John of God… Ona mucize adam diyorlar. Dünyanın dört bir yanından binlerce kişi onu ziyaret ediyor. Devlet adamlarından sanatçılara, dünyanın en ünlü isimleri şifa bulmak için ona koşuyor. Ünlü Amerikalı televizyoncu Oprah Winfrey onunla röportaj yapan nadir isimlerden biri…
Geçtiğimiz günlerde Can Aydoğmuş’un “John of God, Şifanın eli” isimli kitabı okurları ile buluştu. İlk kitabı “Evliyalar ve Yücelerle yaşamak” gibi ikinci kitabı da çok değerli bilgiler içeriyor. Kendisi ile ikinci kitabı üzerine çok keyifli bir söyleşi yaptık.
Röportaj | Can Aydoğmuş
Can Aydoğmuş kimdir? Ruhsal konulara olan ilginiz ne zaman başladı?
Yaklaşık 6, 7 yaşlarımdan beri meditasyon yapıyorum, kendi açımdan çok mistik deneyimler yaşadım, buna hissi kablel vuku da denilebilir. Ruhsal konulara karşı olan ilgim çocukluğumdan beri hep içimde vardı. 11 yaşımda ailemle beraber İngiltere’ye yerleştim, o zamanlarda bizim evimizin yakınında kişisel gelişim ve ruhsal konular üzerine eğitim veren merkezler vardı, 11 yaşımdan itibaren bu eğitimleri almaya başladım.
İngiltere’de 4 yıl insan psikolojisi, beden bilinci ve bilinç altına göre dizayn, dekorasyon, inşaat, kurumsal hayat ve feng shui üzerine çeşitli eğitimler aldım. Hocalarım beni çok desteklediler, bana süpervizörlük yaptılar, onların asistanlığını yaptım ve bu şekilde uzun soluklu bir öğrenme süreci geçirdim. Dünyanın dört bir tarafındaki eğitimlere de katılarak kendimi sürekli geliştirdim. Bu süreç içerisinde dünyaca ünlü birçok ruhsal öğretmen ve kişisel gelişim uzmanı ile tanıştım. Bu kişilerden bazılarının da Türkiye’ ye gelmelerini sağladım, bu kişiler arasında Lee Carroll, Joni Patry, Jasmuheen, Charles Virtue, Shannon Ohara, Charles Morley gibi yaptığı çalışmalar doğrultusunda dünyaca tanınmış ve özel birçok isim var.
Ben çocukluğumdan beri hep bu alandaydım, ruhsal konular ve kişisel gelişim konuları ile ilgili almadığım eğitim kalmadı, hepsi de benim gelişimime çok destek olan faydalı eğitimlerdi, fakat dürüst olmak gerekirse ben bu aldığım eğitimlerin hiç birisini uygulamıyorum, kendimi bu eğitimlerin hiçbirinin uygulayıcısı olarak niteleyemem. Ben daha çok kendi hislerimi dinlemeyi ve karşımdaki kişinin gücüne inanmayı seçiyorum. İnsanların kendi güçlerini fark etmelerini sağlamaya destek olmak benim için çok önemli. Kurumsal şirketlere eğitimler veriyorum, danışmanlık yapıyorum, insanların bilinç ve farkındalıklarını yükseltecek özel meditasyon çalışmaları yaptırıyorum, seminerler veriyorum, aynı zamanda yazarım. Okurlarımın olmasından ve onlarla olan paylaşımlarımdan çok keyif alıyorum. Tüm bunların dışında kendimi sonsuz olasılıklara her an açık olan bir yeniçağ düşünürü olarak da niteleyebilirim.
John of God: Şifanın Eli
İlk kitabınız “Evliyalar ve Yücelerle Yaşamak”tan sonra ikinci kitabınız “John of God, Şifanın eli ” isimli kitabınız da okurları ile buluştu. Öncelikli olarak bize ilk kitabınızdan bahseder misiniz?
