Türkiye’nin son 30 yılına damgasını vurmuş; Türkiye’deki komünist düşünceyi sazlarıyla, sözleriyle anlatan; sosyal içerikli olayları devrimsel müzikleri dillendiren bu toprağın sesi olan Grup Yorum…
Türk komünist müziğinin bam teli: Grup Yorum
Adları nedir, bilmem…
Kaç kişiden oluşur, bilmem…
Ne yerler ne içerler, bunu da bilmem…
Nerede yaşarlar, onu da bilmem…
Bilmem gerekir mi, hiç zannetmem!..
Ben, ne mi bilirim?
Neden aşağı sarkan ve ayran izi kalacak kadar uzun bıyık bırakırlar, bunu bilirim…
Neden yeşile çalan bir kaban giyerler, bilirim…
Neden “Amerika katil!” derler, bilirim…
Neden “halkımızın gelini” derler bilirim…
Neden “Reşo” derler, bilirim…
Neden “Cemo” derler bunu da bilirim…
Neden Nazım, Yılmaz, Ahmet derler, bilirim…
Neden “Deniz, Hüseyin, Yusuf” derler, bilirim…
Neden “bağımsızlık, özgürlük” derler, bilirim…
Neden Mamak, neden Metris derler, bilirim…
Neden ellerinde silah yerine bağlama vardır, bilirim…
Neden bu ülkede yüz binlerce insanı peşinde sürüklerler, bilirim…
Onlar neden 30 yıldır bu ülkede varlığını sürdürür, bilirim…
Onlar, neden bu ülkede rutubetli cezaevlerine girmiştir, bilirim…
Emperyalizme, kapitalizmin sömürüsüne neden ‘dur’ derler, bunu da bilirim…
Onların bildikleri de vardır elbet…
Onlar; rüşvet, yolsuzluk, rant, talan – dolan bilmezler; bildikleri; haktır, hukuktur, emektir, emekçidir, özlemdir, barıştır…
Sevgidir, işçi sınıfının birlikteliğidir, haksızlığa haykırıştır, halkların kardeşliğidir…
Hüzne veda, sevince ortaklıktır…
Ezildiğini düşündüğünüzde, bittiğini zannettiğiniz zamanda bir gülün açması, bir güneşin doğması gibidir…
Sevgiliye verilebilecek bir papatya gibidir…
Madencinin elindeki çekiç, çiftçinin elindeki oraktır…
Faşizme meydan okuyuştur…
Eşitliktir…
6 yaşındaki çocukla evlenilebileceğini masumlaştıracak ülkeye başkaldırıdır…
Dirençtir…
Devrimin simgesidir…
Alındaki kızıl beredir…
Kundaktaki çocuğun geleceğinin sesidir…
‘Berdel’e kurban giden genç kızın sesini dillendirendir…
Batı ile Doğu’yu birleştiren bir köprüdür…
Temel’i, Dursun’u; Bedirhan, Rojin ile birleştirendir…
Yeri geldiğinde Ferhat ile Şirin, yeri geldiğinde Mem ü Zin‘dir…
Türkçe’deki “aşk”tır; Kürtçe’deki “evin”dir…
Kimi zaman adı Munzur’dur, kimi zaman Honaz’dır…
Kimi yerde poyraz, kimi yerde lodostur; o yüzden bazen serttir, bazen bir serinlik yaratır…
Yoksulun, garibanın yanında, zulmün karşısındadır…
Vakti geldiğinde Soma‘da kömür madeninde, vakti geldiğinde ise Şirvan‘da bakır madenindedirler…
Evet, onlar bu toprağın sesi olan, dertleri türkü söyleyip insan sömürüsünü dillendiren, bu ülkenin komünist müziğin bam teli olan Grup Yorum üyeleri…
Acaba başka bir kelama, söze ihtiyaç var mıdır?