Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Parlamentosu’nun oylamasına tepki göstererek, “Daha ileri giderseniz bu sınır kapıları açılır. Öyle kuru sıkı tehditlerden ne ben anlarım ne bu millet anlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KADEM Adalet ve Kadın Kongresi’nde yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:
“Günümüz dünyasında insanlığı tehdit eden pek çok kriz var”
Bir konunu önünde ısrarla duracağım. Kapaklarda yer aldı Aylan bebek ardından Ümran bebek yer aldı. Peki acaba sadece Türkiye’de 3 milyonu aşkın mültecinin olduğu, dünyanın değişik yerlerinde mültecilerin olduğu dünyamızda sorun sadece Aylan bebek mi, Ümran yavrumuz mu? Hayır. Çünkü şu anda milyonlarca Aylan bebek şefkat bekliyor.
Onlara yönelik atılan bir adım var mı? Yok… İşte Afrika sahra üstü sahra altı. Milyonlarca bebek kadın hepsi çözüm bekliyor.
Erdoğan: “Atılan adımı söyleyeyim. Türkiye AB’ye girsin mi girmesin mi?”
Toplanmışlar gelmişler bir araya 30-40 kişi verilen o bildiriye hayır diyor. 400 kişi evet diyor. Topunuz dese ne yazar… Hiçbir zaman siz insanlığa dürüst davranmadınız. Doğru bakmadınız. Aylan bebekler sahile vurduğu zaman gidip siz almadınız.
Kapıkule’ye 50 bin mülteci dayandığı zaman feryat ettiniz. Bana bak daha ileri giderseniz bu sınır kapıları açılır bunu da bilesiniz. Öyle kuru sıkı tehditlerden ne ben anlarım ne bu millet anlar. Bunu da bilesiniz.
Erdoğan: “Bizi bu yaptırımlar çökertmez”
Dünya beşten büyüktür. Bunu savunmak lazım ama birilerinden de korkmamak lazım. Biz birilerine hoş görünmek adına zulmü alkışlayamayız. Ana muhalefetin lideri, “Bu bir yaptırımdır. Devamı gelecektir” diyor. Tehdit ediyor ya. Zavallıya bak.
53 yıldır bu ülkeye AB’nin kapısın açmayanlar yaptırım mı uyguluyor? Uyguluyorlarsa ne oldu battık mı bittik mi çöktük mü? Bizi bu yaptırımlar çökertmez. Dik duracağız dikleşmeyeceğiz yolumuza böyle devam edeceğiz. Unutmayın, batının Türkiye’ye ihtiyacı var. Şu anda 3 milyon mülteciyi burada barındıran besleyen Türkiye, AB’den destek gelecek diye kapılarımızı açmadık. Niye açtık? O varil bombalarının üzerine yağdığı o insanları biz zalimlerin insafına bırakamazdık. AB’den para gelir mi gelmez mi diye düşünmedik. BM’den gelen para 500 milyon dolar. AB’den şimdiye kadar gelen eğer doğruysa 700 civarında. Peki bizim harcadığımız ne? 15 milyar dolar. Veren el alan elden üstündür.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dünya 5’ten büyüktür
Şu anda 5 daimi üye; Fransa, İngiltere, Rusya; Avrupa. Çin Asya, ABD Amerika’nın bir kısmı. Diğer kıtalardan temsilci yok. 1,7 milyarlık Müslümanlar temsil edilmiyor. Müslümanların derdini kim anlatacak, kim savunacak? Buradan adalet çıkmaz. Ben BM Genel Kurulu’nda bunu işlemek zorundayım. 1,7 milyar için değil, tüm insanlık adına bunu işliyorum. Adalet dolaylı dolaysız her tarafa sirayet eder, aynen suyun sızması gibi.
Adaletten söz edeceksek, tartışmaya buradaki adaletsizlikten başlamak zorundayız. Sorunun kaynağı olanların bakış açılarıyla meseleleri tartışamaya başladığımızda, ağaçlarla uğraşıp ormanı gözden kaçıranlardan oluruz. Biz birilerine hoş gözükmek adına zulmü alkışlayamayız. Dünyadaki adaletsizlikleri, haksızlıkları dile getirdiğimiz için eleştirilmekten korkup susarsak gelecek nesillere mahcup oluruz.
“Zavallıya bak”
Ülkemde ana muhalefet partisinin başındaki zavallı tehdit ediyor. Zavallıya bak. 53 yıldır bu ülkeye AB kapısını açmayanlar yaptırım mı uyguluyor, ne oluyor battık mı, bittik mi, çöktük mü? 14 yılda Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimiz ortada. Batı’nın Türkiye’ye ihtiyacı var.
Şu anda 3 milyon mülteciyi burada barındıran, besleyen Türkiye AB’den destek gelecek diye kapılarımızı açmadık. O varil bombalarının üzerine yağdığı o insanları zalimlerin insafına bırakamazdık. AB’den para gelir mi, gelmez mi diye düşünmedik.”
Avrupa Parlamentosu Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerini dondurma niteliğinde tavsiye kararı almıştı
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici süreliğine dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabul etti.
Tasarıda üyelik müzakerelerinin, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ortaya çıkan durum ve OHAL uygulamasının getirdiği şartlar nedeniyle geçici olarak dondurulması isteniyor. Kararda, üyelik müzakerelerinin yeniden başlayabilmesi için OHAL uygulamasının kaldırılması gerektiği belirtilerek, Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosunun darbe girişimini güçlü bir şekilde kınadığı ve Türkiye‘nin sorumluları yargılama hakkının meşru olduğu vurgulandı.