“Evliyalar ve Yücelerle Yaşamak “isimli kitabım benim için çok kıymetli. Kitabın içinde bulunan evliyaların resimleri ve tüm semboller psişik sanatçı Sandy Ingham tarafından özel olarak çizildi. Sandy özel yetenekleri olan bir sanatçı, örneğin ölmüş bir yakınınızın resmini on dakikada çizebiliyor. Kitabın içinde bir mandala yer alıyor, bu mandalanın ortasına kişi kendi adını ve soyadını, annesinin adını yazdığı takdirde bu mandala kişiye özel bir tılsım haline geliyor. İçinde insanların farkındalıklarını ve bilinçlerini yükseltecek birçok uygulama mevcut. Kişi kitabı okumaya başlaması ile beraber enerjisel bir sürece giriyor. Bu kitabı okuyan birçok insandan kendi hayatları ile ilgili çok güzel dönüşümler yaşadıklarına dair geri bildirimler alıyorum, bu da beni çok mutlu ediyor.
İnan ki olsun…
İkinci kitabınızı John of God ile ilgili yazmışsınız. John of God kimdir, kendisi ile tanışmanız nasıl oldu? Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?
Öncelikle bu kitabı yazmamdaki en önemli önceliğim, insanların hayatlarında ve kendi hayatımda yaşadığım mucizeleri okurlarımla paylaşmaktı. Uzun yıllardır bu alanda ilerlerken insanların bu konulardan nasıl fayda gördüklerini ve nasıl fayda görmediklerini gözlemledim. İnancın gücünü her zaman yoğun bir şekilde yaşadım. Hayatında mucizeleri yaşayacağına gerçekten inanan kişiler mucizeler yaşıyordu, inanmayanlar ise yaşamıyordu. Bu durum kişinin kendini açması, inanması ve teslim olması ile çok ilgili. Kitabımda bunları tek tek derinlemesine açıkladım. Kitabın içinde insanların nasıl her şeyden daha fazla fayda edebilecekleri üzerine detaylı bilgiler var.
Gelelim John of God’a… John of God’un ne şifacı ne de bir doktor olmadığını belirtmek istiyorum. John of God bir trans medyumdur, yalnız medyum denilince insanların hemen aklına gelecekten haber veren bir kişi gelmesin, trans medyum insanların hayatlarında dönüşümler yaşamasına destek olan bir katalizör ya da kapı demektir. John of God’u ben çocukluğumdan beri biliyorum, bir gün John of God’ un Türkiye’ ye gelmesi için asistanı ile görüştüm, fakat kendisinin Türkiye’ ye gelmesi için uzun zaman alacak bir takım işlemlerin olduğundan bahsetti. Daha sonra ben ve bir grup kişi Brezilya’ ya gittik. Orada mucizevi dönüşümler yaşadık.
Bu kitabı yazmamın nedenlerinden bir tanesi insanlara orada yaşanan dönüşümlerden bahsetmekti. Diğer bir nedeni ise şuydu: John of God’un dönüşüm merkezine Türkiye’ den de birçok insan, herhangi bir tur ya da rehber olmadan gidiyor. Merkezde olan bir çok prosedür var ve oraya gittikleri zaman neyi ne şekilde yapacaklarını bilmiyorlar. İnsanların oraya gitmeden önce bilgi edinmelerini istedim, oraya gitmeden önceki süreci ve gittikten sonraki süreci uzun uzun anlattım. Tüm bunların yanında kitapta ruhsal konular, kişisel gelişim ve şifa teknikleri adına da çok güzel bilgiler var. İnsanların teslim olmaları ve kendilerini açmaları ile beraber nasıl mucizeler yaşayabileceklerini fark etmelerini istedim. Kitabımın sloganı da “İnan ki olsun.” zaten.
