Ortodontik tedavi nedir? Diş tedavisi korkusuna lazerli çözüm

Ortodonti, çocuk ve erişkin hastalarda diş şekil bozukluklarının önlenmesi, var olan bozuklukların çözülmesi ve hastalara iyi bir estetik, düzgün konuşma ve fonksiyon kazandırılmasını amaçlayan diş hekimliği dalıdır.

Ortodontik tedavi nedir? Diş tedavisi korkusuna lazerli çözüm

Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, ortodonti hakkında tüm merak ettiklerinizi yanıtlıyor.

Dişlerde neden şekil bozuklukları olur?

Diş çapraşıklıkları genetik veya çevresel (parmak emme, tırnak yeme, süt dişlerinin erken yaşta kaybedilmesi vs.) kaynaklı olabilir. Tedavi edilmeyen çapraşıklıklar erişkinlik döneminde psikolojik problemlere, çapraşıklık sebebiyle iyi fırçalanamamaktan dolayı diş ve dişeti problemlerine, konuşma problemlerine ve eklem sorunları gibi birçok soruna neden olabilir.


Çocuğunuzda dikkat etmeniz gereken ortodontik ipuçları:

  • Erken veya geç süt dişi kaybı
  • Çiğnemede veya kapatmada zorlanma
  • Ağızdan solunum
  • Parmak emmek
  • Çapraşıklık, yanlış konumlanmış veya sürmemiş dişler
  • Aşırı ilerde veya geride konumlanmış çene
  • Yanak ısırma ve dudak ısırma
  • Önde konumlanmış dişler
  • Alt ve üst dişlerin temas etmemesi veya anormal bir şekilde kapanması
  • Dengeli olmayan yüz görünümü
  • Diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlığı

Hangi durumlarda ortodontik tedavi yapılır?

  • Ağızda çapraz kapanış varsa. Normalde ağız kapanışında  üst dişler alt dişlerden daha önde olmalıdır. Şayet tersi bir durum söz konusu ise yani  alt dişler üst dişlerin daha ilerisinde duruyorsa ki buna ‘ çapraz kapanış’ denir.
  • Ön dişlerin çok ilerde durduğu ve dudakların birbirine değmediği durumlarda,
  • Dişlerin düzgün yerleşmediği ya da birbiri üzerine bindiği durumlarda,
  • Dişlerin çok aralıklı dizildiği vakalarda,
  • Dişler kapanışa getirildiğinde alt ve üst ön kesiciler arasında büyük bir boşluk varsa dişler birbirlerinden çok uzak konumlanmışlarsa yani openbite dediğimiz vakalarda,
  • Ön kesici dişlerin arası çok açık ise,
  • Dişlerde bariz çapraşıklık olmadığı halde çiğnemede ya da bazı harfleri söylemede güçlük çekiyorsanız,
  • 4 yaşını geçtiği halde çocuğunuz halen parmak ya da yalancı emzik emiyorsa,
  • Düşme zamanından önce süt dişini kaybetmiş çocuklarda, özellikle 6 yaş grubunda zamanından önce çekim ya da travma sonucu düşen süt azılarının yokluğunda ortodontik tedavi gerekmektedir.  

İlk ortodontik muayene ne zaman yapılmalıdır?

Ortodontik tedaviye ihtiyaç duyan kişilerin erken dönemde yakalanması çok önemlidir. Çocuklarda alt-üst keser dişler sürdükten sonra ilk ortodontik muayeneleri yapılmalıdır. Eğer tedavi gerekli ise 7-10 yaş büyüme-gelişme döneminde çenelerin büyüme potansiyellerinden yararlanılarak tedavi edilir. Böylelikle ileride tedavisi daha zor ve daha uzun süreli olan yöntemlere gerek kalmayacaktır. Türk Ortodonti Derneği bütün çocukların 7 yaşını tamamlamadan ortodontik bir değerlendirme almasını tavsiye eder.

Tedavi ne kadar sürer, tedaviden sonra dişler eski haline döner mi?

Ortodontik tedavinin süresi 6 ay ile 3 yıl arasında değişmektedir. Tedavi bittikten hemen sonra dişin etrafındaki yapılar (periodonsiyum) dişlerin yeni konumuna uyum sağlayamadığından ve kemik dokusu olgunlaşmadığından apareyler çıkarıldıktan sonra dişler eski yerlerine dönebilirler. Bunu önlemek için düzelmiş dişlere yapılacak başka aygıtlarla oluşan durumu sabitlemek yani pekiştirmek gerekir. Tedavinin bu son aşamasına pekiştirme tedavisi denir. Bu dönemde de çocukların dişlerine gereken özeni göstermesi şarttır.

Ortodontik tedavi nasıl yapılır?

Hareketli Apareyler: Hasta tarafından takılıp çıkarılabilen sadece basit diş hareketleri yaptırabilen apareylerdir. Bunların üzerlerine konulan yaylar, vidalar, düzeltilecek dişlere bir kuvvet uygular. Erken dönem tedavisinde ve daha basit vakalarda uygulanır.

