Türkiye ekonomisinde belirsizlik: Mali istikrarda zayıflama eğilimi

TİSK’in Kasım Ayı Ekonomi Bülteni’nde, ABD başkanlık seçimini Donald Trump’ın kazanmasının ardından küresel piyasalardaki dalgalanma sonrasında yakın dönemde dünya ekonomisi genelinde en çok konuşulacak kavramların başında dolar kıtlığının geleceği ifade edildi.

Türkiye ekonomisinde belirsizlik arttı! Mali istikrarda zayıflama eğilimi

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından hazırlanan Kasım Ayı Ekonomi Bülteni’nde, ABD başkanlık seçimini Donald Trump’ın kazanmasının, küresel ekonomide yarattığı dalgalanmalara dikkat çekilirken yakın dönemde, dünya ekonomisi genelinde, en çok konuşulacak kavramların başında “dolar kıtlığı”nın geleceği belirtildi.

TİSK Kasım ayı Ekonomi Bülteni’nde küresel ekonominin, ABD seçim sonuçlarına karşı tepkisinin bu kadar sert olmasının nedeninin, ABD Merkez Bankası FED’in, parasal genişleme politikasını sona erdirme olasılığının artması olduğu belirtildi.


Bültende yer alan değerlendirmelere göre, FED’in faiz oranını artıracak olması ya da küresel dolar arzında kısıtlamaya işaret edebilecek bir başka politika değişikliği, sermaye akımlarını yavaşlatabilir veya akımların yönünü değiştirebilir. Bu da başta dış denge sorunu yaşayan gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bazı ekonomilerde yeni sorunlar doğurabilir.

Türkiye ekonomisinde de belirsizlikler arttı

ekonomide belirsizlik arttı

TİSK Kasım Ayı Ekonomi Bülteni’nde, tüm ekonomilerde olduğu gibi, Türkiye’de de ekonomik belirsizliklerin arttığı; bu durumun da yatırım iklimini olumsuz yönde etkilediği belirtildi. Bülten’de 2017 yılı büyüme hedefine ulaşılmasının zor göründüğü ifade edildi. TİSK, özellikle Eylül döneminde yüzde 11,3’e yükselen işsizlik oranının, hem 2017 yılı işsizlik hedefine, hem de istihdam-büyüme ilişkisi göz önüne alındığında hedef büyüme oranına ulaşmanın zor olacağına işaret ettiğini kaydetti.

Bültende; Ocak-Eylül döneminde doğrudan yabancı yatırım net girişinin geçen yılın aynı dönemine göreyüzde 49,3 oranında azalarak 4 milyar 906 milyon dolara gerilediği belirtildi. Cari açığın finansmanında kullanılan diğer bir kaynak olan portföy yatırımları kaleminde Eylül ayında 1 milyar 589 milyon dolar çıkış olmasına karşın, bu kalemden ülkeye Ocak-Eylül döneminde 8 milyar 651 milyon dolarlık giriş oldu ve cari açığın finansmanında başat rol oynadı. Ancak son dönemlerde artan belirsizlik, yabancıların menkul kıymet stoklarını azaltmasına neden oldu. 14 Ekim ile 11 Kasım tarihleri arasında yabancılar, menkul kıymet stokunu 4,2 milyar dolar azalttı.

Son bir ayda en fazla TL değer kaybetti

Bültende, ABD Merkez Bankası FED’in faiz oranını artırma ihtimalinin güçlenmesinin, yükselen ekonomilerin ulusal paralarının değerinde aşınma yarattığı hatırlatılarak, 17 Ekim ile 17 Kasım tarihleri arasındaki bir ayda ulusal parası en hızlı değer yitiren ülkenin yüzde 7,44 ile Türkiye olduğuna dikkat çekildi. Türkiye aynı zamanda bu ülkeler içinde en yüksek cari açık oranına sahip ülke konumunda.

TİSK, Merkez Bankası’nın faiz artırım kararına da değinerek şu tespitlere yer verdi:


“TCMB 24 Kasım tarihli PPK toplantısında aldığı kararlarla kurdaki yüksek ivmeli artışa karşı politika faizinde 50, faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan artış yaptı. Banka ayrıca, döviz hesaplarına uygulanan zorunlu karşılıkları azalttı ve ihracatçılara reeskont kredilerinin geri ödemesinde vade uzatma veya TL ile ödeme imkanı getirdi.”

“TCMB’nin kurda çok daha yüksek olabilecek artışları önlemeye ve faiz artırım araçlarını kullanabileceğini göstererek uzun vadeli hareketleri sakinleştirmeye yönelik bu olumlu adımları ile AP’nin üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulması tavsiyesinin açıklanması, aynı güne rastgelen zıt etkiler yarattı.”

TİSK, iç ve dış politika alanlarında tansiyonun düşürülmesine, ekonomiye güvenin geliştirilmesine, ekonomik hedeflerin gözden geçirilerek yeni bir planlamayla ekonominin yeniden rayına oturtulmasına ihtiyaç duyulduğunu da ifade etti.

Mali istikrarda zayıflama eğilimi

Maliye politikasının son iki aydır genişleme yönlü olduğunun belirtildiği Bülten’de bütçe açığının Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19,9, Ekim ayında ise 2015 yılı Ekim ayına göre yüzde 101,4 oranında arttığı ifade edildi. Diğer yandan Ekim ayında faiz dışı bütçe fazlası yüzde 71,6 oranında düşerek, 2 milyar 801 milyon TL’ye geriledi. Bu veriler, Eylül-Ekim aylarında mali istikrarda zayıflama olduğuna işaret ediyor.

Bültene göre, Ekim ayında bütçe açığının bu kadar yüksek oranda artmasında 2015 yılı Ekim ayına göre bütçe gelirlerinin yüzde 1 oranında azalarak 43 milyar 365 milyon TL, bütçe giderlerinin ise yüzde 18,9 oranında artarak 43 milyar 469 milyon TL düzeyinde gerçekleşmesi belirleyici oldu. Bütçe gelirlerindeki düşüşte ekonomik faaliyetteki gerilemeye bağlı olarak dahilde alınan katma değer vergisinin yüzde 27,3, ithalden alınan katma değer vergisinin yüzde 10,1 oranında azalması etkide bulundu.


TİSK Bülteni’nde bütçe gelirleri düşerken bütçe giderlerinin artması olgusunda bazı harcamaların dikkat çektiği belirtilerek, bütçe giderlerinin yüzde 35,2’sini oluşturan cari transferlerin 2015 yılının Ekim ayına göre yüzde 27 oranında artarak 15 milyar 336 milyon TL’ye ulaşmasının, bunların başında geldiği kaydedildi. Bültende yer alan analize göre, bu artışta cari transfer harcamalarının alt kalemi olan sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderlerinin 2015 yılı Ekim ayına göre yüzde 51,6 oranında büyüyerek 4 milyar 475 milyon TL’den, 7 milyar 162 milyon TL’ye varması önemli rol oynadı.

‘Türkiye’ için toparlanma zamanı: 2017’de ekonomiyi ne bekliyor?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.