John of God, her şeyin Tanrı’dan geldiğini ve yalnızca sevgiden ibaret olduğunu vurguluyor.
John of God dönüşüm merkezinde fiziksel ve ruhsal ameliyatların yanında bir de kişinin karması üzerinde yapılan bir takım çalışmaların olduğunu duydum. John of God bu dönüşüm merkezini açmaya nasıl karar vermiş?
John of God özel yeteneklerini 8, 9 yaşlarında fark etmeye başlıyor. Bugüne kadar 470 tane kitap yazmış, dünyaca tanınmış büyük medyum Chico Xavier, John of God’a eğitmenlik yapmış ve ruhsal alemden aldığı mesajlar üzerine John of God’a, şu anda merkezinin bulunduğu yerde çalışması ve insanlara destek olması yönünde bir bilgi vermiş. Chico Xavier ile ilgili bugüne kadar yazılmış birçok kitap ve çekilmiş birçok film de mevcut, özellikle Nosso Lar isimli filmi izlemenizi tavsiye ederim. Bu arada merkez kristal madenlerin üzerinde yer alıyor. John of God şu anda 77 yaşında ve yaklaşık 60 yıldır insanların yaşamlarında dönüşüm yaratan bir katalizör olarak çalışıyor. Kendisi aslında kişisel olarak hiç bir şey yapmadığını, her şeyin Tanrıdan geldiğini ve yalnızca sevgiden ibaret olduğunu vurguluyor.
Kişinin şifaya açık bir hale gelmesi için neler yapması gerekiyor?
Son kitabımda bunu çok detaylı bir şekilde anlatıyorum ama kısaca özetlemek gerekirse inanmak, teslim olmak, kişinin kendini açması, yargılarından arınması, kızgınlık ve öfke gibi kişiyi kapatan duygu ve düşüncelerden özgürleşmesi, kişinin tamamen kendi merkezine odaklanması ve bir inziva sürecine girmesi diyebilirim.
John of God’un bir takım ruhsal varlıklara kanallık yaptığını ve bu varlıkların John of God ‘ un yaptığı çalışmalarda onu desteklediğini okudum. Kanal olmak nedir? Bu varlıkların bilinen bir kimlikleri var mı?
Kanal olmak kişinin kendini pozitif enerjiye, sevgiye, ışığa açması ve tüm bunları dünyadaki insanlara enerjısel olarak aktarması demektir. John of God’un ilk kanallık yaptığı varlık Hz. Süleymandır. Ve bundan başka birçok başka varlık da var. Bu varlıklar ve kimlikleri ile ilgili detaylı bilgileri kitabımda okurlarıma detaylı olarak anlattım.
Dönüşüm merkezinde ruhsal varlıkların kişiler üzerinde çalışabilmeleri için neler gereklidir?
Kişilerin dönüşüm merkezine giderken beş yıldızlı bir otele değil de bir inziva merkezine gidiyor olmanın bilincini ve farkındalığını taşıyor olmaları çok önemli. Orada yemyeşil ve çok huzurlu bir ortam var, kendilerini dönüşüme açmaları ve teslim olmaları çok etkili olacaktır.
Herhangi bir hastalığı mevcut olan ve bununla ilgili tibbi tedavi gören kişiler de dönüşüm merkezine gidebilir mi?
Ben özellikle ciddi rahatsızlığı olan kişiler gelmesinler diyorum. Bu kişilerin yerine ruhsal konulara teslim olan yakınları gelebilir ve onlar adına oradaki tüm süreçlere katılabilirler. Bu şekilde olduğunda da enerji o kişiler üzerinde çalışıyor. Bu yolla şifalanan birçok kişi var. Ama illa da gelmek isterlerse mutlaka doktorlarına danışsınlar, onların sözünden çıkmasınlar, tedavilerine devam etsinler. Örneğin herhangi bir rahatsızlığı olan bir hastaya doktor ameliyat olması gerektiğini söyledi, bu kişi önce ben John of God’a gideyim ondan sonra ameliyat olurum diye düşünüp tedavisini asla ertelemesin.
