Gizli kalp hastalığı nedir? Risk faktörleri nelerdir?

Kalp sağlığı yüzyıllardır tıp dünyasının radarında yer alır. Kalp krizi sonucu ölümler ise ani ölümlerin başında gelir. Gizli kalp hastalığı nedir?

Gizli kalp hastalığı nedir? Risk faktörleri nelerdir?

VKV Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölümü doktorlarından Uzm. Dr. Alpaslan Eryılmaz, genç insanlarda ani ölüme neden olan hastalıkların en başında kalp sorunlarının geldiğini belirterek şu bilgileri veriyor:

Kalp kası hastalıkları

“Kalbin ritim bozuklukları, ciddi kapak hastalıkları ve kalbin aşırı büyümesiyle seyreden kalp kası hastalıkları genç insanlarda ani ölümlere neden oluyor. Doğuştan gelen kalp rahatsızlıklarının yanı sıra beslenme ve yaşam biçimi de kalp rahatsızlıklarını tetikleyen önemli bir kriter. Ani ölümlerde bu gizli kalp sorunu ise en yaygın olarak karşılaştığımız konu. Yaşlılarda olduğu gibi gençlerde de ani ölümlerin en yaygın sebebi, kalbi besleyen koroner damarların tıkanmasıyla ortaya çıkan kalp krizi”.


Gizli kalp hastalığı

Uzm. Dr. Alpaslan Eryılmaz, ani ölümlerin altında yatan en önemli sorunun “gizli kalp” olduğunu söyledi. Genç yaşta geçirilen kalp krizlerinin genellikle hafif ya da orta dereceli darlıklardan kaynaklandığına dikkat çeken Eryılmaz, “Kalp krizi öncesi dönemde yapılan elektrokardiyografi, efor testi ile kalpte kanlanma bozukluğunu gösteren talyum sintigrafisi ve stres EKO gibi testler normal çıkabiliyor. Hatta bu testlerin tamamen normal olduğu bazı kişiler, müteakip gün ve aylarda kalp krizi geçiriyor ve yüksek oranda da hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Halk arasında bu durum ‘gizli kalp hastalığı’ olarak adlandırılmaktadır,” dedi.

Artık günümüzde özellikle kalp şikâyeti olmayan ancak kalp hastalığı gelişme riski orta veya yüksek olan genç insanlarda koroner kalsiyum skorlama veya bilgisayarlı tomografik anjiografi ile damar sertliği ve damar darlıkları tespit edildiğini vurgulayan Eryılmaz, daha ileri yaştaki hastalarda elektrokardiyografi, efor testi, talyum sintigrafisi ve stres ekokardiyografi testleriyle hastalığın teşhis edilmesi ihtimalinin yükseldiğine dikkat çekerek, ancak yine bu yaşlarda kesine en yakın sonuçların bilgisayarlı tomografik anjiografi ile elde edilebileceğini vurguladı.

Genç yaşta kalp krizi öldürücü olabilir

Damar sertliğinin ileri yaşlarda daha yaygın olmakla birlikte genç insanlarda da görülebildiğine dikkat çeken Eryılmaz, “Genellikle erkeklerde 45 yaş altında, kadınlarda ise 55 yaş altında kalp krizi genç kabul edilir. Hatta halk arasında genç yaşta geçirilen kalp krizlerinin daha ağır seyrettiği ya da öldürücü olduğuna inanılır. Bilimsel veriler ve araştırmalar da bu durumu doğrulamaktadır. Çünkü yaş ilerledikçe ve damarlar yavaş yavaş daraldıkça, kalbin koroner damarları arasında kendiliğinden yeni köprü by-passlar oluşmakta ve ani damar tıkanması durumunda bu by-passlardan gelen kan, kalp krizinin ağırlığını azaltabilmektedir. Fakat gençlerde henüz bu köprü by-passlar oluşmamış olduğundan, kalp krizi kalbe daha ağır hasar vermektedir,” dedi.

Kangren olan kalp, kriz geçiriyor

Eryılmaz, “Atardamarların içinde biriken, damarların içini daraltan veya tıkayan kolesterol birikintilerine ‘plak’, hastalığa tıpta ‘ateroskleroz’, halk dilinde ise ‘damar sertliği’ diyoruz. Damarların içindeki basınç varlığı ve sürekli kan akışı zaman zaman bu plakları çatlatıyor. Kandaki pıhtılaşma, damarı delinmiş veya yırtılmış olarak algıladığı için pıhtı oluşturarak deliği tıkamaya çalışır, ancak aynı zamanda bu pıhtı damarın da içini tamamen tıkayarak kalbin belli bir bölümünün kansız kalmasına ve kangren olmasına neden olmaktadır. Yine bu durum tıpta ‘myokard infarktüsü’, halk dilinde de ‘kalp krizi’ olarak bilinmektedir,” dedi.

