Karizmatik, eğitimli, kariyerli, dünyanın birçok yerini gezmiş, farklı deneyimler yaşamış, hem yol gitmiş çokça yol almış fakat kendi ruhsal yolculuğunda bir arpa boyu ilerleyememiş erkek tipini 2008 yılında Çağan Irmak “Issız Adam filminde harika bir şekilde seyirciye sunmuştu. Bu film ile birlikte ülkemizde ne kadar da çok ıssız adam olduğunu hatta bu tip bir adam olmaktan dolayı çokça gurur duyar olduklarını görmüştük.
Bu filmin üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu adamların eksilmek yerine katlanarak çoğaldıklarına daha fazla şahit oluyoruz.
Nedir Bu Issız Adam Prototipi?
Bu adamlara baktığımızda aslında gördüğümüz en belirgin özellikleri bağlanma sorunu ile baş etmeye çalışıyor olduklarıdır. Bu kişiler tüketim toplumunun da desteklediği tek gecelik ilişkiler ya da son dönem modası olan ilişki biçimlerinden olan “fuckbuddy” ( birliktelik adı altında olmadan, her iki tarafında ilişki içerisinde özgür olduğu, sadece sevişmek için bir araya gelen, onun dışında her hangi bir paylaşımda bulunmayan birliktelik biçimi.) olarak beraberliklerini sürdürürler.
Issız Adam: Narsizm
Bu kişiler genellikle narsistik kişilik özelikleri sergileyen adamlardır. Narsist kişiler şan ve şöhretin dışında aşkında etraflarında bolca olmasını isterler. Aşk dediğimiz kavram bir diğerinin hayatında değer bulma isteği olduğundan kendilerini daha da değerli hale getirebilmek için farklı kişiler ile ilişki içerisine girerler.
Bu kişiler tüm yaşadıkları ilişkilerde “iyi adam” rolünü en iyi şekilde oynarlar, hep yardım sever, anlayışlı, ilgili kişilerdir. Sizi dünyanın en değerli ve muhteşem insanıymışsınız gibi hissettirirler. Bunun sebebi kendilerini besleyebilmeleri ve değerlerini arttırabilmeleri için sizin hayranlığınıza ihtiyaç duymalarıdır. Bu çizdikleri imaj sayesinde insanların zihinlerinde oluşturdukları tipten beslenirler. Narsist ıssız adamlar; ilişkilerini de, aşkları da kadınları da sadece kendilerini değerli hissedebilmek için araç olarak kullanırlar.
Bir kişiye bağlanma durumu en korkutucu haldir onlar için. Tek bir kadının aynasından kendine bakmak bir süre sonra yeterli gelmeyecektir. Birçok kadının aynasından kendisine bakabilmelidir ki her bir kadının ona hissettirmiş olduğu muhteşemliği iliklerine kadar alabilsin.
Bu adamlar; hiçbir yere karşı aidiyet hissedemediklerinden, hayatlarının geri kalan kısmını yüksek oranda mutsuz, umutsuz, haz odaklı ve dengesiz ruh halleri içerisinde geçirirler. Öte taraftan sevginin iyileştirici gücüne kucak açmayı seçenler karşı taraftan aldığı ilgi, şefkat ve samimiyet ile birlikte kendilerine kendi aynalarından bakmayı öğrenebilirler. Gerçek ve kalıcı olan; ancak sağlıklı ilişkilerin insanı yeni bir şeye dönüştürdüğü ve iyileştirdiğidir.