“Bu bir sağlık turizmi veya tedavi yöntemi değil!”
Ve insanlar lütfen şu konunun çok iyi farkında olsunlar, bu bir sağlık turizmi değil, tedavi yöntemi değil, orada bir doktor yok, kimse size ilaç vs vermeyecek, bu tamamen enerjisel bir süreç. Bir de bazı insanlar bir takım şeylerini satarak ya da borç yaparak oraya gidiyorlar. Ben şahsen kimsenin oraya borç ile ya da bir takım şeylerini satarak gelmelerini istemem. Çünkü bu şekilde kişi burada yokluk enerjisi yaratarak oraya gitmiş oluyor. Zaten eğer bir insanın oraya gitmesi gerekiyorsa, ruhsal alem buna izin vermişse, bu kişi için bütün kapılar açılıyor ve çok kolay bir şekilde gidiyor, ben buna inanıyorum.
Bazen de insanlardan şunu duyuyorum: Ben çok gitmek istiyorum ama benim maddi manevi sorunlarım var. Bu tarz sorunları olan kişiler ise öncelikli olarak kurban bilincinden çıkmalı kendi güçlerini ellerine almalılar, bana göre ilk olarak bu tarz sorunlarını halletmeliler. Belki de bu kişilerin ilk adım atmaları gereken yer burasıdır. Bir diğer konu da spiritüel inancı çok yüksek olmayan kişiler de gelmesin, vakitlerini boşuna harcamasınlar. Bu John Of God’un kendi sitesinde de benim kendi sitemde de kocaman harfler ile yazıyor.
“Sadece fotoğraf üstünden şifalanacağını düşünen inanlar var”
Bu konu ile son olarak bir de resim konusuna değinmek istiyorum, oraya giden insanlara çevresindeki birçok insan benim fotoğrafımı da götür diye ısrar ediyor, sadece fotoğraf üzerinden şifalanacağını düşünen insanlar var. Evet fotoğraf üzerinden de şifa sağlanabilir ama giden kişinin sizin ailenizden biri olması koşulu ile.
Mesela kendi deneyimimden bir örnek vereyim. Benim teyzemin gözü ile ilgili şeker hastalığından kaynaklanan bir rahatsızlığı vardı. En son göz doktoruna gittiğinde doktor teyzeme: Gözünüzün durumu çok kötü, kör olma riskiniz var, gözün durumu için sanki cama taş atılmış da tüm çevresi çatlamış gibi demişti. Teyzem o dönemde oğlunu kaybetti ve çok ağır bir depresyona girdi. Bundan dolayı da 5 yıl boyunca hiçbir şekilde doktora gitmedi.
Ben John Of God’a gittiğimde teyzemin fotoğrafını da yanımda götürdüm, orada onun şifalanması için dua ettim. Ona oradan kristal taşlar ve su getirdim. Bir de döndüğümde ona meditasyon yaptırdım. Daha sonra teyzeme göz doktorundan randevu aldım, onu doktora götürdüm. Doktor teyzemin gözünü muayene etti ve dedi ki “Siz gözünüze lazer mi yaptırdınız? Gözünüz sanki lazerle çembere alınmış gibi duruyor.”
Teyzem de 5 yıldan beri doktora gitmediğini söyledi, daha sonra başka bir doktor daha geldi, o da muayene etti ve aynı şeyi söyledi. Teyzem bu şekilde bir şifalanma süreci geçirdi. Tabi şunu da mutlaka söylemeliyim ki herkesin süreci çok farklı işliyor, herkesin hayatındaki dinamikler çok farklı ve herkesin süreci kendine özel.
