Deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkemiz çeşitli depremlerle defalarca sarsıldı. 17 Ağustos depremi pek çoğumuzu derinden etkiledi. Deprem sonrası pek çok çalışmalar, araştırmalar yapıldı. Peki çocuğun psikolojik ve ruhsal olarak desteklenmesi konusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Deprem ve Çocuklarımız *
Bu depremleri yaşayan bir eğitimci olarak, çocuklarımızı bu konuda yeterince eğitip, eğitmediğimiz üzerinde düşünmeye başladım. Bu amaçla deprem konusunda incelemeler yaptım. Amerika Birleşik Devletleri’nde bu konuda çalışan çeşitli kurumların adreslerini temin ettim. Bu adreslerle yazışmalar gerçekleştirdim.
Ulusal Acil Durum Yönetim Kurumu
Ulusal Acil Durum Yönetim Kurumu (Federal Emergency Management Agency – FEMA), kendilerine bulunduğum talebe cevap vererek, Ulusal Fen Öğretmenleri Birliği (National Science Teacher Association – NSTA) ile beraber deprem konusunda geliştirmiş oldukları çeşitli bilgi ve kaynakları bana yolladılar. Araştırmalarım sonucunda, elimde bulunan konu ile ilgili diğer kaynakları da birleştirerek okulöncesi dönem çocuklarına yönelik deprem bilincini arttırma amaçlı eğitici bir dizi etkinlik geliştirmeyi hedefledim.
Böylelikle, anasınıfı çağı (6 yaş) çocuklarının deprem konusu ile ilgili bilinç düzeylerini arttırma amaçlı etkinlikleri içeren bir paket program geliştirdim. Programın adı Deprem Bilincini Arttırma Programı – DEBAP olarak belirlenmiştir. Bu program, tedavi edici nitelikte değil, eğitim amaçlı ve deprem konusu ile ilgili bilinçlenmeyi arttırmaya yöneliktir. Bu çalışma, bundan sonra yapılacak çalışmalara katkı sağlayacaktır görüşündeyim. Burada yer alan etkinlikler ileride yapılacak çalışmalarda daha da genişletilebilir.
Earthquakes – A teacher’s package for K – 6 grades (Depremler – Anasınıfı – 6. sınıflar için öğretmen paketi) adlı kaynakta deprem, kayalarda bulunan enerjinin açığa çıkmasıyla dünyanın aniden, hızla sallanması olarak tanımlanmaktadır.
Deprem yağmur gibi doğal bir olaydır
Depremler milyonlarca yıldır olmaktadır. Dünya yüzeyinin sürekli hareketi nedeniyle depremler olur. Bu hareket kayalardaki enerjiyi açığa çıkarır. Depremler hafif, orta, şiddetli olabilirler. Dünyanın kaya tabakası büyük parçalardan oluşmaktadır. Bu parçalar yavaş ama sürekli hareket halindedirler. Bazen yavaşça ve fark edilmeden hareket ederler, bazen de bu parçalar birbirine kilitlenirler. Parçalar arasında biriken enerji aniden açığa çıkabilir.
Bu ani enerji açığa çıkışı dünyada dalgalar halinde yol alır ve dünyanın yüzeyindeki insanlar o sırada bir deprem yaşar. Depremler genellikle kısa sürer. Uzun depremler çok sık olmaz ama depremi yaşayanlara süre uzun gelir. Deprem konusuna yönelik eğitimlerde, çocukların soru sormalarını, korku ve endişelerini tartışmalarını sağlamak yararlıdır. Pek çok “Ama ya?” türü sorular sorabilirler.
