Kelebek gibi insan: Tırtıl iken kelebek olmak

Kelebek gibi kozada, yeniden doğmaya, hazırlanıyoruz. Yeniden, yeniden örüyoruz kendimizi… Evrimsel bir geçiş için kendiliğinden bir yenilenme bu!

Kelebek gibi insan: Tırtıl iken kelebek olmak

Kelebek ve insan

Tırtıl iken kelebek olmak… Ne büyük değişim. Belki tırtıl iken çirkin bir görünümde… Çirkini bünyesinde barındıran mucizevi bir güzellik… Yumurtadayken dokusunda beliren renkler, kelebek olduğunda tüm güzellik sırlarını ifşa eder nitelikte rengarenk, eşsiz desenlerle, muhteşem bir güzelliği sergilemeye hazırlanıyor. Tırtıl, son günlerine kadar kendini ördüğü kozasında tıpkı ölüm gibi bir uykuyla son evrede. Yumurtayla, tırtıllıktan, kendi mucizevi son haline geçmek için hazırlanma dönemi, inanılmaz sırlarla dolu bir yolculuk.

O koza içindeki bu olma evresinde başkalaşım ve dönüşüm kendini gösterdikçe, tırtılın kelebeğe dönüşmesi ilahi bir hal alarak genetiğindeki eşsiz kodla, biyolojinin muhteşem görünümünü alacağı, gizemli saate dek şeklini almaya devam ediyor. Aslında var olan, yeniden bir doğuş gerçekleştiriyor.


Yeniden doğuş

Varoluşundaki sırla, yaşam amacının farkında kelebek, bu defa uçmaya hazırlanıyor. Büyülü bir güzellik ve ilahi bir yaşam ritmiyle dolu kanatlarını çırparak, yepyeni bir yaşam yolculuğuna çıkmaya hazır! Uçacak rengarenk güzellikteki çiçeklere, eşini bulacak ve yeni bir neslin timsali rengarenk kelebekler yaşamı zenginleştirecek…

İçimizdeki eril ve dişilin dengesinde, tüm yaşam dersleriyle, sınırlı bir bilinçten, sınırsızlığa, kendi içimizdeki özgürlüğe uçmaya hazırlanıyoruz bizler de. Bir tırtılken, tüm renklerine kavuşan kelebek gibi bir dönüşüm gerçekleşiyor her birimizde.


Yaşamda ilahi bir dönüşüm ve var ruhsal bir olma hali bedenlediğimiz! Tırtıl evresindeyken yaşam derslerinden edindiğimiz her deneyim, renk ve parıltılarla görünür oluyor. Veya yaşama bizim kanalımızla akıyor. Kendi özümüzün, yine bizden yansımasına aracı bir beden, eşsiz bir bilinciz.

İnsan, mucizelerle dolu bir yaşama uyanmanın sevincini, coşkusunu yaşıyor her gün. Olan her şey, onu güzelleştiriyor ve aslına biraz daha yaklaştırıyor.

Kelebek gibi insan: Tırtıl iken kelebek olmak

Bir kelebek gibi yaratıcının güzelliğinin yansıdığı eşsiz yaşam serüvenleriyle dolu. Belki bazen diplere düşüyoruz, yaşamın ağırlığı altında eziliyoruz. Hayat hayat derslerle dolu acı travmalar yaşatabiliyor insana. İnsan çok güçlü, çok yönlü bir varlık. Ağlarken gülebiliyoruz, gülerken ağlayabiliyoruz. En acı günlerde yaşam olanca yoğunluğuyla yaşatıyor kendini. Her kötü günün sonrasında yeni bir gün, yeni bir gün daha doğmaya devam ediyor yaşamlarımıza. Bir kabuk daha atıyoruz üzerimizden, bir gün tekrar kozadan çıkıyoruz, yaşam bizim için devam ediyor. Yeniden doğuş gibi dinginlik, huzur, coşku eşliğinde yaşama bir kez daha merhaba demenin vecdini yaşıyoruz.


Gözlerimizden kelebeklerin eşsiz renklerini, gökkuşağının güzelliğini yansıtmayı diliyorum yaşama bakışımızla, gülüşümüzle! Yeni bir yaşamda, yepyeni bir neslin ve yaratıcının güzelliği ile yaşamayı hayal etmek ütopya olmamalı.

Hangi aşk? Beşeri mi ilahi mi?

Aşk: 40 Cefa’dan Bir İlahi Dönüşüm

İlahi Nizam ve Kainat’ı Anlamak


Hale Karaarslan
İndigo Dergisi’nde Yazı İşleri Müdürü ve Yayıncı olarak görev yapıyor. İndigo Dergisi’ni kendisi ve yazarlar için bir okul olarak görüyor. Yaşama ve insana dair pek çok şey öğrenerek, yürekleri sonsuz güzellikle çarpan bir sevgi ailesinin içinde her gün biraz daha maskelerinden arınarak, özünü, kendi olanı buluyor. İki harika çocuğunun öğretmenliğinde ve eşinin her konuda kendisini destekleyen sevgisi eşliğinde öğrenmeye devam ediyor. İstanbul ve Marmaris'te yaşıyor.