Genetik kodlar kanserin şifresini çözüyor!

Hastalıklar, genetik yatkınlık ve yaşam biçimimizin bir sonucu olarak gelişiyor. Özellikle aile öyküsüne göre riskli grupta yer alanlar için kanserden korunmak ya da hastalıkla mücadele etmek için gen testleri önemli imkânlar sunuyor.

Kanserin şifresini genetik kodlar çözüyor

Kanser vakalarında kişiye özel tedavi planı geliştirmenin önemine değinen Dr. Sibel Özgül, meme kanseri hastalarının yüzde 30’unun gereksiz yere kanser ilacı kullanılabildiğini söylüyor. Vücudun kendini onarma kapasitesi olduğunu söyleyen Özgül, “Kişi kanserin niçin oluştuğunu bilirse tekrarlamasını önleyebilir” diyor.

Kanser hastaları, klasik bir tedavi planı içerisine alınırken birçok bilgiden mahrum kalıyorlar.

kanser-tedavisi

Kemoterapi süreci ve ilaç tedavileri uygulanırken hastanın vücudunun bunlara nasıl tepki vereceği üzerinde durulmayabiliyor. Dr. Sibel Özgül, kişiye özel tedavi planı oluşturmak gerektiğini dile getirirken yapılan testlerin çok değerli bilgiler sağladığını söylüyor: “Kanser türleri çağımızın en çok korkulan hastalıkları arasında yer alıyor. Oysa önleyici çalışmalarla kanserden korunmak ya da hastalık oluşmuşsa tedavinin başarısını artırmak mümkün… Yapılan testler kişinin risk taşıdığı hastalıkları ortaya koyarken, ilaçlara karşı vücudunun nasıl tepki vereceğini de gösteriyor.


Bunu ilaç pasaportu gibi düşünebiliriz. Böylece gerçekte hastanın o ilaçtan fayda görüp görmeyeceğini belirleyebiliyoruz. Bugün meme kanseri hastalarının yüzde 30’u, kullanmaması gerekirken belli kanser tedavilerini almış olabiliyor ve meme kanserini tedavi etmeye çalışırken, dikkatli takip edilmezse hasta rahim kanseri olabiliyor. Oysa ilaca verilen cevap hastanın genetik yapısına bağlı olup, bir o kadar da tümörün değişebilen genetiğinin özelliklerine de bağlı oluyor. Yani aslında iki açıdan bakıyoruz hataya; birincisi, hastanın bünyesi ve dolayısı ile genetiği, ikincisi ise tümörün yapısı ve genetiği.

Biz onkologlarla beraber çalışarak kanser hastalarına destek tedavi veriyoruz. Hastaların genetik yapısına bakıyoruz. Kişi, aileden genetik bir yatkınlık taşımadığı halde çevresel faktörlerle de kanser olabiliyor. Gerçekte kişinin neden kanser olduğunu ve kanser tedavisinin sonrasında nasıl bir destek tedavi görmesi gerektiğini belirliyoruz. Hasta, genetiğine göre hangi vitaminleri, ilaçları alacak bunları netleştiriyoruz”.

Hasta niçin kanser olduğunu bilirse, tedavi sonrası hayatını ona göre düzenleyebilir

Dr. Sibel Özgül, kanseri tedavi etmek için birçok faktörü ele almak gerektiğinin altını çiziyor: “Kanser multifaktöriyel bir hastalıktır, birçok nedenle oluşur. Tedavi sırasında ve sonrasındaki süreçte de hastaların taşıdıkları mutasyonlar önem kazanıyor. Hastanın bağırsak florasının düzenlenmesi, yiyecekleri ve yemeyecekleri gıdaların belirlenmesi gerekiyor.


Tedavisi biten hastaların vücudunun oksijenlenmesinden, alkali olmasına kadar pek çok nokta da oldukça önemli… Siz bir hastanın hücresel düzeyde mitokondri hasarını düzeltirseniz sistemi kendi kendini yenilemeye başlıyor. Hücrenin enerjisini düzenlemek, kişiye yaşamını nasıl sürdüreceği konusunda rehberlik etmek, yaşadığı korkuyu hafifletmek için destek olmak gerekiyor.

İnsanlar bilmediklerinden korkuyorlar, bildiklerini ise yönetiyorlar. O yüzden eğer kişi neden kanser olduğunu ya da nelerin buna zemin hazırladığını bilirse hayatını düzenlemesi daha kolay olur. Bu sürece rehberlik ettiğinizde kişi zaten kendini güvende hissediyor.

Vücudun kendini onarma kapasitesi var

Bir insanın kendini güvende hissetmesiyle bilinçaltı da sağlığa hazırlanıyor, vücut kendi kendini onarmaya başlıyor. Vücudun kendi kendini onarma kapasitesi var. O yüzden bazı kanser vakaları kendi kendine bile iyileşiyor. Bizler de onkologlarla birlikte bu iyileşmeye destek oluyoruz, hastalara rehberlik yapıyoruz.

Bizim görevimiz koruyucu hekimlik yapmak ve kişinin hastalanmasına ya da hastalığının tekrarlamasına izin vermemek noktasında yardımcı olmak. Genetik yatkınlık bir potansiyeldir, her risk taşıyan kişi kanser olmaz. Elinizdeki bilgiyi doğru değerlendirdiğinizde, çevresel faktörleri doğru yönettiğinizde başarılı sonuçlar alabilirsiniz. Ailesinde kanser öyküsü olanlar mutlaka kendilerini iyi korumalı ve genlerine uygun bir yaşam sürmeliler.


Eğer kanseri yenmeyi başarmışsa da mutlaka destek tedavilerden yararlanılmalı. Kanserin tekrarlamaması için doğru önlemler alınmalı. Bütün hastalıklardan korunmak, önlem almak ve sağlıklı yaşamak mümkündür”.

Akciğer kanseri belirtileri nelerdir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.