“Can için, ruhu ile net bir bağlantı içinde olarak tamamen uyanmış, yüksek titreşime sahip biri diyebilirim” Merilyn Joy Bretherick
Kitabınızda Casa’nın Oğlu unvanını taşıdığınızı okudum, Casa’nın Oğlu ne anlama geliyor?
Casa’nın Oğlu, John of God dönüşüm merkezinin bir üyesi, orayla enerjisel olarak bağlantısı olan, aynı zamanda grup liderliği de yapabilecek kişi demek. John of God ve oradaki ruhsal rehberler bana bu unvanı vermeye karar verdiler, bu süreçte orada birçok uyumlama aldım ve enerjisel seremonilere katıldım. Orayla enerjisel bağlantım olduğu için Türkiye’de John of God meditasyonlarını yaptırma yetkinliğini de kazanmış oldum. Yani John of God’un merkezinde yapılan meditasyonların enerjisi direkt olarak benim burada yaptırdığım John of God meditasyonlarına da enerjisel olarak ulaşıyor. Yani ben burada bir nevi katalizör işlevi görmüş oluyorum.
“Bu kitap ruhumuzu canlandıracak, önümüzdeki yolu görmemize yardımcı olacaktır.” Sandy Ingham
Yaptığınız diğer çalışmalardan bahseder misiniz?
Bilgi Üniversitesi’nde yakın zamanda meditasyon eğitimleri vermeye başlayacağım, kişisel gelişim seminerleri veriyorum ve meditasyon çalışmaları yaptırıyorum. Tüm bunların dışında interaktif turlar içinde workshoplar düzenliyorum. Örneğin İstanbul’daki spiritüel ve enerjisel merkezleri gezerek workshoplar yapıyorum, bu turlar kişinin bilinç ve farkındalığını yükseltmeye yönelik çalışmalar oluyor. Bu şekilde birçok farklı yerlere turlar düzenliyorum.
Vedik Astroloji
Kitabınızın bir bölümde vedik astrolojiye yer vermişsiniz, vedik astroloji nedir?
Vedik astroloji beş tane çok önemli Hintli azizin dünyaya indirdiği bilgileri kapsayan bir astroloji. Kişinin hayatını birçok farklı düzlemden ele alıyor. Kişi buradan aldığı bilgiler ile ruhunu birçok şeyden özgürleştirebilir. Vedik astroloji alanında Ebru Cinek gerçekten de çok başarılıdır, insanlara çok güzel danışmanlık verir, çözüm odaklı çalışır ve farkındalığı çok yüksek yazılar yazar. Kendisini çok takdir ederim.
Size göre insanların dünyadaki varoluş amacı nedir? Kader ve teslimiyet kavramlarını nasıl açıklıyorsunuz?
İnsanların dünyadaki varoluş amacı aydınlanmaktır. Kişi aydınlandığı zaman bütün kalıpların ve yargıların ötesine geçer, gerçek anlamda her şeyden özgürleşmiş olur. Fiziksel bedenin terkinden sonra da başka boyutlar var, ama eğer kişi aydınlanırsa tüm bunlardan da özgürleşmiş oluyor. Bu hayattaki deneyimimi bu şekilde sonlandırmak benim de çocukluğumdan beri en büyük dileğim. Kader ile ilgili olarak şunu düşünüyorum: Kesinlikle bazı kontratlarımız var, ama biz farkındalığımızı yükseltirsek bir çok şeyi de değiştirebiliriz. Bunu bir tünelin içinden gitmek gibi düşünün, yeterli düzeyde farkındalığa ulaştığımızda o tünelin dışına çıkarak kendimize bambaşka bir yol çizebiliriz. Teslimiyet ise elinden gelenin en iyisini yapmak ve geriye kalan süreçte yaratıcıya güvenmek demektir.
Karanlık git. Işık gel. Bağlar kesilsin. Kolaylık, huşu ve ihtişamla özgürüm!
