Sağlıklı yaşam için gerekli olan iyotun eksikliği başta tiroit olmak üzere birçok sağlık problemine yol açabiliyor. İyot eksikliği nedeniyle ortaya çıkabilecek sağlık problemlerinin önüne geçebilmek ise anne karnında iyot desteği ile mümkün oluyor.
“21 Ekim Küresel İyot Eksikliği Günü” öncesinde Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erol Bolu iyotun eksikliğinin vücuda etkileri ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Yeterli iyot alımı tüm vücut sağlığı için çok önemli
Tiroit hormonlarının üretimi için temel bir madde olan iyot, gıdalarla ya da su ile alınabilen bir mikrogıdadır. Dünya Sağlık Örgütü, yetişkin bireylerin günlük 150 mikrogram, hamileler ve süt veren annelerin 200-250 mikrogram, çocukların ise 50-120 mikrogram iyot alımını önermektedir.
İyodun fazlası vücuttan idrarla atılmaktadır. Bu nedenle günlük idrar ile atılan iyot aslında kişilerin son 24 saat içinde aldıkları iyotun göstergesidir.
Günlük iyot alımı 50 mikrogram altına düşerse…
Dağlık ve denizden uzak bölgelerde topraktan süzüldüğü için diyette iyotun eksikliği dünyada milyonlarca insanı etkilemektedir. Günlük iyotun 50 mikrogram altına düşmesi ile tiroit yeterli tiroit hormonlarının üretimini sürdüremez ve tiroit bezi büyümeye başlar. Zamanla yeterli üretim olmadığı için tiroit hormon yetmezliği; yani hipotiroidi ortaya çıkar.
İyot eksikliği anne karnındaki bebeğin gelişimini engeller
Yeterli iyot alınmaması sadece tiroit hormon eksikliği değil birçok sağlık problemini beraberinde getirebilir. Diyetteki iyotun eksikliği; normal nörolojik gelişme ve büyüme için tiroit hormonuna ihtiyacı olan anne karnındaki bebek ve çocuklarda gelişmeyi engelleyici bir durumdur.
İyotun eksikliği nedeniyle düşükler, ölü doğumlar, bebeklerde doğum anomalileri, perinatal çocuk kayıplarında artış, nörolojik ve psikomotor gelişim bozuklukları, yenidoğanda hipotiroidi, çocukluk ve ergenlik dönemi zihinsel ve fiziksel gelişme geriliği, tüm yaşlarda guatr, hipotiroidi, mental fonksiyonlarda zayıflık görülebilir. İyot eksikliği için en önemli dönem, gebeliğin başından 3 yaşına kadar geçen dönemdir.
Türkiye’de yüksek oranda iyot eksikliği görülüyor
Ülkemizde yeterli iyotlu tuz tüketimi yüzde 56.5’lardadır. İyotlu tuz kullanımı sanayi verilerine göre şehir merkezlerinde yeterlidir; ancak himalaya tuzu gibi bazı tuzların kullanımının moda olması ve giderek yayılması bu konuda bir belirsizlik yaratabilir.
Kırsal kesimlerde ise iyotlu tuz tüketimi zaten çok düşük oranlardadır. Birçok şehir merkezinde istenilen iyot değerleri yakalanmış gibi görünse de halen Türkiye’nin yüzde 27,8’inde ciddi-orta derecede iyot eksikliği vardır.
Tuzu ışık geçirmeyen kaplarda saklayın
Mevcut iyotlu tuzların iyi saklanmaması ve büyük paketlerde satılması bu tuzlarda iyotun kaybolmasına yol açabilmektedir. Tuzun iyot kaybına uğramaması için ışık geçirmeyen kaplarda saklanması gerekir. Ayrıca tuzun yemek pişirilirken değil piştikten sonra konulması da iyodun buharlaşmasını önleyecektir.
Birçok aile çocukların iyot eksikliğini giderebilmek için yüksek iyotlu tuzları tercih etmekte, besin zenginleştirmesi ya da multivitamin desteği sağlamaktadır.
Bunlara dikkat edin!
İyotun en iyi göstergesi olan idrar iyodu hamilelerde 100-200 mikrogram/L arasında olmalıdır. Bunun sağlanması için iyotlu tuz, deniz ürünleri, iyottan zengin gıdalar ya da gıda ekleri ile günlük ortalama 250-300 mikrogram iyotun alınması gerekir.
Sağlıklı bir gebelik ve emzirme döneminde deniz balıkları, ıspanak-pazı gibi yeşil yapraklılar, şalgam, kabak, kuru fasulye, sarımsak, yumurta, süt ve süt ürünleri alımı doktor kontrolü ile sağlanmalıdır.
Ayrıca brokoli, karnabahar, lahana gibi tiyosiyanat içeriği yüksek gıda tüketimi kısıtlamalı ve sigara dumanı gibi perklorat ve diğer kimyasalların olduğu ortamlardan uzak durulmalıdır.