi şehir Rio de Janerio “finansal acil durum” ilan etti. Vali Francisco Dornelles, petrol sektöründeki zayıflıklara bağlı olarak vergi gelirlerinde gerçekleşen düşüş nedeniyle sorumlulukların yerine getirilemediğini belirtti. Son aylarda devlet bazı temel hizmetleri sunamıyordu, emekli maaşlarını ve maaşları ödeyemiyordu, bazı okul ve hastaneleri kapatmıştı. Bunlara ek olarak, Mayıs ayında çok uluslu bankalara yapılması gereken toplam 8,4 milyon Dolarlık faiz ödemeleri yapılamadı.

Federal hükümet, Rio’nun en son altyapı projelerini ve Olimpiyatlar için gerekli olan güvenlik önlemlerini finanse edebilmesi için 2,9 milyar Brezilya Reali – BRL – (850 milyon Dolar) değerinde acil finansal desteği onayladı. GSYH’nin 2015’te yıllık yüzde -3,8 seviyesinde daralması ve 2016 öngörüsünün ise yüzde 3,5’lik daralma olması ile ekonomi zaten zayıf bir durumdayken son gelişmeler yatırımcıların güvenini daha da zedeledi. Bunlara ek olarak, Dilma Rousseff’in suçlanması ve Temer’in geçici hükümetiyle ilgili çeşitli yolsuzluk soruşturmaları gibi önemli politik skandallarla birlikte politik Telenovela (Latin Amerikan televizyon dramı) devam ediyor.


Mercekteki Ülkeler

Arjantin: Yeni TÜFE

Yedi aydır veri açıklamamasının ardından İstatistik Kurumu (INDEC) yeni TÜFE’yi açıkladı. Metodoloji tamamen yenilendi ve Temmuz ayında IMF tarafından denetlenecek. Enflasyonel baskılar halen ortada. Yeni TÜFE’ye göre tüketici fiyatları Mayıs ayında aylık yüzde 4,2’lik artış kaydetti (yıllık olarak yüzde 50,4). Bunun arkasındaki itici kalemler gıda ve içecek (aylık +1,4 puan), ulaşım ve iletişim (+0,8 puan) ve konut ile temel hizmetler (+0,4 puan) oldu. Arjantin Pezosundaki (ARS) değer kaybını (Aralık 2015’ten bu yana USD’ye karşı yüzde -35), vergi artışlarını ve destek kesitlerini yansıtacak şekilde üçüncü çeyreğe kadar enflasyonun daha da güçlenmesini bekliyoruz. Güvenilir ekonomik istatistiklerin açıklanması, Başkan Mauricio Macri hükümetinin ekonomiyi yoluna sokmak ve yatırımcı güvenini yeniden kazanmak doğrultusunda yürürlüğe aldığı stratejinin basamaklarından biri.

Hırvatistan: Ekonomideki iyileşmeye rağmen hükumet çöktü

13 Haziran haftasında parlamento, bağımsız teknokrat Başbakan Oreskovic’in yönetimindeki beş aylık hükümeti sıfır güven hareketiyle alaşağı etti ve aynı zamanda parlamentonun feshedilmesi doğrultusunda (15 Temmuz itibariyle yürürlüğe girmek üzere) oy kullanarak Eylül ayında yapılması olası olan hızlı seçimlere yol verdi. Kasım 2015’teki seçimlerin ardından oluşan koalisyon hükümeti HDZMOST tarafından atanan Oreskovic’in, menfaat çatışması iddiaları nedeniyle görevini bırakması için baskı yaptığı HDZ lideri ve Başbakan Yardımcısı Karamarko ile arası bozulmuştu.

Gelişmelerde, HDZ ve MOST arasındaki anlaşmazlıklar da etkili oldu. Bu sırada GSYH büyümesi 2016’nın birinci çeyreğinde şaşırtıcı bir şekilde ivme kazanarak yıllık yüzde 2,7’ye ulaştı (2015’in dördüncü çeyreğinde yıllık yüzde 1,9; tüm yıl 2015 büyümesi yüzde 1,6). Bu gelişmenin arkasındaki itici kalemler güçlenen tüketici harcamaları ve yatırımlar oldu. Ancak baz etkileri de birinci çeyrekte rol oynadığından Euler Hermes 2016’da tam yıl büyümesinin daha ılımlı seyrederek yüzde 2,1 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyor.

Nijerya: Geç olsun güç olmasın?

Yetkililer, yılın ilk yarısı boyunca Nijeryalı Nairas’ın (NGN) USD karşısındaki sabit döviz kurunun geçerli olacağı konusunda son derece kararlıydı. Ancak Nijerya Merkez Bankası 13 Haziran haftasında sabit oranın yerini bankalar arası, piyasa odaklı bir sistemin alacağını açıkladı. Beklendiği şekilde, yeni sistemin yürürlüğe girmesinin ardından NGN’de sert bir değer kaybı gerçekleşti; 199NGN=1USD iken şu anda 280NGN=1USD.

Piyasaların serbestleşmesi doğrultusunda alınacak ölçüler FX rezervlerindeki azalmayı kısıtlayabilir ancak (i) Nijerya Merkez Bankası’nın gerekli olduğu durumlarda potansiyel volatiliteyi yumuşatmak için müdahale etmesi gerekecek; (ii) bazı ithalat kontrolleri halen yürürlükte; (ii) FX talebi birikmesi olduğundan yeni, gayri resmi döviz sistemi yürürlükte olmaya devam edecek; (iv) politika ile ilgili belirsizlikler devam edecek. Piyasaların yeni sisteme verdiği tepki olumluydu (her ne kadar geç kalındığını düşünseler de). Enflasyonel baskıların artması ve ilgili para politikasının sıkılaşması bekleniyor (Mayıs ayında TÜFE yıllık yüzde 15,6 seviyesindeydi) ve bunun başlangıcı yüzde 12’lik marjinal hasıla değerine 100 baz puan eklenmesi olacak.

Japonya: Dengesiz sonuçlar?

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma doğrultusunda oy vermesi sonrasında Japon Yeni (JPY) canlanmaya devam etti ve bu da yetkililer üzerinde harekete geçmeleri doğrultusunda baskı oluşturuyor. Ekonomi şu anda karşıdan esen sert rüzgârlarla karşı karşıya. Öncelikle, para biriminin güçlü olması ticareti zayıflatıyor. Mayıs ayında ticaret bilançosu bozulma kaydederek 41 milyar JPY seviyesinde ulaştı (Nisan ayında 824 milyar JPY). ABD, Asya ve ABD’den gelen talebin azalmasıyla birlikte reel ihracatta daha fazla daralma kaydedildi (yüzde -4,6’dan yıllık yüzde 2,4’e). Diğer yandan, kârlılığın daha düşük olması yatırım büyümesini aksatıyor.


Birinci çeyrekte kârlarda önemli derecede bozulma kaydedildi (çeyrek bazında yüzde -6,8) ve zayıf talep, fiyat rekabetçiliğindeki bozulma ve devam eden deflasyonel baskılar kısa vadede iyileşmeye işaret etmiyor. Bunlara ek olarak, Nikkei Üretim Satın Alma Endeksi’nin Haziran ayında gösterdiği şekilde iş güveni de zayıf seyrediyor; iş güveni, dört ay üst üste 50’lik eşiğin altında seyretti. Bu görünüm değerlendirildiğinde Euler Hermes GSYH büyümesinin 2016’da dirençli özel tüketimin desteğiyle yüzde 0,7’de sınırlı kalmasını bekliyor.


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.