İngilizce hazırlık sınıfı uygulaması ne zaman başlayacak?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın şu an pilot uygulama olarak başlattığı ve önümüzdeki yıl tüm Türkiye’de uygulamaya geçecek “5. Sınıfta İngilizce Hazırlık Programı”nın önemi ve yapılması gerekenler Bahçeşehir Okulları tarafından BAU’da düzenlenen panelde tartışıldı.

İngilizce hazırlık sınıfı uygulaması ne zaman başlayacak?

Panelde, 5. Sınıflarda İngilizce hazırlık programının başarılı bir şekilde uygulanması için müfredat, içerik, ölçme değerlendirme ve eğitimcilerin kalitesinin yanı sıra, dil saatlerinde sürekliliğin sağlanması ve öğrencinin yeni bir dil öğrenmeye yönelik motivasyonunun sürdürülmesinin önemi üzerinde duruldu.

MEB tarafından önümüzdeki eğitim öğretim döneminde Türkiye çapında uygulamaya alınacak olan 5. Sınıflarda İngilizce Hazırlık Programının öneminin altının çizildiği panelde, programın verimli uygulanması için nelerin yapılması gerektiği ayrıntılı bir şekilde tartışıldı. Öğretmen kalitesi, öğrenci ve veli bakış açısı, kültürel özelliklerden, müfredata kadar bütün konuların konuşulduğu panele eğitimciler, öğrenciler ve veliler yoğun ilgi gösterdi.


Özel ya da kamu demeden bu süreçte birbirimize destek olmalıyız

Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sinem Vatanartıran moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin açılış konuşmasını yapan Vatanartıran, yabancı dil ediniminin bir süreç olduğunun altını çizerek Türkiye’nin yabancı dil eğitiminde arzulanan seviyede olmadığının ancak MEB’in yeni uygulamasının bu konuda önemli bir adım olduğunun altını çizerek özel eğitim kurumlarının da programın ülke çapında uygulanması için sorumluluk alarak devlete destek olması gerektiğini belirtti. Vatanartıran, özel okulların dil öğretme tecrübesinden faydalanılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’de yabancı dil eğitim tarihi çok eskilere dayanıyor

ingilizce-hazirlik-sinifi

Bahçeşehir Okulları Yabancı Diller Direktörü İpek Bulduk Cooley tarihten örneklerle ülkemizde yabancı dil eğitiminin Osmanlı dönemine dayandığını ancak özellikle son yıllarda istenen kaliteye ulaşılamadığını belirtti.

Bulduk; öğrencilerimize erken yaşta yabancı dil edinimine dahil ettiğimiz için bu konuya ayrı bir önem veriyoruz. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’nın son dönemde yaptığı ders takvimini ve çalışmalarının yanı sıra almış olduğu kararı son derece önemsiyoruz ve destekliyoruz. Nitelik bakımından, ders saati artırımı faydaları bakımından tartışılamayacak durumdadır. Bu noktada devlet ya da özel okul ayrımı yapmadan birbirimize destek olmalıyız. Genelde hazırlık sınıfının 5. sınıfta olmasında hem fikir olunmuş durumda. Bahçeşehir Okullarında uyguladığımız BODES (Bahçeşehir Okulları Dil Edinim Süreci) erken yaşlarda başlamakta. 5. sınıfı ise ortaokulun sınav odaklı yaklaşımı başlamadan önce önemli bir yıl olarak görüyor ve yoğunlaştırılmış İngilizce programı uyguluyoruz.