Fonksiyonel Apareyler: Aktif büyüme döneminde kullanılabilen, büyümeyi yönlendiren apareylerdir. Alt ve üst çenenin birbirine göre bozulan ilişkilerini (ortopedik problemler) düzeltmek amacıyla ergenlik dönemi öncesinde küçük yaşlarda çoğunlukla hastaların kendisinin takıp çıkarabildiği özel apereylerdir. Çoğu zaman sabit ortodontik apareylerle birlikte kullanılır.

Sabit Apareyler: Dişler üzerine özel tekniklerle yapıştırılan hasta tarafından çıkarılamayan, tedavi sonunda ortodontist tarafından sökülen apareylerdir. Sabit tedavide kullanılan braketler, kişilerin isteğine göre metal veya porselen olabilir. Günümüzde daha az fark edilen malzemelerle ortodontik tedavinin en çekinilen özelliği olan tel görünümünden kurtulmak mümkün olabilmektedir. Hatta bazı durumlarda dişin görünmeyen arka kısımlarına da uygulanabilirler. Hekiminiz sizi muayene ettikten sonra ağzınıza en uygun tedavi şeklini söyleyecektir.


Ortognatik Cerrahi: Ortodontik veya ortopedik tedavi ile düzeltilemeyecek durumlar söz konusu olduğu zaman büyüme ve gelişmesi tamamlanmış yetişkin hastalarda ortognatik cerrahiye başvurulur.

Konforlu bir tedavi ve iyileşme süreci

lazerli-dis-tedavisi-nasil-yapilir

Lazerli diş tedavileri sırasında hiçbir temas, ağrı ya da basınç hissedilmediği için hastaya konforlu bir iyileşme süreci sunmaktadır. Bu avantajlar başta çocuklar olmak üzere birçok kişinin diş hekimi korkusunu yenmesini sağlamaktadır.

Ağız ve diş sağlığı için pek çok işlemde uygulanabiliyor

Lazer yöntemiyle ağız ve diş sağlığı alanında günümüzde hemen her işlem yapılabilmektedir. Diş beyazlatmadan implant cerrahisine, diş çürüğü tedavisinden diş eti renklenmelerinin düzenlenmesine, diş eti hastalıklarının tedavisinden gülüş tasarımına, kanal tedavisinden çocuk diş hekimliğine kadar geniş bir yelpazede diş lazerleri kullanılmaktadır.

Hekime hız, hastaya konfor sağlıyor

Lazerin diş tedavisinde kullanımı son derece pratiktir. Yapılan işlemleri kolaylaştıran bu yöntem; hekime hız, hastaya ise konforlu bir tedavi sağlamaktadır. Öncesinde özel bir hazırlık, sonrasında da bakım gerektirmeyen lazerli diş tedavilerinin ardından hemen yemek yenebilir, günlük hayata dönülebilir. Lazer enerjisi ile diş etleri de başarılı bir biçimde şekillendirilmektedir. Bu işlem sırasında kanama riski sıfıra yakındır. Lazer sayesinde sağlam dokulara zarar vermeden, sadece hasta bölgeler tedavi edilmektedir. Bu esnada ilgili bölgedeki tüm bakterilerden de uzaklaştırılmaktadır.

Sert doku tedavilerinde de uygulanıyor

Lazerin, diş hekimliği alanında ilk kullanım alanı, ağız içi yumuşak dokulardır. Bu işlemler; diş eti tedavileri, dezenfeksiyonu ve diş eti cerrahi işlemleriydi. Lazerdeki gelişmelerle sert doku tedavi işlemleri, çürük, diş taşı ve kemik kaldırma işlemlerinin de tedavi yelpazesine eklenmiştir. Günümüzde kullanılan lazer cihazları, hem sert hem de yumuşak doku tedavilerinde yüksek oranda başarı sağlamaktadır.

Anestezi ihtiyacını ve bekleme süresini ortadan kaldırıyor

Diş tedavilerinde kişiyi rahatsız ve huzursuz hissettiren etmenlerin başında titreşim ve ses gelmektedir. Lazerle yapılan tedavilerde ise dişe ve dokulara dokunulmadan işlem yapıldığı için herhangi bir titreşim ya da basınç oluşturmaz. Çıkan ses diğer diş hekimliği aletlerinden tamamen farklıdır. Bunların yanı sıra lazer birçok işlemi anestezisiz; yani uyuşturmadan yapabilmeyi mümkün kılar. İşlemlerin anestezi gerektirmeden yapılması iğne korkusunu ve uyuşma için bekleme gereğini ortadan kaldırmaktadır. Böylece diş tedavisi süresi de kısalmaktadır. Buna ek olarak yapılan işlemin başarısı lazerin aynı zamanda dezenfeksiyon etkisiyle artmaktadır.

Çocuklar diş hekimi koltuğuna keyifle oturuyor


Çocukların tedavilerinde de tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi tüm diş ve diş eti işlemleri, dişlerin sürmesine yardım edilmesi konusunda lazerler başarıyla kullanılmaktadır. Hatta söz konusu çocuklar olunca işin içine biraz eğlence bile katılabilmektedir. Lazerli diş tedavileri ile artık çocuklar diş hekimine gelmekten korkmamaktadır. Eskiden ağlayarak gittikleri diş randevularının yerini tedavinin ardından yemek yenilen, kutlama yapılan aktiviteler almış durumdadır.

Ağız ve diş bakımı: Bu 10 yanlış bir dişinizi götürebilir!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.