Perakende Günleri: AVM’ler taleplere cevap verebiliyor mu?

Perakende sektörünü bir araya getiren Perakende Günleri 2016, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda başladı.

Perakende Günleri 2016: AVM'ler taleplere cevap verebiliyor mu?

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Multi Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kaya, AVM’lerin Türkiye’deki genç ve dinamik nüfusun taleplerine cevap verebilecek yapıda olması gerektiğini vurgulayarak, sektör olarak mevcut AVM’leri daha verimli kılacak yatırımlar yapmaları gerektiğini söyledi.

Sosyal hayatta çeşitlilik

Sosyal hayatta çeşitlilik yaratan projeleri ve müşterilerin ilgisini çekecek farklı formatları deneyen AVM’lerin rekabette bir adım öne çıkacağını ifade eden Kaya, bu sene de etkinliğin ana sponsoru olmaktan dolayı son derece mutlu olduklarını belirtti.


Türkiye’deki perakende sektörünün önde gelen oyuncularını bir araya getiren Perakende Günleri 2016, yoğun bir katılımla 23 Kasım Çarşamba günü başladı. İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda bir araya gelen sektör temsilcileri, sektörün mevcut durumunu ve geleceğini masaya yatırdı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Kemal Kaya, böyle önemli bir organizasyonun bu sene de ana sponsoru oldukları için büyük mutluluk duyduklarını belirterek, 16. kez düzenlenen Perakende Günleri’nin sektör için zihin açıcı ve geleceğini şekillendiren oturumlara ev sahipliği yapacağını söyledi.

AVM sektöründe son dönem trendleri üzerine değerlendirmelerde bulunan Kaya, ülkedeki genç ve dinamik nüfusun taleplerine cevap vermeleri gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Satın alma gücü ve kişisel harcamalardaki artışa paralel olarak ülkemizdeki genç ve dinamik nüfus, artan bir oranda internet, mobil cihaz ve kredi kartı kullanıyor. Şu anda 79 milyonluk nüfusumuzun 42 milyonunda akıllı telefon var, 46 milyon kişi aktif bir şekilde internet kullanıyor. Sektör olarak bu nüfusun taleplerini önceliklendirmeli ve stratejilerimizi buna göre belirlemeliyiz.”

‘Daha küçük kiralanabilir alanlarla açılacak yeni AVM’ler göreceğiz’

Önümüzdeki dönemde daha küçük kiralanabilir alanlarla açılacak yeni AVM’ler göreceklerini ifade eden Kemal Kaya, sektör olarak İstanbul ve Ankara dışındaki büyük şehirlerde büyüyeceklerini belirtti.

Kaya, sözlerine şöyle devam etti: “Rekabetin her geçen gün arttığı sektörümüzde sosyal hayatta çeşitlilik yaratan projeleri ve müşterilerin ilgisini çekecek farklı formatları hayata geçiren şirketler bir adım öne çıkacak. Bu dönemde mevcut AVM’leri daha verimli kılacak yatırımlara yönelmeliyiz ve teknoloji yatırımlarına öncelik tanımalıyız.”

Perakende sektörünün ülke ekonomisinin dinamik ve stratejik gücü olduğunun altını çizen Kaya, sektörün iş yeri sayısı en fazla artan sektörler arasında ve kayıtlı istihdamı sağlayan sektörler arasında da ilk sırada yer aldığını ifade etti.


“Önemli olan milyonlarca kişiyi her gün heyecanlandırabilmek”

perakende günleri

Perakende Günleri’nde konuşan Koton’un Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz: 27 ülkede, 183’ü yurtdışında olmak üzere 476 mağaza ve dünya genelinde 800’den fazla satış noktasında milyonlarca kişiye dokunduklarını vurgulayan Gülden Yılmaz, “Moda, Koton’da” mottosunun Koton’un müşterilerine verdiği, altı çok sağlam bir vaad olduğunu da belirterek, bu vaadi nasıl yerine getirdiklerini anlattı. Gülden Yılmaz, şöyle dedi:

“Moda ve trend kavramlarının ayaklarının yere sağlam basması için en öncelikli gereksinim buna uygun bir kültür ve özgürlük ortamını her zaman destekleyerek şirket içinde yenilikçi bir ekosistemi yaratmak. Yeni trendler konusunda cesur olmak, zaman zaman risk de alarak çalışanların yaratıcılıklarına hareket alanı bırakmak, kısaca modanın yeşerebileceği verimli ortamı yaratmak ve desteklemek. Yenilikçi, özgür kültür moda ekosistemi için çok önemli ama bununla beraber kadronuza gerekli imkânları da sağlamanız lazım”.

Gülden Yılmaz: “Koton’un bir moda dili var”

Yarattıkları bu ekosistem sayesinde, Türkiye’nin her yerinde kendini iyi hissetmek, trend olanı giymek, güzel görünmek, kendinde bir yenilik, bir farklılık, belki kendi tarzını yaratmak, değişmek, tazelenmek, belki kafa tutmak için Koton’a gelen milyonlarca insanın hayatına dokunmanın ve heyecanını paylaşmanın sonsuz mutluluğunu yaşadıklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi:

“Biz modayı okumakta, en yeni modayı, en yeni trendleri görüp, yaratmakta çok iyiyiz. Ama daha önemlisi bunları seçip ayıklama ve yorumlama tarafında çok iyiyiz. Bizim bir moda dilimiz var. Bu dil, en son modayı, sokaktaki insanın akıp giden, soluk alıp veren günlük hayat diliyle birleştiren bir yorum. Bu yüzden insanlar Koton’da hem en moda olanı buluyor, hem de her zaman kendilerine göre de bir şey buluyor. Burada bir sentezleme gözümüz bir yorumlama yeteneğimiz var.’

Hızlı modanın artık başlı başına oyun değiştirici bir faktör olduğunu vurgulayan Gülden Yılmaz, “Günümüzün hızla değişen dünyasında tüketiciler de sürekli yenilenmek istiyor. Mağazalarda bugün gördüklerini yarın görmek istemiyorlar.” dedi.

Koton’u Türkiye’den çıkan bir dünya markası yapmaya kararlı olduklarının da altını çizen Gülden Yılmaz, “Adı üzerinde hızlı olan kazanır, biz hızlı olmanın yollarını biliyor, daha taze, daha yeni, daha fresh olmak için kendimizle, kendi hızımızla yarışıyoruz. Bu yolda ilerlerken ilk günkü gibi kulağımız müşterilerimizde, gözümüz ise Türkiye ve dünya trendlerinde. Bütün bu elde ettiğimiz verileri Design Lab’imizde analiz ediyoruz. Design Lab; tam bir hızlı moda AR-GE’si, fikirler, konseptler, yeni inovasyonlar için bir kuluçka, tasarım ve ürün geliştirme ekibine güç ve yakıt sağlayan bir güç merkezi.” dedi.

Sardouk “Gelecek akışkanlıkla ilgili olacak”


 Koton Tasarım Direktörü Isham Sardouk ise perakende sektöründe en önemli konunun akışkanlık olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Çünkü artık ayrımlar ortadan kalkacak, fiziksel ve sanal arasında cinsiyetler ve ırklar arasında ayrım kalmayacak. Özellikle Z kuşağı, bu bakış açısına öncülük ediyor. Bu da müşteri segmentleri arasındaki ayrımların da giderek azalacağının göstergesi. Gelecek trendlerini bu şekilde gözlemleyerek iş politikasını bu doğrultuda şekillendirmek her zaman kazandıracak.” dedi.

‘Perakende’ Günleri 2016: Yeni pazarlar, kavramlar ve farklılaşma


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.