Recep Tayyip Erdoğan, idam cezasının getirilmesi konusunda ne dedi? Erdoğan, meydanlarda idam cezası isteyen vatandaşlar için “halkın taleplerini bir kenara koyamazsınız” derken, milyonlarca kişinin Taksim’de yapılmaması için sokaklara çıktığı Topçu Kışlası konusunda “isteseler de istemeseler de yapılacak” diyerek halka göre şerbet verdi…
15 Temmuz günü gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından düzenlenen mitinglerde halktan “idam isteriz” tezahüratları yükselmişti. Bunun üzerine Recep Tayyip Erdoğan meydanlardaki idam talebinin hükümet tarafından geri çevrilemeyeceğini söyleyerek “Ben Cumhurbaşkanı olarak parlamentodan çıkacak böyle bir kararı onaylarım.” dedi.
Peki, Recep Tayyip Erdoğan, idam cezasının getirilmesi konusunda tam olarak ne dedi?
“Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Demokratik bir hukuk devletinde siz halkı görmemezlikten gelemezsiniz. Dolayısıyla halkın taleplerini bir kenara koyamazsınız.
Halkın böyle bir talebi varsa, bunun görüşüleceği yer parlamentodur. Bunların, bu alçakların bombaladığı parlamentodan inşallah görüşülmek suretiyle inanıyorum parlamentodaki siyasi partiler, inanıyorum ki bu konuda en isabetli kararı alacaktır.
Ve alınacak böyle bir kararda da onay merci olarak kararımı açıklıyorum. Ben bunu onaylarım. Çünkü gencecik yavrularımızın tanklarla, toplarla şehit edildiği bir ülkede biz siyasiler olarak eğer buna sessiz kalırsak, ebedi âlemde bunun hesabını veremeyiz.”
*
Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca kişinin Taksim’de yapılmaması için sokaklara çıktığı Topçu Kışlası konusunda ise “isteseler de istemeseler de yapılacak” dedi.
Peki, Recep Tayyip Erdoğan, Topçu kışlası yapılması konusunda tam olarak ne dedi?
“Taksim’deki kışla inşallah isteseler de istemeseler de tarihine uygun olarak o da yapılacak. Orada bir tarih müzesi yapacağız, bir şehir müzesi yapacağız. Bitmez, şu andaki Atatürk Kültür Merkezinin olduğu yere, yanındaki boşluk, arkasındaki boşluk tamamıyla orası yıkılacak ve Türkiye’nin ilk opera binasını da inşallah oraya yapacağız.”
*
İdam talebi isteyen halk için şerbet farklı, Topçu kışlasının yapılmasını istemeyen halk için şerbet farklı. Gayet açık.
İşte ben buna “halka göre şerbet vermek” derim.
Ama neden?
*
Hadi halkın idam talebi parlamentodan geçti ve Erdoğan da altına imzasını attı.
İdam cezası geldi
Ne olur?
Söyleyeyim…
Değerli okurlar… Bakınız…
1993 yılında Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli yakıldı. Çoğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür, otel çalışanları hayatlarını kaybetti. Dava 2012 yılında zaman aşımından düşürülmedi mi?
*
Abdullah Öcalan; Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerinin bir kısım toprakları üzerinde bağımsız bir devlet kurmayı amaçlayan PKK örgütünü kurdu. Şimdi Bursa Cezaevi’nde yatmakta güya idam cezasına çarptırılmamış mıydı?
*
Mehmet Ali Ağca 1981’de Papa’yı yaraladı 26 sene hapis yattı. Mehmet Ali Ağca Abdi İpekçi’yi öldürdü, neden 5 ay hapis yattı?
*
Uğur Mumcu Ankara’da ki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu öldü, suikast girişiminde bulunanlar neden yakalanamadı?
*
Diyarbakır Eski İl Emniyet Müdürü Gaffar Okkan kimliği belirsiz kişilerce şehit edildi. Neden cinayet hala çözülemedi?
*
Günümüzde kadın şiddetleri her geçen gün daha da artmaya başladı. Kadınlara psikolojik ve fiziksel olarak şiddet gösteren, tecavüz eden insan dışı bu caniler yargılandı. Türk hukuku kadınlara yönelik insani davranışta bulunmayan bu pisliklere iyi halden, tahrikten ve cezai gibi indirimler uygulamadı mı?
*
Bu ülkeye idam cezası gelirse
İşte tam bu noktada benim demek istediğim şudur ki!
Bu ülkeye idam cezası gelirse; ölüme çarptırılanlar yazarlar, ozanlar, şairler, işçiler olur.
İşte tam bu noktada bu ülkeye idam cezası gelirse; ölüme çarptırılanlar silah zoruyla kendi bağımsız devletini kurmaya çalışan teröristler değil, kendisini ülkesi için bağımsızlığa armağan edenler olur.
İşte tam bu noktada bu ülkeye idam cezası gelirse; ölüme çarptırılanlar; tecavüzcüler değil, tahrik eden kadınlar olur.
Ve tam bu noktada bu ülkeye idam cezası gelirse; ölüme çarptırılanlar hiçbir şeyden haberi olmayan “Erler” olur!
*
İdam cezası için “Evet mi?”, “Hayır mı?”