Gluten nedir? Glutenin hastalıklar üzerindeki etkisi ve zararları

Bağışıklık sistemini rahatsız eden, gluten birleşik bir proteindir tek molekül olmayıp iki ana protein grubunun bir araya gelmesi ile oluşurlar…

Gluten nedir? Glutenin hastlalıklar üzerindeki etkisi ve zararları

İnsanlar bu iki proteinden birine ya da gliadini oluşturan on iki küçük birimden herhangi birine karşı hassasiyet gösterebilir ya da hassasiyetten kaynaklanan oluşacak bir reaksiyonda enflamasyona neden olabilir.

Paketlenmiş ürünlerin yüzde %70 de çeşitli amaçlar için kullanılan gluten ucuz, kıvam veren ve bağımlılık sağlayan bir maddedir. Endüstriyel olarak vazgeçilmemesi bu nedenlerdendir. Ürün satışının devam garantisi sunar.


Gıda sektörünün dışında diş macunları, şampuanlar, kirpik dolgunlaştırıcı özelliği olan maskaralarda, kremlerde, Rujlar, zarf ve pullarda, ilaçlarda, kıvam artırıcı olarak kullanılmaktadır. Derimizin en büyük organımız olduğu söylemeyi unutmadan tekrar gıda içinde kullanımına geçelim.

Son yıllarda artış gösteren birçok alerjiye ve enflamasyona sebep veren, bağırsak duvarının kolayca geçilmesine ve açık kalmasına neden olan madde glutendir.

Gluten nedir? Glutenin hastlalıklar üzerindeki etkisi ve zararları

Yapılan alıştırmalar ışığında bakıldığında insanoğlu tohumların ehlileştirerek kullanıldığı ilkel dönemlerden beri Çölyak gibi birçok otoimmün hastalıklarla yüz yüze kalmış. Buğdayların ve tahıl familyasının içinde yer alan gluten yıllar içinde tarım ve tohum ehlileştirme çalışmaları sonucunda miktarları artarak günümüze kadar ulaşmış. İnsanoğlunun glutenle sınavı oldukça uzun zamanlara dayanıyor bu sebeple…

Öncelikle enflamasyon nedir sorusuna cevap vermek gerekir. Dilimizde yangılanma olarak geçer amacı bir şeyi düzeltme çabasıyla yok etme anlamında kullanılır. Küçük bir örnek vermek gerekirse her hangi bir yeriniz mikrop kaptığında çevresinde apse oluşur işte bu alana enflamasyon bölgesi de denir.

Güncellenmiş kaynaklarda birçok hastalığın temelini enflamasyonların oluşturduğu söylenmektedir. Müzminleşmiş kronik enflamasyon ise bedenin gıdaların ya da antikorların düşman olarak algılanmasına bedenin kendi ile savaşmasına neden olur ve bağışıklık sistemi kökenli hastalıkla oluşur.

Bunlar kilodan, diyabete, metobolik sebepli Alzheimera, hipotroididen, eklem romatizmalarına, damar içi plaklanma sonu kalp krizi, felç gibi birçok kadersel sanılan hastalığın zeminini hazırlar. Sistemler organlardan, organlar dokulardan, dokular özelleşmiş hücrelerden oluşur ama ve lakin işin başı temel yeri hücredir. Hücre sağlığını koruduğumuzda birçok hastalığı kapıdan sokmamış oluruz.

Gluten sadece çölyaklılar için mi beslenmeden çıkarılmalıdır?

Zaten sağlıklıyım bunu bedenim kaldırıyor. Ekmek ve tüm tahıl ürünleri vazgeçilemez şekilde beslenme planımda diyebilirsiniz!

Kısa bir bilgi vermek gerekiyor 1943 yılında buğdayda yapılan verimliliği artırma çalışmalarıyla bildiğimiz buğday kavramı birden değişti. İsmi buğday olup içeriği 14 kromozondan 42 kromozon ve 4 yeni genoma sahip oldu. Amaç çiftçilerin gelirlerini artırmak dünyadaki açlığa son vermekti. Gelin görün ki pek de işe yaramadı.

Dünya üzerinde insanlar halen açlık ve hastalıklarla mücadele etmeye devam ediyor!

Bedenimizin dünyaya açılan gerçek kapısı bağırsaktır. Ağzımız bedenimizin dışı, hücremiz ise bedenimizin içidir. Bağırsak tam da bu alanda giriş ve çıkışları kontrol eder. Karar mekanizması emilim ve boşaltıma gidecek olan sindirim artıklarının tamamı bağırsak beynin emrindedir.

Her mekanizma gibi onun da kafasının karışmasına neden olan ağır iltihaplı bağırsak hastalıkları, dizanteri – kolera – tifo, E coli bakterisi, uzun süreli antibiyotik kullanımı, kronik ishal ve kabızlık vb. hastalıklar vardır.

Bir kere karışan bağırsak beyni kendini nasıl toparlar?

