Telefonunuzda birçok farklı meslek grubundan kişinin telefon numarası olsun. Başarılı insanların ajandasında binlerce telefon numarası bulunurken başarısızların telefon numaraları birkaç yüzü geçmiyor. Artık herkes birbirine bağlı halde yaşıyor. Hepimiz görünmez iplerle birbirimize bağlıyız. Bu ipleri oluşturan ağa ”network” deniliyor.
Bundan yüz yıl önce herhangi bir kişi giriştiği bir işi tek başına yapabiliyordu. Mesela bir doktor ameliyatı tek başına gerçekleştirebiliyordu. Bir nalbant tek başına bir atın nalını değiştirebiliyordu. Bir duvar ustası bir evi tek başına yapabiliyordu. Bunlara benzer pek çok işi tek başımıza yapabiliyorduk. Ama artık günümüzde tek başımıza bir şeyleri bitirebilmemiz neredeyse imkansız hale geldi.
Bir doktor ameliyata yanında en az iki hemşire, bir anestezi uzmanı ve ihtiyaç halinde başka uzman doktorlarla girmek zorunda. Bir ev yapmak için artık en az bir mimar ve bir inşaat mühendisinin olması baştan şart zaten. Artık herkes birbirine bağlı halde yaşıyor. Hepimiz görünmez iplerle birbirimize bağlıyız.
Bu ipleri oluşturan ağa da ”network” deniliyor. Network şimdiden televizyon gibi Türkçemizdeki yerini almış durumda. Networku yani bağlantıları en güçlü olanlar da çağımızda en başarılı insanlar oluyor.
Yirmi birinci yüzyıl bağlantılar yüzyılı ve her bağlantı beraberinde yeni bir bağlantıyı getiriyor. Yapılan bir araştırmaya göre yeryüzünde yaşayan herkes birbirini dünyanın başka bir köşesinde dahi olsa en fazla altıncı dereceden tanıyormuş. Mesela, Amerika Birleşik Devletleri başkanını tanımadığınızı ve ona çok uzak olduğunuzu düşünebilirsiniz ama ona aslında farkında olmasanız da bu bağlar sayesinde çok yakınsınız.
Yaşadığınız şehirde tanıdığınız herhangi biri ilçe belediye başkanını mutlaka tanıyordur. O tanımasa onun bir arkadaşı tanıyordur. İlçe belediye başkanı da başbakanı tanıyordur ve başbakan da Amerikan başkanını tanıdığına göre siz beşinci dereceden Amerikan başkanını tanıyorsunuz aslında!
Güçlü bağlar sanılanın aksine zayıf bağlara oranla çok daha kırılgan
Yine bir başka teoriye göre networkte esas olan şey diğer insanlarla güçlü bağlar değil tam tersine zayıf bağlar geliştirmek. Çünkü zayıf bağlar güçlü bağlardan çok daha güçlüdür. Güçlü bağlar sanılanın aksine zayıf bağlara oranla çok daha kırılgan.
Örneğin çalıştığınız firmanın beşinci katında uzun süredir hoşlandığınız karşı cinsten biri çalışıyor olsun. Ne mutlu ki o da sizden hoşlanıyor. Ama henüz sadece iş arkadaşısınız. Ne zaman onun size işi düşse bütün işleri bir kenara bırakıp onun işini hallediyorsunuz. O da ne zaman sizin ona işiniz düşse hemen size yardımcı oluyor.
Gel zaman git zaman birbirinizden iyice hoşlanmaya başladınız ve sonunda sevgili oldunuz. Aileler tanıştı, söz nişan derken evlilik yolunda oldukça önemli adımlar katettiniz. Artık bağınız çok güçlü. Ama zamanla ailelerin de araya girmesiyle işler karıştı, daha sık tartışır oldunuz ve ilişkiyi şu anda daha çok sorguluyorsunuz.
En sonunda kavgaların sayısı artınca ayrıldınız ama hala aynı işletmede çalışmaya devam ediyorsunuz. Bu aşamadan sonra ne siz ne de o bırakın birbirinizden yardım istemeyi karşı karşıya dahi gelmek istemeyeceksinizdir. Halbuki başlangıçta her şey ne kadar da güzeldi.
Aşk ilişkilerinin dışında normal ilişkilerde de durum böyledir. Çok tanımadığınız ama saygı duyduğunuz birisi sizden bir bardak su rica etse gidip getirebilirsiniz ama çok yakından tanıdığınız bir arkadaşınız su istediğinde “Kalk kendin al suyunu” deme olasılığınız her zaman vardır.
