Irak ile Türkiye arasındaki Başika krizi nereye gidiyor?

Irak, Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığı nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Başbakan Binali Yıldırım ise Türk askerinin Irak’ta kalmaya devam edeceğini açıkladı.

Irak ile Türkiye arasındaki Başika krizi nereye gidiyor?

Irak devlet televizyonunda bugün yayımlanan açıklamada, Irak Dışişleri Bakanlığı Türk askerlerinin varlığını “ihlal” olarak niteledi ve BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı.

İçişlerine karışıldığını iddia eden Bağdat yönetimi, Türk askerlerinin Irak’tan “bir an önce, koşulsuz” çekilmesini talep etti.  Irak’ın BM Daimi Temsilcisi Muhammed Ali El Hakim tarafından BM Güvenlik Konseyi Başkanlığına sunulan mektupta, Türk askerlerinin Irak’ta bulunması ve TBMM’de alınan sınır ötesi tezkere kararının BM Güvenlik Konseyinde görüşülmesi istendi. Mektupta, Musul operasyonunun yaklaşması nedeniyle uluslararası alanda Irak’a verilen desteğin artırılması da talep edildi.


Başbakan Yıldırım’dan Irak açıklaması

Başbakan Binali Yıldırım, Irak Merkezi Hükümeti ile son günlerde yaşanan Başika kampı gerilimine dair açıklamalar yaptı. Yıldırım, “Irak’ta 63 ülkeden asker var… Irak’ın Türkiye’nin oradaki askeri varlığına takılması abesle iştigaldir. İyi niyetli değildir. Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir” dedi.

Irak ile Türkiye arasındaki işgalci güç krizi nasıl başladı?

Irak Meclisi önceki gün aldığı kararda Başika’daki Türk askerini “işgalci güçler” olarak tanımlamıştı. Söz konusu karar, “Türk güçlerinin ülkeden çıkarılması için Irak hükümetinin BM Güvenlik Konseyi’ne acilen başvurması, hükümetin ayrıca ülkenin egemenliğinin korunması için siyasi ve diplomatik yollara başvurması” talebini içeriyordu.

Irak ile Türkiye arasındaki Başika krizi nereye gidiyor?

Kararın ardından Ankara, Bağdat’a nota vermişti. Bağdat da Türk büyükelçisini dışişlerine çağırma kararı almıştı.

Türkiye’nin Irak’taki Başika Üssü’nde Sünni Haşd el Vatani güçlerini ve Peşmerge’yi eğiten bir gücü bulunuyor. Üste 500 civarında asker olduğu tahmin edilirken, Kuzey Irak’ın değişik yerlerinde de Türk özel kuvvet, komando ve zırhlı mekanize taburu bulunuyor. Kuzey Irak dâhil Irak genelinde Türk asker sayısının 2 bin kadar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye Irak’taki askeri gücünün Bağdat yönetiminin bilgisi dahilinde konuşlandırıldığını belirtirken, Bağdat Türkiye’yi izin almadan asker sayısını artırmakla suçluyor.

“Türk varlığı Irak’ta kalmaya devam edecektir”

Başbakan Yıldırım, şortlu kadın saldırısı için yorumda bulundu

Başbakan Yıldırım 9. Ticaret ve Sanayi Şurası kapsamında TOBB Genel Merkezi’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi:


“Türkiye ülkesini geleceğini inşa etmekle kalmıyor, farklı ülkelerde de barış sağlamaya devam ediyor. Etrafımızda istikrarsızlıklar var; Suriye, Irak, Karadeniz kuzeyinde yaşananların en başta etkilenen ülkesi Türkiye’dir. Türkiye birçok bakımdan bunun bedelini ödüyor.

Mülteciler önce bize geliyor

Mülteciler öncelikle Türkiye’nin yolunu tutuyor. Biz kapımıza geleni geri çeviremeyiz. Bütün kardeşlerimizi bağrımıza bastık, ekmeğimizi paylaştık. Biz bize yakışanı yaptık. Türkiye olarak aktif bir şekilde çabalarımızı sürdürüyoruz. Bütün bölgedeki paydaşlarla yakın temaslarımız devam ediyor.Türkiye sadece bölücü terörle uğraşmıyor aynı zamanda DEAŞ terör örgütüyle de amansız bir mücadele veriyor.