45 yaş öncesi kalp krizinde aile öyküsü önemli!

Bazı insanların damarlarının içinin doğumundan itibaren pırıl pırılken, aynı yaş ve cinsiyetteki diğer insanların damarlarının sertleşebildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Alpaslan Eryılmaz, “Neden-sonuç analizleri yapıldığında bazı risk faktörleri karşımıza çıkıyor. Yaşın ilerlemesi, sigara, kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, şişmanlık, stresli yaşam ve kişinin ailesinde 45 yaş öncesi kalp krizi geçiren birisinin olması en önemli nedenler arasında bulunuyor. Bu risk faktörlerinden birkaç tanesine sahip olan bir bireyin kalp krizi gelişme riski de o oranda artar. Bu risk faktörlerinin bazıları değiştirilemez ki bunlar yaşın ilerlemesi ve ailesel yatkınlıktır. Diğer faktörler ise değiştirilebilir ve tedavi edilebilir, yani risk olmaktan çıkar. Dolayısıyla damar sertliği ve kalp krizinin önüne geçilebilir. Bunun için yaşam şeklini sağlıklı yöne modifiye etmek, sigarayı bırakmak, tansiyon yüksekliğini ve şeker hastalığını kontrol altına alarak tedavi etmek gerekiyor,” dedi.

Kişinin risk faktörlerinden bir kaçına sahip olması durumunda erken teşhis için bir kardiyoloji uzmanına başvurması gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Alpaslan Eryılmaz şunları aktardı:

“Öncelikle yeni ve kapsamlı risk analizi kriterlerine göre kişinin önümüzdeki 10 yıl içinde kalp krizi geçirme riskini hesaplıyoruz.

Orta veya yüksek riskli hastalarda kalp damarlarında darlık veya tıkanıklık olup olmadığını, hatta başlangıç aşamasında bile olsa damar sertliği olup olmadığını kontrol etmek gerekir.


Buradaki test seçimi kişinin genç veya yaşlı olmasına ya da göğüs ağrısının olup olmamasına göre değişir.

Ancak kalp damar hastalığına yakalanma riski yüksek olan bir kişinin hiç bir kalp şikâyeti olmasa bile daha başlangıç aşamasındaki damar sertliğinin saptanmasıyla alınacak önlemler ve yapılacak tedavilerle sonradan karşılaşılabilecek kalp krizleri ve ani ölümler önlenebilir.

Testler

Testlerde kalp damarlarında belirgin darlık veya tıkanıklık olduğu yönünde bir şüphe oluşursa ya da kişi yüksek riskli grupta yer alıyorsa;

Kasık ya da kol atardamarından yapılan klasik kateter koroner anjiografi yapılmalıdır. Ancak burada gözden kaçırılmaması ve de özellikle vurgulanması gereken nokta şudur; bu öneriler hiç bir şekilde kalp şikâyeti ve bilinen kalp hastalığı olmayan hastalarda uygulanabilir.

Hali hazırda göğüs ağrısı şikâyetleri olan veya daha önce kalp krizi geçiren, damar tıkanıklığı olduğu bilinen hastalar, damarları balon, stent ya da by passla açılmış bile olsa bu grupta yer almaz.

Yani bu hastalar için koroner kalsiyum skorlama ve tomografik koroner anjiografi, teşhis ve takip için uygun testler değildir.

Görüntüleme yöntemlerinde ciddi bir darlık veya birden çok darlıklar saptanması durumunda yapılacak tedavide ise;

Balon anjioplasti ile birlikte stentleme ya da teknik olarak stent mümkün olmayan hastalarda klasik by-pass yapılır.

Hafif ve orta darlık saptanan hastalarda ise hem darlıklar ciddi dereceye ilerlememesi ya da daha hafif-orta iken bile kalp krizine dönüşmemesi için maksimum medikal tedavi olarak adlandırılan kolesterol düşürücü, aspirin, beta bloker ve ACE inhibitörü olarak adlandırılan ilaçların hemen hemen tamamı kullanılır.


Ayrıca eğer kişide mevcutsa tedavi edilebilen risk faktörleri olan sigaranın bırakılması, tansiyon tedavisi, diyabet tedavisi, obezitenin azaltılması ve stresin azaltılması da doğrudan kalp krizi geçirilme riskini ve damar sertliğinin ilerlemesini azaltmaktadır.”

Kalp sağlığını korumak için nasıl beslenmeli?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.