Çok yakından tanıdıklarımıza nazımız geçer çünkü. Diğer taraftan bağlar çok kuvvetlendiğinde alınganlık gösterme oranı da maalesef artar. Değer verdiğimiz kişilere alınırız çünkü. Artık hiç olmadığı kadar birbirimize bağımlı haldeyiz.
Networkün anlamı ingilizcede iş ağı demek olsa da günümüzdeki kullanımı oldukça geniş. Bilişim sistemindeki anlamını bir kenara bırakırsak üç tür network vardır.
1- Social Network (Sosyal Network): Özel hayatınızda tanıdığınız kişilerden oluşur. Arkadaşlarınız, akrabalarınız, eşinizin akrabaları vs. Bu kişilerle herhangi bir ticari bağınız yoktur. Sadece dostluk ilişkiniz vardır. Bu en iyi ve güçlü network çeşididir çünkü ahbaplığa dayalıdır. Diğer networklerde verdiğiniz kartvizitlerin birçoğu muhtemelen çekmecelerdeki kartvizit zulalarının arasına atılırken burada kartvizit bile vermenize gerek yoktur çünkü arkadaşınız sizi zaten kalbine yazmıştır.(Hatırlayınız: İki yıl sonraki ortalama gelirinizi merak ediyorsanız eğer, şu andaki en yakın beş arkadaşınızın gelirlerinin ortalamasını hesaplayın, iki yıl sonraki geliriniz o olacaktır.)
2- Bussines Network (İş Ağı): Meslektaşlarınızdan oluşan gruptur. Mesela doktor olduğunuzu varsayarsak eğer, tanıdığınız diğer doktorlar sizin bussines networkünüzdür. Doktorların dışında tanıdığınız hemşireler ve tüm sağlık çalışanları da sizin bussines networkünüz olacaktır.
3- Marketing Network (Müşteri Ağı): Bu da müşterilerinizin ve müşteri adaylarınızın oluşturduğu gruptur. Eski müşterileriniz de bu grupta yer alır.
Zayıf bağların gücünü kullanın
Yapılan başka bir araştırma da göstermiştir ki ajandalarınızda ne kadar çok kişinin telefon numarası varsa başarı da o kadar erken geliyor. Zayıf bağların gücünü kullanın. Telefonunuzda birçok farklı meslek grubundan kişinin telefon numarası olsun. Başarılı insanların ajandasında binlerce telefon numarası bulunurken başarısızların ajandalarında telefon numaraları birkaç yüzü geçmiyor. İstisnalar olabilir ama genel olarak durum böyle. Kısıtlı bir çevrede yaşayanlar kısıtlı imkanlardan faydalanır.
Büyük şehirlerde yaşayan insanlar da küçük şehirlerde yaşayanlara oranla daha başarılı olabiliyor. Özellikle yetenekli insanlar eğer küçük şehirlerde kalırlarsa çoğu zaman bu yeteneklerini fazla geliştiremiyorlar. Bu yetenekli kişiler büyük şehirlere gittiklerinde diğer yetenekli kişilerle tanışıp kendilerini daha çok geliştirme fırsatını buluyorlar.
İşte bu yüzden bütün yetenekli insanlar büyük şehirlerde toplanır. Pek çok kişi bunu bile bile küçük şehirlerde yaşamaya devam ederek kendi yeteneklerini söndürmüşlerdir. Eğer herhangi bir alanda yetenekli olduğunuzu düşünüyorsanız büyük şehirlere gidin ve kendiniz gibi yetenekli kişileri bulun. Onlarla etkileşiminiz sizi hem daha iyi hem de daha tanınmış yapacaktır.
Sonuç olarak; 21. yüzyıl, network, yani bağlantı yüzyılıdır. Networkün gücünü küçümsemeyin. Tam tersine aktif şekilde kullanmaya çalışın. Bunu yaparken de gereksiz networklerden sakının. Amaçlarınıza hizmet eden networkler oluşturun. Yapmacık davranmayın. Tek başına kartvizit hiçbir şey ifade etmez.
En iyi network ahbaplığa dayalı networktür. Ahbaplık demişken eski dostlarınızı da unutmayın. Onlar her şeye rağmen sizin vicdanlarınızda yaşayan canlı tarihinizdir. Eski dostların yerini hiçbir şey tutmaz…