Genel olarak dünyada analitik zekanın kullanıldığı iş alanları daha çok değer ve kabul görürken, duygusal ve ruhsal zekanın kullanıldığı alanlar daha az değer ve kabul görüyor. Eski zamanlardan beri süregelmiş olan, ruhsal işlerin karşılığında bir şey talep edilmez diye bir olgu var. John of God’un da yaptığı çalışmalar karşılığında hiçbir şey talep etmediğini biliyoruz. Dünyada her şeyin bir dengesi olması gerektiği gibi maddiyat ve maneviyat arasında da bir denge olması gerekmiyor mu? Sizce bu kadar kıymetli bir işi karşılıksız kalmaya iten neden nedir?
Bir insan ister ruhsal konularla ilgili ister kişisel gelişim konuları ile ilgili bir şey yapsın, eğer kişi hayatını buna adamışa ve bunun için zaman harcıyorsa, buna emek veriyorsa, tabi ki bunun bir karşılığı olmalı. Eğer emeğinin karşılığını almama gibi bir durum söz konusu olacak ise, o zaman doktorlar da mühendisler de avukatlar da almasınlar. Herkes karşılık almadan çalışsın, eğer sistem bu şekilde aksamadan ve düzgün bir şekilde işleseydi, bunun birçok güzel yanı olabilirdi. Ama komünizm diye adlandırılan bu sistem evrende çalışmıyor.
Sonsuz sistemde herkesin farklı seçeneklere ve deneyimlere sahip olması, herkesin birbirinden farklı yaratımının olması, bu sistemin işlemesini etkisiz kılıyor. Dünyada hiçbir ağaç bir diğeri ile aynı değilken, galaksiler ve gezegenler bile birbirinden farklı iken, dünyadaki tüm insanları nasıl aynı sistemin içine sokabilirsiniz ki? Ama ermişsinizdir, evliya olmuşsunuzdur, peygamber olmuşsunuzdur, o zaman bir karşılık almak istemiyorsanız almazsınız. Zaten ruhsal ya da kişisel gelişim alanlarında çalışan hiç kimse ben ermişim ya da peygamberim demiyor.
John of God Dönüşüm Merkezi
Dönüşüm merkezinde verdiğiniz rehberlikten biraz bahseder misiniz? Oraya gitmeye karar veren kişiler size nasıl ulaşabilir?
Benim orada verdiğim danışmanlık süreci daha çok workshop şeklinde gerçekleşiyor; orada gerçekleşen tüm meditasyon süreçlerinde kişilere eğitmenlik yapıyorum ve sürekli detaylı bilgilendirmeler yaparak kişilerin oradan en yüksek düzeyde fayda elde etmelerini sağlıyorum.
Benim dışımda orada iki tane daha rehberimiz oluyor. Bu rehberlerden bir tanesi yaklaşık 30 yıla yakın bir süredir John of God ile yaşıyor, bir diğeri de yine orada yaşayan ve Portekizce de bilen bir rehber, doğal olarak her iki rehber de oradaki sürece son derece hakim kişiler. johnofgod.com.tr ya da canaydogmus.com.tr sitelerinden bizimle iletişim kurabilirler. Tabi şunu da belirtmek isterim ki bizim dışımızda da merkeze turlar düzenleyen bir takım acenteler mevcut, dilerlerse bu şekilde ya da kendi başlarına da gidebilirler. Yalnız kendi başlarına gidecek olan kişiler mutlaka otel rezervasyonlarını birkaç ay öncesinden yaptırsınlar aksi takdirde yer bulamama gibi bir durum söz konusu olabiliyor. Son olarak verebileceğim bir tavsiye daha olacak: Dönüşüm merkezinin enerjisel alanı içerisinde olmak adına, mutlaka merkeze yakın olan otelleri tercih etsinler.
Sevgili Can Aydoğmuş’a seçtiği bu ışıklı yolda başarılar diliyor ve bu keyifli röportaj için çok teşekkür ediyorum.
**
