Diyabet hastaları oruç tutabilir mi? Riskler neler?

Yaşam boyu beslenmelerine özen göstermesi gereken diyabet hastaları sağlık açısından oruç tutabilir mi? Riskler nelerdir? Nelere dikkat etmek gerekir?

Diyabet hastaları oruç tutabilir mi? Riskler neler?

Diyabet tedavisinin temelini düzenli beslenme oluşturur. Yeme düzenindeki değişiklikler nedeni ile oruç tutmanın diyabetliye bazı riskler getirebileceğini söyleyen Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serpil Salman “Bu riskler hastaların bir kısmında hayatı tehdit edecek kadar ciddi olabilir. Bu nedenle hastaların oruç tutma kararlarını hekimleri ile paylaşmaları, yüksek riskli iseler oruç tutmamaları gerekir. Yüksek riskli olmayan ve oruç tutmak isteyen diyabetliler ise bazı tedbirler almalıdır” diyor.Doç. Dr. Serpil Salman diyabet hastalarının Ramazan ayında beslenme konusunda dikkat etmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Diyabetli hastada orucun riskleri nelerdir?

Diyabetli hasta ana öğün (Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği) ve ara öğünler şeklinde düzenli beslenmelidir. Oruç buna olanak vermez, şeker dengesizleşir.


İnsülin ve bazı ilaçlar hipoglisemi (Aşırı şeker düşüklüğü) riski yaratır. Bu riskten korunmak için düzenli beslenmek şarttır. Sahurda bu ilaçları alan bir hasta gün içinde ağır şeker düşüklüğü nedeniyle birçok sorun yaşayabilir.

Şeker düşüklüğü yaşamamak için ilaç almamak çözüm değildir, bu sefer de şeker çok yükselecektir.

İftarda tüketilen gıdanın ardından kan şekeri, kan yağları ve tansiyonda ani yükselmeler olabilir. Ayrıca tromboz (damar pıhtılaşması) gelişebilir. Bütün bunlar kalp krizi, felç gibi riskleri artırır.

Gün içinde sıvı alımı yoktur. Bu durum kan şekerinin daha da artmasına ve özellikle insülin eksikliği olan hastalarda şeker komasına yol açabilir.

Sıvı eksikliğine bağlı olarak böbrek sorunları yaşanabilir.

Nasıl çözümler üretilebilir?

İftarda sofralar özenle hazırlanır, sofrada hiçbir şey eksik olmaz. Bu nedenle, diyabetli oruç tutmasa bile diyete uyum sorunu yaşayabilir. Alınan gıda miktarına dikkat etmek gerekir.


Sadece diyet ve egzersizle izlenen hastalar iftarda aşırı yememeye dikkat ederek ve sıvı alımını artırarak kan şekerini dengede tutmaya çalışabilir. Şeker izlemi yapılıp gerektiğinde oruç bırakılmalıdır. İftarda birden bire gıdaya yüklenilmemeli, gece boyunca öğün bölünerek tüketilmelidir. Sıvı alımı artırılmalıdır. Tatlı tüketilmemeli, az miktarda tüketilecekse bile iftar saati tercih edilmelidir. İnsülin kullananlar oruç tutamaz. Hap tedavisi ile ilgili olarak doktorları ile konuşmak gerekir.

Kimler daha riskli?

  • Ramazan’dan önceki 3 ayda ağır (şuur kaybedecek derecede) hipoglisemi veya yüksek şeker koması geçirmiş hastalar
  • Sık hipoglisemi geçirenler
  • Hipoglisemiye girdiğini hissedemeyenler
  • Şekeri çok ayarsız olanlar
  • Tip 1 diyabetliler
  • Ağır işte çalışanlar
  • Gebeler
  • Diyaliz hastaları
  • Diyaliz olmasa bile böbrek yetersizliği olanlar
  • İleri yaştakiler
  • İnsülin veya insülin salgılatıcı ilaç kullanıp yalnız yaşayanlar
  • Ciddi kalp damar hastalığı olanlar