Fırat Kalkanı’nı başlattık. Bunun amacı hudut güvenliği ile bölgedeki vatandaşlarımızın can ve mal kaybını önlemek. Bin kilometrekarelik alan terör unsurlarından temizlenmiş, asli unsuru olan Suriyeli mülteciler yerleşmeye başladı. Cerablus 200 sivil varken, 2 bin – 2 bin 500 sivil hayatını yaşamaya başladı. Okullar açıldı. Biz için bir yerinden başladık. Suriye’nin normalleşmesi için işin bir yerinden başladık. Diğer ülkelerin de başlaması gerekiyor. Olumsuzluklara rağmen olumlu bir durum yaşarız umarım.Rusya, İran ve ABD ile temaslarımız sürüyor.

Musul konusunda temaslarımız sürüyor

Musul’un DEAŞ’tan temizlenmesi konusunda Amerika özellikle, İran Merkezi Hükümeti ve aşiretlerden oluşan Milis gücüyle çalışması mevcut. Bu konuda Türkiye hassas. Tabii ki DEAŞ’ın temizlenmesi lazım. Uzun zamandan beri askeri unsurlarımız bir yandan mücadele ediyor, bir yandan da o bölgenin gerçek sahiplerinin eğitilmesi için faaliyet gösteriyor. Tüm bunlar yapılırken, operasyonun yaklaştığı bu günlerde Irak’tan anlaşılmaz tepki geldi. Irak’ta 63 değişik ülkeden askeri unsur vardır. PKK’nın barındığı Irak’ta bugüne kadar Irak Merkezi Yönetimi tedbir almazken, 63 ülkeden askeri unsur bulunurken Türkiye’nin oradaki varlığına takılması abesle iştigaldir. İyi niyetli bir yönü yoktur.

Başbakan Yıldırım: Irak hükümetinin haddi değildir

Irak’ta Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir. Bizim amacımız daha fazla insanlık dramının yaşanmaması, bölgedeki oldu bittilerinin önüne geçilmesidir. Irak hükümetinin haddi değildir. Bölücü terörle amansız bir mücadelemiz var. Terörle mücadelede yeni bir safhaya geçtik. Çukur siyaseti ile şehirlerimiz bölgelerimiz işgal Terör örgütünün Kürtlerle ilgili sorunu vardı. Bütün bu sorunu köklerini kazıyarak devam edeceğiz. Bunlar ne Kürtleri ne de Türkleri temsil ediyor. FETÖ de BETÖ de aynı merkezden kumanda ediliyor.Bunların iplerinin aynı yerde olduğunu gördük. Maksat Türkiye’yi oyalamak, ama başaramayacaklar. 15 Temmuz’da FETÖ’cüler dersini aldı, şimdi de BETÖ’cüler dersini almaya devam ediyor. Güvenlik güçlerimiz ensesinde. Hedef Türkiye’yi terörle anılan bir ülke olmaktan çıkarmak. Başarılı bir operasyon yürüyor, kırsal ve hudut boylarında. 12 ana merkezde polisimiz, askerimiz, korucularımız hepsi müthiş bir mücadele ediyor, ve bu mücadeleyi millet kazanacak.


Şu anda bölgede terörle mücadeledeki destek yüzde 90’lara ulaşacak. Milletin dediğini yapmak zorundayız. Milletin dediğinin tersini yapanların neler yaşadığını görüyorsunuz. Zayıf bir hükümetle 15 Temmuz’u yaşasaydık bunların hiçbirini konuşamayacaktık. Ama baştacı bir Cumhurbaşkanı, 79 milyon kahraman halkıyla ogece destanlar yazdı bütün dünyayı ters köşe yaptı. Bazı dost bildiklerimiz birbirini tebrik ediyordu. Ama gün aydınlandığında mosmor oldular. O gece halkın gücü tankın gücünün üstüne çıkmıştır. Hesaplar alt üst olmuştur. Hepimiz ne kadar gurur duysak azdır.”

Bağdat ile Ankara arasında ‘Başika krizi’ nasıl başladı?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.