Tüm Türkiye’de müfredat, kitap, sınav ve ödev adına standart getiren, ülkemizdeki öğrenci ve öğretmen ihtiyaçlarına en vakıf özel okullar zinciriyiz. Sadece öğrenci için farklılaştırılmış eğitim değil, öğretmenler için de ihtiyaç analizi yaptıktan sonra doğru yapılandırılmış ve süregelen bir hizmet içi eğitim sistemi uyguluyoruz. Bütün bunların yanında dil edinim bir süreçtir, sabırlı olmak ve süreklilik sağlamak gerekir. Okul açıldıktan 5 ay sonra “çocuğumuz ne zaman İngilizce konuşacak” demeye başlanıyor. Bunun bir süreç olduğunu unutmamamız lazım. Bu süreci çok iyi planlamamız ve iyi şekilde yönetip başarıya ulaşmamız lazım. Ailelerimiz ve çocuklarımızın sabırlı olmaları sürecin başarıya ulaşmasında son derece önemli.”şeklinde konuştu.

Paraşüt yapıyoruz ama uçurmuyoruz

Pearson Türkiye Öğretmen Eğitmeni Guy Elders konuşmasına yabancı dil eğitiminde en önemli konunun motivasyon olduğunun altını çizerek başladı.

Elders konuşmasında “70 ülke arasında yabancı dil alanında yapılan araştırmada Türkiye 50. sırada yer alıyor. İlk beşte ise; İsveç, Hollanda, Danimarka, Slovenya ve Finlandiya bulunuyor. Baktığınız zaman öğrenci aynı öğrenci, öğretmen aynı öğretmen. Bizim asıl sorunumuz uygulama alanında ne yapıyoruz, evde ne yapıyoruz? İngilizce öğrenmede ise asıl önemli olan motivasyondur. Öğrenciler ikinci sınıfta İngilizce öğrenmeye karşı çok istekliyken, 8. Sınıfa geldiklerinde çok soğuduklarını görüyoruz. Sistem olarak öğrenciye ödev olarak paraşüt yapmayı veriyoruz ama yaptığı o paraşütü sınıfta uçurmuyoruz. Dili de aynı şekilde hayatımızın her alanına sokarak kullanmamız gerekiyor. Yurt dışında her şey daha iyi değil, yurt dışı ile aramızda özellikle eğitime bakış, öğretmenin rolü, velinin rolü gibi konularda kültürel fark var.” dedi.


Dile maruz kalma süresi öğrenmede etkili

Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belma Haznedar konuşmasında yabancı dil eğitiminin sürekliliği üzerinde durdu ve “Dil öğrenimi süreklilik gerektirir. Kısa zamanda gerçekleşmediği gibi yeterince girdi sağlanmazsa edinimler kısa sürede unutulur ve dil kaybı yaşanır. Özellikle sınıf ortamıyla sınırlı olan öğrenme durumunda dile maruz kalma süresi ve şekli çok önemlidir. Bilgiyi öğrenme değil, öğrenmeyi öğrenmeliyiz. Anlamlı öğrenme ortamı yaratarak sınıfta yaratılanı kalıcı hale getirmeliyiz. Nörolojik olarak bir çocuğun dil öğrenmesinde alt sınır olmadığı gibi üst sınır da yoktur.

Yani her çocuk, patolojik bir problemi olmadığı müddetçe, yeterli girdi sağlanırsa iki, üç, ve hatta daha fazla sayıda dili öğrenebilir. Çocuk iletişim ve etkileşim kurduğu her dili öğrenebilir. Çocuk bu kavrayışı çok erken yaşlarda ediniyor. 4-5 yaşlarında dil eğitimine başlamış çocuk anadil ile etkileşimli olarak yabancı dil eğitimini daha hızlı kavrayacaktır. Dil edinimi sürekli olmalıdır. Eğitim süresi ilerleyen yıllarda düşürülmemelidir. Yapılan araştırmalara göre, bir yabancı dilin akademik açıdan iletişimsel olarak kullanılabilmesi 5 ila 6 yıl zaman alıyor. Dolayısı ile, 5. Sınıfta yoğun bir İngilizce programının ardından diğer yıllarda uygun bir saat ile dil öğretimine devam edilmeli. Bir sene ile sınırlandırılmamalı. dedi

