Fotoğrafçı Chris Walker , fırtınalı bir günde evine giderken gökyüzündeki bir ışık dikkatini çekince bunun fotoğrafını çeker. Eve gidip fotoğrafına baktığında ise fotoğrafta (aykuşağı) bir gökkuşağı görür. Ama şöyle birşey vardır ki güneş saatler önce batmış yerini ay ve yıldızlar almıştır.
Fotoğrafçı Chris Walker nadir görülen aykuşağını karelemiştir. Ay ışığı genellikle beyaz görünmesine rağmen yoğun ışıklanma sayesinde renkleri ortaya çıkabiliyor.
Nasıl ki gökkuşağı Güneş’in ışıklarıyla ortaya çıkar, aykuşağı da Ay’ın ışıklarıyla aydınlatılır. Güneş, Ay’dan çok daha parlak olduğundan, gökkuşağı da aykuşağından daha parlaktır ve bu sebeple daha sık rastlanır.
Şimdilerde unutulmuş olan İngiliz şair William Cole, 1799’da Norfolk’ta bir sonbahar akşamı yürürken gökyüzünde olağanüstü bir görüntüyle karşılaşmış ve bunu dizelere dökmüştü:
“Atmosfer buğulu bir halde akıyor, / Ve soluk ay bir kuşak halinde bakıyor.” (“The atmosphere with humid vapours flow /And the pale moon displays her lunar bow.”)
Bu olayın okurlarını büyüleyeceğini düşünen Cole, onları yerel gazetede kendi anlattıklarını doğrulayacak bir habere yönlendiriyordu: “17 Kasım 1799 tarihli Norfolk Chronicle’a bakınız”.
Cole’un karşılaştığı manzara 217 yıl sonra ilginç bir ‘aykuşağı’ haberi olarak yeniden gündeme geldi. Bu görüntü Yorkshire ve Northumberland’da iki ayrı fotoğrafla belgelendi. Geçen hafta sosyal medyada çokça paylaşılan bu fotoğraflar, Twitter ve Facebook takipçilerini daha önce görmek bir yana belki de hiç duymadıkları bir olayın tanığı yaptı.
Aykuşağı nasıl oluşur?
Aykuşağı da herkesin bildiği gökkuşağı gibi ortaya çıkar. Aydan yansıyan ışık, hava kararmaya başladığında atmosferdeki yağmur ve buharda kırılarak yay halinde bir kuşak olarak ortaya çıkar. Gökkuşağından daha hassas görünümlü aykuşağı bütün renk spektrumunu yansıtmaktan çok, buz beyazı bir renk alır.
19. yüzyıl İngiliz manzara resssamı John Constable aykuşağını “en güzel ve en nadir görüntü” olarak tanımlamıştı. Bu da ressamların bu olgunun varlığından haberdar olduğunu gösteriyor. Ama Alman Romantik akımından Caspar David Friedrich dışında aykuşağını kendi eserinde ölümsüzleştiren başka bir ressam olmamıştır.
Friedrich’in 1809-10’da yaptığı ‘Aykuşaklı Manzara’ olarak da anılan bu eseri ‘Gökkuşağı ile Manzara’ adıyla bilinir. Bir kavis şeklinde karanlığı parçalayan bu kuşak, altındaki yorgun yolcuyu koruyor gibidir.
Yaşadığımız korku ve belirsizlik ortamında, Friedrich’in eserinin gerçek halini yansıtan çağdaş fotoğrafların ruhumuzu sarsması bu nedenle şaşırtıcı değildir. (BBC Türkçe)
Bu makalenin İngilizce aslını BBC Culture sayfasında okuyabilirsiniz.