Bazı besinlerin dışlanması ile ama hangisi? Tam da anlatmaya çalıştığımız konunun özü bunu içeriyor… Bozulmuş, genetiği oynanmış bizim yüzyıllardır tanıdığımızı sandığımız ama ismi aynı kalmış ama iyi niyetli olmayan insan tarafından değiştirilmiş tahıl tohumları! Buğday…

Tarımsal verimlilik adı altında yapılan bu yeşil devrim ile buğday doğal olarak sahip olduğu gluten miktarından daha fazlasına sahip olmuş ve böylelikle pişirilme, kabarma, çiğnenebilirlik, mayalanma gibi problemler, aza indirgenmiş maliyetle aynı zamanda lezzet bağımlılığı sağlanmıştır.


Tabi buradaki lezzet unsurunu normalde yağların sağladığını söylemekte yarar var ama 1950’den yağ miktarlarını ve karbonhidrat oranlarını fazlaca kurcaladıkları için lezzet tam bir endüstriyel paket halinde bize sunuldu. Glüten sadece kendi başına hastalıklara neden olur demek çok yüzeysel olur. Gluten bilakis bedeninizin dünyaya açılan duvarında kapanmayan bir kapı görevi yapar. Tahribatı sadece bağırsakla kalmaz bu yüzden.

Kilitleyemediğiniz hatta basit bir şekilde kapatamadığınız bir kapı ile hastalıklara karşı güvende olur musunuz?

Açık olan bağırsak duvarlarında nüfus eden tanımlanamayan gıda partikülleri gıda duyarlılığı yapmazlar sadece!

Oto – immün yani kronik enflamasyon oluştururlar. Doktorların isimlendirmeleriyle bu beyin ve çevresinde olursa göz bozuklukları, Alzheimer, DEHB (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu), otizm, bunama, duygu grafiğindeki iniş çıkış, Şizofreni, depresyon, hafıza kayıpları vb.

Sindirim sistemi üzerinde gelişirse, ülser, gastrit, alerjiler, şeker hastalığı, romatizma, atrit, deri döküntüleri çölyak, behçet gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar…

Kalp, damar sertleşmeleri, düşmeyen kolesterol, insülin direnci ile harap olan dokular ve liste uzar gider.

Biz ne yapmalıyız?

Kapımızı hastalıklara karşı kilitli tutarak kan – beyin bariyerinin aşılmamasını sağlamakla başlayabiliriz. Yaşama aktivitesi gösteren her hücre kendi kapasitesince kendisini yenileyip onarabiliyor çünkü!

Buna beyin hücrelerinin de dahil olduğunu söylemekte yarar var yeter ki siz ona gerekli olan yenileyicileri sunun!

Güncellenmiş bir beslenme tablosu ile bazı ürünleri dışlamak sandığınızdan kolay olabilir. Gluten ve laktozu hayatınızdan çıkarttığınızda kronik sebebi belli olmayan bir çok şikayetinizden kurtulabilirsiniz.

Probiyotiklerle desteklenmiş bağırsak florası direk olarak da bağışıklığınızı sandığınızdan daha çok güçlendirecektir. Çünkü günlük tükettiğiniz gluten ve laktoz ürünleri yüzünden bazı mineral ve vitaminlerin emilimi söz konusu olmaz. Ağızdan alınan her madde bağırsaklar tarafından emilemeyebilir bunun temel sebebi olan oyuncuyu tanıyorsunuz artık! Giriş ve çıkışların kontrolörünü bozan ajanlardır. Gluten, laktoz ve mayalı gıdalar birçok insan için gıda duyarlılığı oluşturmakta…

“Karbonhidratlara verilen değer ve sıklaşan kullanımı neden arttı?” demekle başlamak gerekir belki de… Klasik bir cevapla hemen sorumuzu karşılayalım. Beyinin temel ihtiyacı enerji kaynağı karbonhidratlardır. Beyin enerjisini şekerden (karbonhidratlardan) sağlar. Güncellenmiş birçok kaynağa baktığınızda, artık bu kabulun değiştiğini rahatlıkla siz de görebilirsiniz.

“Beyin omega 3 ve sağlıklı çiğ yağlara ihtiyaç duyar. Enerji kaynağı olarak bakarsak da yüksek enerji kaynağı birinci derecede yağlardır.” Beyin sağlığı için karbonhidrat kısıtlaması kalori hesabından daha mantıklı ve gerçekçi olacaktır.

Hastalıklar kadersel değil hücrelerden oluşan doku, organ sistem bozulması kaynaklıdır. Bu gün epigenetik bilimden bahsederken günlük beslenme ve egzersizleri hafife almak genlerin kışkırtılma sebebi ile ortaya çıkan birçok hastalığı görmezden gelmektir. Hastalıklar birden oluşmazlar!


Gluten dışlanması ise sizin ve sağlığınız için koruyucu bir önlem olmasıdır. Can hakikaten boğazdan gelir ya da gider!

Çölyak nedir? Çölyak hastalığının belirtileri nelerdir?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.