Bir yetişkin olarak tüm sorulara cevap verme zorunluluğunda değilsiniz. Çocukların birbirleriyle tüm sınıf olarak tartışmalarını sağlayın. Böylece duygularını ifade edebilecekler ve kazandıkları yeni yeteneklerin farkına varabileceklerdir.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı – AÇEV
Anne Çocuk Eğitim Vakfı – AÇEV tarafından hazırlanan Öğrencilere yönelik afet sonrası psikolojik destek programı öğretmen el kitabı adlı kaynakta, deprem ile ilgili şu bilgilere rastlanmaktadır; ülkemiz en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, yurdumuzun %92’sinin deprem bölgesi içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı, büyük sanayi merkezlerinin %98’i ve barajların %93’ünün deprem bölgesinde bulunduğu görülmektedir. Son 58 yıl içerisinde depremden ülkemizde 58.202 kişi hayatını kaybetmiş, 122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık 411.465 bina yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür.
National Geographic Türkiye Nisan 2001 kuruluş özel sayısı’nda deprem konusu ile ilgili rastlanan oldukça geniş bilgiler arasında şunlar göze çarpıyor
Londra Imperial College tarihteki depremler uzmanı Nicholas Ambraseys, MS 1. yüzyıldan başlayarak Marmara Bölgesi’nde büyüklüğü 7 ve daha fazla 40 tane depremin olduğuna dikkati çekiyor. İstanbul 1509 ve 1766 depremleriyle ağır hasarlar almıştır.
İstanbul Valiliği tarafından oluşturulan Deprem ve İstanbul adlı kaynakta, deprem konusunda bilgi eksikliğinin beraberinde önlem alma eksikliğini de getirdiği, depremden kaçılamayacağı ancak onunla beraber yeterli eğitim ve önlemle yaşanabileceğinden söz edilmektedir.
Evlerdeki eşyaları deprem sırasında zarar vermeyecek şekilde düzenlemenin ipuçlarına değinilmektedir; örneğin, kütüphane, dolap ve raflar duvara sabitlenmeli; ağır çerçeveli tablo ve aynalar yatak, sandalye ve koltuklardan uzağa yerleştirilip, duvara sabitlenmeli; yataklar cam kenarı ve asılı eşyalardan uzaklaştırılmalı; kalorifer radyatörü, kombi, avize gibi araçların duvar bağlantıları sağlamlaştırılmalı.
Evde yangın söndürme aleti bulundurmalı ve nasıl kullanılacağı öğrenilmeli; deprem çantası oluşturmalı ve kolaylıkla ulaşılabilecek bir yerde bulundurulmalı gibi önlemler hatırlatılmaktadır. Sınıfta yaşanacak bir deprem sırasında, yerde sıranın yanında yan yatarak cenin pozisyonu almak (bebeğin anne karnındaki duruş biçimi), ellerle başı ve boynu korumak, sıranın ayaklarına tutunmak, yüzü pencere ve camlardan uzak tutmak önerilmektedir.
Depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş mekanlarda ise çelik masa veya kalın ahşaptan yapılmış bir masanın altına saklanılabilir. Böylelikle başa düşecek eşyalardan korunmuş olunur.
Çocuğun depremin psikolojik etkilerinden kurtulabilmesi
“Depremin psikolojik etkilerinden nasıl kurtulabiliriz?” adlı kaynakta Ö. Köknel şu noktalara değinmektedir; deprem gibi bir doğal afeti yaşayan insanların ruh sağlıkları geçici olarak bozulabilir. Ancak anlayış, destek, yardım, yapıcı yaklaşımlar, gelecekle ilgili amaç, beklenti ve umutlara sahip olabilmek iyileşme sürecini hızlandıracaktır.
Depremi yaşamış ve bu olaydan etkilenmiş ancak ana – babası ve yakınları hayatta kalmış olan çocuklara ilgi ve anlayış göstermek önemlidir. Çocuklara sarılmak, onları dinleyip, sorularına cevap vermek, beslenme ve dinlenmelerine özen göstermek, arkadaşlarıyla beraber oyun oynamalarını sağlamak, deprem ile ilgili bilgilerini arttırmak bu olayla başa çıkmalarında etkili olacak yollardandır.
Depremde annesini ya da babasını veya her ikisini kaybetmiş, yakınları vefat etmiş olan çocukları resmi ya da özel çocuk merkezlerine aktarmak ve psikolojik destek sağlamak yararlı olacaktır.