Öğretmen kalitesi eğitimin kalitesini belirliyor

Bahçeşehir Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derin Atay konuşmasında öğretmenlerin öneminin altını çizdi ve “Eğitimde kalitenin artması ve çıktıların belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi aslında birçok halkadan oluşan sistemin doğruca uygulanmasıyla gerçekleşir. Bu halkalardan birinin zayıf olması durumunda sistemi güçlendiremezsiniz. Eğitimin kalitesinin artmasının da öğretmen kalitesine dayalı olduğunu unutmamalıyız. Öğretmenin ders anlatımı o sınıfa hitap etmiyorsa o sınıfın başarılı olmasını bekleyemezsiniz. İngilizce öğretmenlerinin yetiştirilmelerinin de ayrıca ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Üniversiteye giren İngilizce öğretmeni adayının, üniversitede okuyacağı İngilizce hazırlık sınıfını geçme notunun diğer bölümlerde okuyanlardan daha yüksek olmasından tutun, hazırlık sınıfı boyunca aldıkları sınavların da çok daha farklı olmasına kadar tamamen ayrı düşünülmeli. Diğer fakülteler 60 puan ile hazırlık sınıfını geçiyorsa öğretmenlik öğrencilerinin daha yüksek puanlarla geçmeleri gerekiyor. Çünkü en başta İngilizce öğretmeninin kendisinin İngilizce yeterliği çok iyi durumda olmalı. İngilizce öğretmenleri, sadece son sınıfta bir dönem öğretmenlik deneyimi değil, BAU’da yaptğımız gibi okul-üniversite ortaklığı kurularak, birinci sınıftan başlayarak, sürekli okul deneyimi ve öğretmenlik deneyimi yaşamalılar. Teorik derslerin yanı sıra gündelik hayattan aldığı edinimleri de derslerine uygulayarak, kendini kültürel alanlarda da besleyerek bu deneyimlerini de öğrencilerine aktarmalıdır.” tespitlerini dinleyicilerle paylaştı.

Hazırlık programının başarıyla uygulanması

Panel sonunda Türkiye’de İngilizce eğitiminin istenen seviyeye ulaşmasında bir fırsat yakalandığına dikkat çekilerek planlı ve programlı bir şekilde, devlet ve özel sektör işbirliği ile, doğru müfredat ve kaynak kullanarak bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Müfredat oluşturulurken, dil edinim süreçlerine dikkat edilerek içeriğin öğrenciyi motive edecek, diğer alanlarda öğrendiklerini yabancı dille ifade etmesini destekleyecek konuların seçilmesinin ve sadece okullardaki ara sınavların yerine, dil gelişim sürecini yakın takip etmek amacıyla uluslararası standartlara göre ölçme ve değerlendirme yapılmasının önemi vurgulandı.

Ölçme sisteminin “hata” bulmak yerine doğru yapılanı ortaya çıkarmak ve zayıf olanı güçlendirmeye odaklanması gerektiği belirtildi. Yabancı dil eğitiminin yıllar sürebileceği, ikinci sınıftan itibaren daha fazla ders saati ile başlanması gerektiği, 5. Sınıfta yoğun hazırlık programından sonra yine sekteye uğramadan uygun ders saati ile devam etmesi gerektiği vurgulandı.


Önerilen saatlerle 12 yıllık temel eğitimin yeni bir dil öğrenmek için yeterli bir zaman olduğu, bu zamanın iyi değerlendirilmesiyle Türkiye’de İngilizce eğitiminin istenen seviyeye gelebileceği belirtildi. Guy Elders kapanış konuşmasında motivasyonun önemine değinerek şunları söyledi “Çocuklarımız gelecekte bugün henüz bilinmeyen mesleklerde çalışacaklar. Yani onları bilinmeyen bir geleceğe hazırlıyoruz. Ancak bilinen bir gerçek var ki İngilizce gelecekte de gerekli olacak.”

Finlandiya eğitim konusunda dünyada neden bir numara?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.