Erol Evgin, yaptığı açıklamada “Okuma yazma bilmeyen, oyuna parmak basan bir kardeşimizle, ablamızla, annemizle üç üniversite bitirmiş birinin birer oy hakkı olması adaletli mi?” dedi.
“Demokrasi Türkiye’ye fazla”
Habertürk‘ten Balçiçek İlter’e konuşan Erol Evgin, demokrasinin eğitimli ülkeler için iyi bir çözüm olduğunu, Türkiye’ye ise fazla geldiğini savundu:”Hoş değil ama şunu düşünüyorum; Okuma yazma bilmeyen, oyuna parmak basan bir kardeşimizle, ablamızla, annemizle üç üniversite bitirmiş birinin birer oy hakkı olması adaletli mi geliyor size sorarım. Hiç hakça değil.”
“Önce eğitim, sonra demokrasi”
Herkesin seçebilme hakkı olduğunu sözlerine ekleyen Evgin, parmak basanların muhtar seçimlerine katılabileceğini ancak daha iyi eğitim alanlarınsa belediye başkanı seçebileceğini söyledi.
Bu yöntemin ‘seçkinci’ olup olmadığı sorulan Evgin, şu yanıtı verdi:
“Neyin eşitliği? Öbür tarafta eşitlik oluyor mu? Bu ülkede eğitim açısından eşitlik var mı? İnsanlara aynı imkanları sunabiliyor muyuz? Bakın kadınların gücüne… Siyasetçiler bunun önemini kavrasalar, siyasetin merkezine oturtsalar müthiş başarılar kazanacaklar. Ama yapmıyorlar. Neden? İktidarları, güçleri ellerinden gider diye yapmıyorlar. Cehaletin korktuğu kadındır. Kadın öğrenirse çocuğu da öğrenir. O yüzden kadınları cahil bırakmak birilerinin işine geliyor. Eğitimde eşit fırsat yaratmazsanız eşitlik nerede kaldı? Önce herkesi eğitelim sonra ‘demokratız’ diye ortaya çıkalım.”
“Sanatçı birleştirici olmalı”
“Zaten Türkiye kutuplaştı, ayrıştı. Sanatçının yapması gereken tek şey birleştirmek, ötesi yok. Çünkü bu şarkılar herkese aynı duyguları yaşatıyor, herkesin gözünden yaş getiriyor. Herkes şarkılarımla hisleniyorsa daha ötesini niye karıştırayım? Benim görevim bu şarkıyı söylemek ve insanları o duyguda birleştirmek. Siyasal ayrıntıları bana sormayın ve söyletmeyin. Hiçbir tarafçı değilim. Muhalefet de iktidar da iyi değil. Senin sanatçı olarak müthiş bir gücün var, bunu insanları ayrıştırmak için kullanma.”
Hükümetin kahvaltılı toplantılarına çağrılmıyor musunuz?
“Çağırdılar gittim bir kere. Bir vakfın onursal başkanıyım, sanatçıların sorunları konuşulacak diye gittim ama öyle olmadı, Kürt açılımı falan konuşuldu. Ben de bir daha gitmedim. Hiçbir çağrıya gitmiyorum artık. 80 öncesi Mehmet Ali Aybar’a sormuştum endişeyle ‘Ne olacak bu memleketin hali?’ diye. O da bana “Büyük devletlerde bu inişler çıkışlar olur” demişti. Bugün de öyle. Güzel günler göreceğimize inanıyorum.”