Şiddet, bir kişinin veya bir grubun başka bir insan üzerinde güç ve kontrol kurma çabasıdır. Kendini çok farklı boyutlarda gösterebilen şiddet, günümüzde bireysel ve toplumsal boyutta sık sık karşımıza çıkmaktadır. Şiddetin birçok çeşidi vardır.
Bunlardan en yaygın şekilde gözlemlenen bir erkeğin, kadın ve çocuğa uyguladığı şiddet olduğuna dikkat çeken Medicana Sivas Hastanesi Psikolog ve Evlilik Danışmanı Begüm Çayır konuyla ilgili detaylı bilgi verdi.
Aile bireylerinin kendi içlerinde yaşadıkları şiddetten en çok etkilenen ve zarar gören korunmasız olan çocuklar
Aslında anne babalar uyguladıkları şiddeti genellikle ” disiplin ve kontrol ” şeklinde tanımlamaktadır. Çocuklara yönelik pek çok şiddet varken; çocuklar genellikle fiziksel, duygusal ve sözel şiddetle karşılaşabilmektedir.Bu durum sonrasında çocuklarda çeşitli rahatsızlıklar görünmektedir.
Fiziksel şiddet yani tokatlama, çimdikleme, itme, tekmeleme, eline geçirdiği cisimle saldırma, evden kovma gibi şiddetlerden sonra çocuklarda; sosyal uyum problemleri, içine kapanık, sessiz, uysal, başkalarıyla birlikteyken uyumlu, çekingen, bazen utangaç ve korkmuş bir izlenim bırakırlar.
Duygusal şiddet yani; aşağılayıcı sözler söylemek, isimler takmak, korkutmak, yeterli para vermemek, arkadaşlarıyla görüşmesini engellemek, yalnız bırakmak, suça yöneltmek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, sürekli eleştirmek gibi şiddetlerden sonra çocuklarda; duraklama, engelleme, gerileme oluşturan davranışlar oluşabilmektedir.Ağır hakaret, kötü söz söyleme gibi sözel şiddetten sonra ise çocuklarda; özgüven eksikliği, tedirginlik, sinirlilik, korku, depresyon gibi sorunlar yaşanmaktadır.
Şiddet yaşanan ailelerde anne ve babalar, şiddetin çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini biran önce fark edip, şiddeti engellemek ve çocuklarını korumak için çeşitli adımlar atması gerekmektedir:
- Çocuklar şiddetten korumanın en doğru yolu yaşanan şiddeti durdurmaktır.
- Şiddeti durdurmak mümkün değilse, çocuğu şiddetten uzaklaştırmak gerekir.
- Aile üyeleri kendi aralarında yaşanan şiddeti sakince konuşmaya çalışmalıdır.
- Şiddete maruz kalmış çocuğun şiddet hakkında konuşması sağlanmalıdır. Duygu ve düşüncelerini rahat ifade edebilmesi için olanak sağlanmalıdır.
- Sözel olarak kendini, yaşadığı sıkıntıları ve problemleri ifade etmekte zorlanan çocuklar, duygu ve düşünceleri hakkında yazı veya resim yapmaları konusunda teşvik edilmelidir.
- Gerekirse ailenin tüm üyeleri psikolojik destek almalıdır.
Çocukların hayatlarında şiddet önemli bir problemken, kadınların hayatlarında da şiddet önemli bir problem halinde olduğu bilinmektedir. Bilindiği üzere, kadına yönelik şiddet hem kırsal hem de kentte yaşayan birçok kadını etkileyen bir sorundur.
Aile içi kadına yönelik şiddetin nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Psikolojik nedenler
- Medyanın etkisi
- Kaliteli bir iletişimin kurulmaması
- Maddi sorunlar
- Eşler arasında sevgi ve saygının yetersiz olması
- Göçler
- Töreler, gelenek-görenekler
- Cinsiyet ayrımcılığı
- Eğitim eksikliği
- Kültür farklılıkları
- Eşlerin erken yaşta evlenmeye zorlanması
- Toplumda yanlış bilinen fakat uygulanan birçok inançlar
- Kötü alışkanlıklar ( sigara, alkol, madde bağımlılığı)
Şiddet şekillerine baktığımızda kadına yönelik şiddet şekilleri arasında en çok görülenlerden biri sözel şiddettir.
Kadını aşağılama, küçük düşürmeye çalışma, küfür, kadının bedeniyle alay etme, yüksek sesle bağırma, korkutma sözel şiddetler arasındadır. Fiziksel şiddet denilince akla gelen şiddet şekilleri kadına tokat atmak, dövmek, vurmak, itmek, tekmelemek, bıçak çekmek, yaralamak, öldürmeye kalkışmaktır. Diğer yıpratıcı ve sarsan şiddet çeşidi psikolojik şiddet diğer bir adıyla duygusal şiddettir. Küçümseme, aşağılama, alay etme, küçük düşürmeye çalışma, sokağa çıkartmama, boşanma, ortada bırakma, çocuğu göstermeme gibi tehdit ve gözdağı verme bu şiddet şekli içine girmektedir. Kadının çalışmasına izin vermemek, geliri üzerinden söz sahibi olmasını engelleme, parasını, malını, ziynet eşyalarını elinden alma sonucu oluşan ekonomik şiddet kadın üzerinde bir baskı ve denetim aracı olarak kullanılmaktadır. Son olarak en çok görülen şiddet şeklide cinsel şiddettir. Cinsel şiddet genellikle kadının hoşlanmadığı hareket, sözle taciz ve dokunmakla başlayan, kadının istemediği zaman ve biçimde cinsel ilişkiye zorlama, cinsel içerikli kötü sözler söylemek şeklindedir. Aile içi şiddet yaşayan kadınlarda önemli ve ciddi ruh sağlığı sorunları gözlenmektedir. Bunlardan majör depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, intihar en sık görülen psikiyatrik bozukluklardandır.
Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar tüm dünya ülkelerinde, aynı zamanda ülkemizde de farklı yöntem ve boyutlarda devam etmektedir.
Şiddete maruz kalan veya risk altındaki kadınların yapabileceklerine denilmesi gerekirse;
- Aile içindeki iletişim eksikleri giderilmelidir.
- Kadınlar şiddet uygulayan eşleriyle sakin bir şekilde konuşarak sorunlarını çözmeye çalışmaktadır.
- Eğer kendileri bu konuşmayı gerçekleştiremiyorlar ise; birlikte bir uzmandan yardım almaları gerekmektedir.
- Ailede kötü alışkanlıklar var ve şiddet genellikle bu sebeple meydana geliyor ise; bunu engellemek için gerekli kurum ve kuruluşlardan; yardım, destek alınmalıdır.
Kadınların şiddete karşı çıkma çabaları içinde ilişkiden uzaklaşma, hastaneye, kliniğe, sığınma evine başvurma, adli makamlara şikâyet etme ve boşanma girişiminde bulunma önemli bir yer tuttuğunu bilmesi gerekmektedir.