Türk Psikologlar Derneği’nin deprem ve çocuk çalışmaları
Türk Psikologlar Derneği’nin Depremin psikolojik sonuçlarını tanıma ve hafifletme adlı kaynağında çocuklara deprem konusunda yardım etmek için;
- Yetişkinlerin çocukları yaşanan olaylar hakkında bilgilendirmesinin, yanlış bilgi vermeden, çocukların anlayabileceği bir dille konuşmasının,
- Doğru ve basit cevaplar vermenin, depremin ne olduğunu, nasıl oluştuğunu, depremin çocukların suçu olmadığını, depremin bir ceza olmadığını,
- Çocuğa güven vermenin örneğin, “Seni seviyorum”, “Birlikteyiz, korkma” gibi ifadeleri sık tekrar etmenin, sarılıp, rahatlatmanın, uykudan önce çocukla daha çok zaman geçirmenin, mümkünse çocuğun yattığı yerin karanlık olmamasına gayret etmenin,
- Gerginliği azaltıcı etkinlikler düzenlemenin çocuğun oyun oynamasına olanak sağlamak gibi, çocuğun duygularını dinlemek ve yaşadığı duyguları kabul edip normal olduğunu ifade etmek,
- Yetişkinlerin çocuklara sabır, cesaret, yardımlaşma, problem çözmek için çaba gösterme gibi davranışlarla örnek olmasının, yetişkinlerin kendilerine rahatlamak için zaman ayırmalarının, kendi duygularını çocuklarla paylaşmalarının, çocuklara bağırıp, dayak atmamalarının önemi vurgulanmaktadır.
Travma sonrası stres bozukluğu
Türk Psikoloji Bülteni’nin 15. sayısında yer alan “Travma sonrası stres bozukluğu: Tıbbi tedavi, sağlık ve klinik psikoloji ile ilgilenen kişiler için” başlıklı çalışmada Japon Pediatrik Psikiyatri Derneği’nden M. Okuyama, yetişkinlerin çocuklara felaket durumlarında yardımcı olabilmeleri için şu önerilerde bulunuyor;
- Çocukla sık konuşmak, çocuğu anlamaya çalışmak,
- Çocuğu duygularını anlatması için desteklemek,
- Çocuğun yaşına uygun açıklamalar yapmak,
- Resim çizme, oyun oynama gibi yöntemlerle çocuğun kendini ifade etmesini sağlamak,
- Çocuğun kendini yalnız hissetmemesini sağlamak,
- Çocuğa onu sevdiğimizi söylemek ve duygularımızı ona mümkün olduğunca fazla göstermek,
- Çocuğa saygı göstermek, çocuğun çevresinin güvenli olmasını sağlamak, sakin az gürültülü bir ortam yaratmak.
- Çocuğun duygu ve düşüncelerini dinleyip, anlamak, rahatlamasını sağlamak, olayın doğal olduğunu ifade etmek çocuğa yardımcı olacaktır.
Çocuğun depreme barış ile hazırlanması
Anne Çocuk Eğitim Vakfı – AÇEV tarafından hazırlanan Depreme Barış ile hazırlanıyoruz adlı kaynakta deprem sonrası korkmanın doğal olduğu, korkuları yenmek için konuşmanın önemli olduğu, çocuklara uykuları kaçar ya da kötü düşler görürlerse bunları yakınlarına anlatıp onlara sarılmanın vereceği rahatlıktan söz edilmektedir.
Bu kaynak deprem konusunda bilinçlenme ve depreme hazırlıklı olma konusunda oldukça yararlı kaynaklardan biridir. İçindeki resimler konuyu daha da açıklığa kavuşturmaktadır.
* Bu çalışma 29-31 Mayıs 2002 tarihlerinde Marmara Üniversitesi’nde yer alan Uluslararası katılımlı 2000’li yıllarda 1. Öğrenme ve Öğretme sempozyumunda poster olarak sunulmuştur.