Diyabet yani şeker hastalarının sağlıklı bir yaşam için gün içinde az ve sık yemek yiyerek, kan şekeri düzeylerini belirli bir seviyede tutabilmeleri büyük önem taşıyor. Kan şekeri ayarının bozulması, oruç tutan şeker hastaları için pek çok rahatsızlığa yol açabiliyor. Bu nedenle diyabet hastalarının Ramazan ayında beslenme düzeni ve fiziksel aktiviteler konusunda bazı önemli noktalara dikkat etmesi gerekiyor. Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, diyabet hastalarına Ramazan ayı ile ilgili önemli önerilerde bulundu.

Oruç tutmak için doktor kontrolü şart!

Sağlıklı olan kişilerde kan şekeri düşüklüğü vücut tarafından hafif belirtilerle kendini gösterebilirken, diyabet hastalarında bu durum bilinç kaybolması gibi hayatı tehdit edebilen ciddi sonuçlara kadar gidebilmektedir. Diyabet hastaları, oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka doktorlarına danışmalı, kontrollerini yaptırmaları ve kendileri için çıkarılacak plana göre hareket etmelidir. Özellikle yüksek kan şekerini kontrol altına alan bazı ilaçlar ve insülin kullanan hastaların oruç tutması sakıncalıdır

Baş dönmesi ve baygınlık hissi görülebilir

Oruç nedeniyle uzun süre aç kalmak, kan şekeri seviyesinin tehlikeli sınırlara düşmesine neden olarak “Hipoglisemi” ataklarına yol açabilmektedir. Ayrıca oruç süresince susuz kalınmasından kaynaklanan dehidrasyon yani sıvı kaybı da diyabet hastalarında sorunlara neden olabilmektedir. “Hipoglisemi”, bulanık görme, baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi belirtilerle kendini gösteren önemli bir sağlık sorunudur. Hipoglisemi, uygun müdahale yapılmadığı durumlarda bilinç kaybına neden olabilir. Şeker hastalarında sıklıkla karşılaşılan hipoglisemiyi; uzun süreli açlık, insülin ve bazı şeker ilaçlarının dozunun gereğinden fazla olması ve aşırı egzersiz yapılması tetiklemektedir.

Bu şikayetlere dikkat:

– Aşırı şeker düşmesi (hipoglisemi, kan şekerinin 60 mg/dl’nin altına inmesi)
-Aşırı su kaybı
-Kan şekerinin aşırı yükselmesi
-Aşırı kilo kaybı veya kilo alma
– Diyabet hastalığına bağlı organ hasarlarının ağırlaşması durumunda vakit kaybetmeden uzman yardımı alınmalıdır.


Sağlık sorunu yaşamamak için bunlara dikkat edin:

  • İftarda çok hızlı yemek yemek kan şekerini birden yükselteceği için, besinler yavaş yavaş tüketilmelidir. İftara çorba ile başlanmalı, çorbadan sonra yemeğe 10-15 dakikalık ara verilip daha sonra devam edilmelidir.
  • Sulu sebze yemekleri tercih edilmeli ve aşırı ekmek tüketilmemelidir.
  • Sahurda ağır, vücudu zorlayacak yiyecekler tüketilmemeli, kahvaltılıklar tercih edilmelidir.
  • Oruç nedeniyle oluşan sıvı kaybı, şeker hastalarında sıklıkla görülen yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar ile birlikte vücutta sıvı ve bazı önemli minerallerin eksikliğine yol açabilmektedir. İftardan sahura kadar geçen süre içinde sıvı tüketimi iyi ayarlanmalıdır
  • Gün içindeki tuz kaybı mutlaka telafi edilmelidir.
  • Sıvı kaybının diyabet hastalarında böbrek sorunlarını ortaya çıkarabildiği unutulmamalıdır
  • Diyabetli kişiler gün içinde birkaç defa, iftara kadar, ölçüm cihazlarıyla kan şekeri düzeylerini kontrol etmelidir.

Ramazan ayında neden sahura kalkılmalı?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.